Sevgili Okurlarım! Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), şu Pandemi sürecinde fakruzaruret içinde olan milletin derdini dert etmeyen ilginç bir partidir. MHP lideri Bahçeli’nin açıkladığına göre, MHP mutfağında hazırlanan 100 maddelik yeni anayasa önerisi, bugüne kadar yalnızca Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulmuştur. MHP’nin yeni anayasa taslağı milletle birlikte hazırlanmadığı gibi, milletten de gizlenmektedir.
Çünkü MHP’nin anayasa önerisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yıldönümü çatısının Başkanlık Sistemi’nin ana ilkelerince örmek için ve Cumhur İttifakı’na özgü yeni bir anayasa marifetince hazırlanmıştır. Diğer bir deyişle MHP’nin yeni anayasa taslağı, Ortaçağ kafasıyla hazırlanan bir anayasadır. MHP yönetimince hazırlanan yeni anayasanın, demokratik ve sivil bir anayasa nitelikli bir anayasa olmadığı bellidir. Bu nedenle de, bu anayasanın Türkiye’nin güçlenmesine, Türk milletinin varlık ve birliğine destek vermesi düşünülemez.
MHP’nin hazırladığı yeni anayasanın, Türkiye’yi ayak bağlarından kurtarması ve önümüzdeki yüzyıla Türk milletinin mührünü vurmasına vesile olması mümkün değildir. Çünkü MHP; milletin şu Pandemi sürecinde daha da artan beklentilerine dayalı ve ilgili bir parti değildir. O yüzden, bugüne kadar yalnızca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgi ve takdirine sunulan 100 maddelik anayasa tasarısı metnini ne alan, ne gören, ne de okuyan olmuştur. Oysa siyaset er meydanıdır! Er meydanında olduğunu iddia edenler, MHP mutfağında hazırlanan anayasa metnini neden kamuoyuna açıklamıyor?
MHP’nin hazırladığı anayasa önerisi metnini milletten gizlemesi, Türk siyaseti ve demokrasi adına utanç verici bir durum değil de nedir? Çünkü MHP yönetimi dürüst ve şeffaf değildir; MHP siyaseti mafyalaşmış bir siyasettir. Cumhur İttifakı, son günlerde artık mafya ile anılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde çetelerin, tarikatların, cemaatlerin ve müttehitlerin hükmü sürmektedir. Mafyanın hüküm sürdüğü bir ülkede, hukukun üstünlüğünün varlığından söz edilebilir mi?
Kim ne dersin. Türkiye’de milletin egemenliği değil, ekonomik ve siyasi gücü olanların düzeni hâkimdir. Gelecekte bir gün kötü emel sahipleri mutlaka hesap verecektir. Seçim sandığında millete hesap vermekten kaçış ve kurtuluş yoktur. Türkiye’nin, Başkanlık Sistemi’nin çatısının örüldüğü bir anayasaya değil, demokratik ve sivil bir anayasaya ihtiyacı var!
Ayrıca, MHP Lideri Bahçeli’nin açıkladığı anayasa taslağı, itiraftan da öte bir korku taslağıdır. Bırakın bu anayasa taslağının bir kıymeti harbiyesinin olması, icabında onaylı anayasanın ya da kanunun bile hükmünün olmadığı bir devirdeyiz. O nedenle içeriğini tam bilmesek de, bu taslağın toz zerresi kadar ciddiye alınıp tartışılması dâhi akla ziyandır. Umarım muhalefet partileri de bu akla ziyan işe girişmezler.
Ama açıklanan başlıklar içinde, ‘Tek Adam’ın hâlihazırdaki karizmasını çizen, yetkilerini kırpan ve bazı yetkilerini başka organ ve kişilere devreden ya da paylaştıran öyle öneriler var ki, MHP taslağı ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemi’nin çuvalladığının da açık itirafıdır.
Tabii burada yeni ve önemli olan şey sadece MHP Lideri Bahçeli’nin itirafı değildir. Zaten çuvallamayı görmek için bu itirafa da gerek yok. Bence bu taslak asıl, MHP’nin önümüzdeki seçimde kendi adayı Erdoğan’ın kazanacağından ümidi kesmiş olduğunun da kanıtıdır. Sandıktaki yarışı muhalefet adayının kazanacağı korkusu öylesine içlerine işlemiş ki, MHP yönetimi şimdiden önlem arayışına girmiştir. Öyle değilse ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemi’nin şanına yakışmayacak şekilde, onun haşmet ve iktidarını traşlayıp güdükleştirme hamlesinin, önce MHP’den gelmesi beklenir miydi?