Türkiye’yi sarsan 6 Şubat’taki depreme Şanlıurfa’daki evinde yakalanan 23 yaşındaki Antakyalı Fadile Ezer, depremden sonra Antakya’ya ailesini kurtarmaya gitti. Ailesinden 10 kişiyi kaybeden Ezer, enkaz başında ailesini beklerken; Şanlıurfa’daki evin sahibi kirayı vermesini istedi. Ezer, duvarları çatlayan ve hasarlı evde oturamayacağını söyleyince ev sahibi Ezer’in eşyalarını attı.
“YARDIM İSTEMEK İÇİN AİLEMİ ARADIM BABAM ENKAZDA OLDUĞUNU SÖYLEDİ”
Gerçek Gündem’e konuşan Fadile Ezer, deprem gecesi Şanlıurfa’daki evinde yalnız olduğunu ve evin tüm duvarlarının çatladığını söyledi. Merdivenlerden düşen ve yardım istemek için Antakya’daki ailesini aradığını belirten Ezer, Antakya’nın durumunun daha kötü olduğunu Antakya’ya gidince anladığını ifade etti:
“Depreme evde tek başımayken yakalandım. Merdivenlerden düştüm, yardım istemek için ailemi aradım. Babam enkazda olduğunu söyledi, yakınlarıma ve akrabalarıma ulaşamayınca apar topar Hatay’a gittim. Ben o gece depremden sonra beni gelip almalarını istemiştim çünkü eve bir daha giremezdim. Durumun Hatay’da daha kötü olduğunu bilmiyordum.”
“EV SAHİBİ HASARLI EVİN KİRASINI İSTEMEK İÇİN BENİ ARADI”
Ev sahibinin 20 Şubat’ta kirayı istemek için kendisini aradığını belirten Ezer, evin hasarlı ve duvarlarının çatlak olduğunu ifade ederek evde oturamayacağını söyledi. Bunun üzerine ev sahibinin eşyalarını boşaltmasını istediğini belirten Ezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hatay’da enkazın başında ailemin çıkarılmasını beklerken Şanlıurfa’daki ev sahibim kirayı istedi. Ama evin durumu çok kötüydü, duvarlar çatlamıştı. Ev sahibine eve geri dönmek istemediğimi söyledim. O da eşyalarımı depoya koyacağını ve evin anahtarını yollamamı söyledi ama anahtarım zaten ev sahibinde varmış. Bana evin anahtarının olduğunu söylemedi.”
“KAĞIT PARÇALARININ ARASINA SAKLADIĞIM PARALARIM BİLE ATILDI, HİÇBİR ŞEYİM KALMADI”
Hatay’dan ayrılamayacağı için Şanlıurfa’ya eşyalarını alması için arkadaşını gönderen Ezer, arkadaşının eve girdiği sırada tekrar deprem olduğunu ve çok az eşyasını alabildiğini söyledi. Ezer, mutfak eşyalarının hepsinin, kıyafetlerin birçoğunun, özel eşyalarının ve çekmecede küçük poşetin içinde kâğıt parçalarının arasında sakladığını paralarının bile atıldığını ifade etti:
“Daha sonra Urfa’ya döndüm, eve girdiğimde hiçbir eşyam yoktu. Evi başka biri tutmuş ve evde başka eşyalar vardı. Eşyalarımı da çöpe attıklarını söylediler. Sadece fotoğraflarımı alabildim. Vefat eden kuzenimin hiçbir eşyasını alamadım. Onun bana verdiği kıyafetler de vardı, onlar da gitti. Evimdeki her şeyi anneannem almıştı. Bardağımdan çatala, tenceresinden çiçeklere kadar her şeyi… On beş tane çiçeğim vardı, ölmeden bir gün önce söylemişti anneannem lütfen çiçeklere iyi bak diye… ‘Çiçeklere iyi bak, su ver, güneşe koy’ demişti. Bir çiçeğimi bile bulamadım ben. Mutfak eşyalarım, yatak odasındaki eşyalarım ve tüm özel eşyalarımın hepsi atılmış. Biriktirdiğim dolarları bile atmışlar. Hiçbir şeyim kalmadı.”
“EŞYALARIM YA BAŞKALARINA VERİLDİ YA DA SATILDI”
Ezer, Şanlıurfa’ya evine gittiğinde başkasının eşyalarıyla karşılaştığını belirtti. Evinden sadece battaniye ve yastığını alabildiğini söyleyen Ezer, “Ev sahibi eşyalarımı attığını söyledi ama bence yalan söylüyor. Çünkü benim battaniyemi ve yastığımı evi yeni tutan kız kullanıyor. Ya eşyalarımı başkalarına verdi ya da sattı” dedi.
“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM”
Ev sahibini şikâyet ettiğini söyleyen Ezer, tazminat davasının da açılacağını ifade etti. Ezer, “Gönüllü bir avukat bana yardım etti ve tazminat davası açmamı söyledi. Ama rahatsızdım, günlerce hastanedeydim. Yarın notere gideceğim ve tazminat davası açacağız. Ben suç duyurusunda da bulundum. Konu medyaya yansıdığı için sürecin daha hızlı ilerleyeceğini söylediler” diye konuştu.