Perşembe, Kasım 21, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe YazılarıNecati Gündüz Yazdı: Cumhuriyet

Necati Gündüz Yazdı: Cumhuriyet

 

Cumhuriyet, hükûmet ya da devlet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu monarşi ve oligarşi kavramlarının karşıtıdır. Ve bu yüzdendir ki ‘’HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR’’ sözü çok anlamlıdır. İnsanlığı iki ayak üstünde duruyor olmaktan ibaret olanlar anlamasa da, anlamı büyüktür. Beyin yoksulu birtakım madrabazların bunu anlayamamaktan veya işlerine gelmediğinden dolayı ‘’hakimiyet Allah’ındır’’ diyerek bu söze küfür atfetme hezeyanları, zırcahillik kokan cumhuriyet düşmalıklarının dışa vurumudur.

Hiç şüphe yok ki hakimiyet Allah’ındır. Allah cc. tebliğ işini peygamberlere verdi diye hakimiyeti elden bırakmışmı oldu? Daha basit bir dil ile anlatmak gerekirse. Diyelim ki bir fabrikanız var ve bu fabrikanın mutlak sahibi ve hakimi sizsiniz, ister yakar ister satar ister işletirsiniz. Bütün bunlara hiç kimse karışamaz. her istediğinizi kimseye hesap vermeden ve sormadan yapabilirsiniz. Ve diyelim ki, bu fabrikanın başına bir ceo getirdiniz ve dediniz ki bizim prensiplerimiz bunlardır, bu fabrikayı bu prensipler doğrultusunda aklın ve bilgin ile yönet, ben seni kontrol edeceğim. Şimdi fabrikanın sahibi o fabrikanın hakimi olmaktan çıkmış mı oldu? Yine o fabrikanın sahibi her istediğini yani satma, kapatma, vb. yapamaz mı oldu? Birbirini anlamaktan aciz bir zümrenin bu basit anlatımı da anlayamayacağını biliyorum ama ben buraya koymuş olayım.

Kaldı ki İslam bir yönetim modeli sunmaz. Allah cc. Gönderdiği 124 bin peygamberin hepsine benim katımdaki din budur ilkelerim bunlardır, siz bunu gönderildiğiniz halka sosyal ve fiziki şartların gerektirdiği şart ve koşullarda tebliğ edin demiştir. Bu yüzden Bunca peygamberin ibadetleri bile farklı olmuştur. Dolayısı ile hz. Muhammed (saav) ten önce gelen 123999  peygamberin ve ona tabi olanların hiçbiri yönünü kıbleye dönüp namaz kılmadı diye ibadeti geçersiz sayılmadı. Mesela sıcak ülkelerde yaşayanlar cehennemin sıcağı ile korkutulurken, soğuk ülkelerde yaşayanlar cehennemin soğuğudan korkutulurlar. Aslolan allaha tam teslimiyet ile beraber kulluktur. Yönetirken de; istişare, adalet, ahlak, vicdan, liyakat ve  eşit gelir dağılımından sapmamaktır.

Peygamberin (saav) yaşadığı dönemde uygulanan bu güzel hasletler. Şimdilerde peygambere ümmet olduklarını söyleyen hiçbir ülkede  uygulanmıyor. Ülkemizde de Kötü niyetli madrabazların Kuranı arapça dışında okumanın haram olduğunu savunması bu yüzdendir. Bununla birlikte hadisleri uydurdukları hadis dinini yaymak için Türkçe okumaları bu yüzdendir. Yani samimiyetsizlik  had safhada. İslamın içinden; üretmeyi, ahlak ı, tevazu yu, barışı sevgiyi, paylaşmayı çıkarıp sadece namaza, oruca, kıla ve kıyafete endeksleyenler bunlardır.  Bunlar ki  Kuran’a dokunulmasın diye kuran çarpar derler, ama ellerinde kuran ile çarpmadıkları kimse kalmamıştır. Trilyonluk villalarda oturup, trilyonluk araçlarla gezerken halka fakirliğin faziletlerini anlatıp şükretmeyi öğretirler. Hatta o kadar aymaz olurlar ki ‘’ne mutlu size keşke bizde fakir olsaydık’’ diyecek kadar da madrabaz ve sahtekardırlar. Fakir olmak isteyip te olamamışlar gibi insanları aptal yerine koymaya kalkarlar. Dedelerinin bu rezil düzenine çomak sokan MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ü bu yüzden sevmezler ve her fırsatta lanet ederler.

Bu ülkede yaşayan herkes cumhuriyetin kurucusu ebedi ve eşsiz başkomutan MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’e borçludur. Ve bunu inkar etmek nankörlüktür. Ve kurduğu cumhuriyetin altını oymak ve değerini anlayamamak kendi kendine ve ülkesine ihanettir. Mustafa kemal paşa ağzından çıkacak tek bir söz ile padişahlığını ilan edebilecek iken bu ülkenin eşit bir vatandaşı olmayı yeğleyip, herkesin bu ülke yönetiminde söz sahibi olabileceği bir yönetim şekli belirlemesi ve hayata geçirmesi  bu ülke insanına layık gördüğü en büyük iltifat ve şereftir.

Bu ülkede yaşayan insanların bir kısmı bunu anlayamadığı gibi hakaret te ediyor, ama güneş balçıkla sıvanmaz dost düşman herkes hakettiği yere koydu ve koymaya da devam edecektir.

Josef STALİN. Rusya’nın tek hâkimiydi. 2. Dünya Savaşı’ndan önce ve savaş esnasında milyonlarca Rus’u katletti. Ardından gelen Nikita Kuruşçev Stalin’in anıt mezarını yıktırıp, O’nu sıradan ölülerin gömüldüğü arka bahçeye nakletti.

Winston CHURCHİLL. İngiltere’ye 2. Dünya Savaşı’nı kazandırdı.  Eşcinsel olduğunuzu iddia ediyorlar, ne diyeceksiniz? diyen muhabire  ‘’İngiltere’yi popomla değil, aklımla yönetiyorum’’ diyecek kadar kurnazdı. Savaştan sonra ilk seçimde kaybetti.

Franklin ROOSEVELT. ABD tarihinin en önemli üç başkanından birisi.  ‘’Düşmanlarımız top tüfek üretiyor, biz buzdolabı’’ diyerek  Amerika’yı Dünya Savaşına soktu. Amerikan halkı savaşa katılmayı reddediyordu. New York’ta Hyde Park’a defnettiler. Her gün köpeğini gezdiren Amerikalılar geçiyor önünden. Bir Amerikalı’yı çevirin sorun, hatta fotoğrafını gösterin. – Çoğu Amerikalı tanımaz bile.

Benito MUSSOLİNİ. İtalyan diktatörü. İtalyan halkı O’na tapıyordu. İtalya’nın sonunu hazırladı. Bir avuç faşist dışında mezarına giden yok. Bir İtalyan’ı çevirin sorun. Adını duyunca, gözlerindeki nefreti fark edeceksiniz.

Hitler’i söylemeyelim Adı bile yetiyor…

Adlarını saydığımız liderler yirminci yüzyılın akışını değiştirip, yaşarken milyonları peşlerinden sürükleyen dünya liderleriydiler. Tarihin tozlu sayfalarında unutulup gittiler.

Dünya’da ölümünün üzeriden 83 yıl geçmesine rağmen, her geçen gün daha fazla özlenen, yaptıkları ve düşünceleri her geçen yıl daha iyi anlaşılan, Dost düşman herkesin, huzurunda saygıyla eğildiği tek “lider” var;

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.

CUMHURİYET BAYRAMINIZ tekrar KUTLU OLSUN.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER