Mustafa Kemal Atatürk, Türk asker, devlet adamı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur. Atatürk’ün Türk dilindeki anlamı “Ataları gibi Türk” demektir. Bir daha eşine rastlanılması pek mümkün olmayan bu devrimci kahramanın yaptığı işlere bakılırsa aslında milliyetinin çok ta önemi yoktur. Mustafa kemal Atatürk bu kişilik ve şahsiyetle bir kürt, laz, arap, çerkez, vb. herhangi bir ırka mensup olabilirdi. Dolayısı ile onu değerlendirirken, severken, sevmezken, fikirlerini yaşatmaya çalışırken, kurduğu ülkeyi yıkmaya çalışırken. yaptıklarına bakıp saygı duyulması gereken bir halk kahramanı ve muadili olmayan bir devlet adamı olduğunu unutmamak lazımdır.
Amerikanın askeri gemisini kıble edinip secde edenler, onu anlamaz ve sevmez. onlara bu satırlarda bir harf bile ayırmak istemezdim. ama neden sevmediklerini belirtmek lazım. Yaşadığımız asırda, islam’a yapılabilecek en büyük ve değerli hizmeti yerine getirmek için, önce kuranı anlayabileceğimiz dile çevirten, ardından diyanet işleri başkanlığını kurup, bu kurumda; sorgulayan, haddini bilen, dünyadan haberdar olan, taklitçi olmayan, kuranı gerçekten anlayabilen ve özgür düşünebilen din adamları yetiştirilmesini istemiş ve öncü olmuştur. Çünkü o müthiş öngörüsü ile biliyordu ki atalarından duydukları nakil dinine inananlar akleden yeni nesil karşısında bozguna uğrayacaklardı. Ve uğradılar da. Çünkü kuran ın uyarısını hiçe sayarak bu güne geldiler. (Gerçek şu: Bu Kur’an sana ve toplumuna elbetteki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız (Zuhruf 44)..
Allah cc. Bu ilahi kitabın içindekilerden sorumlu tutulacağımızı söylerken, anlayarak okumamız gerektiğini murad etmektedir. İşte Atatürk’ün kuranı Türkçeye çevirmesinin de diyanet ileri başkanlığını kurmasının da yegane sebebi budur. Çünkü bu mukaddes kitap ve din, dervişlerin, şeyhlerin ve tarikatların eline ve vicdanına bırakılamayacak kadar değerli ve önemlidir. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkenin vatandaşları dinini de anlayarak yaşamalı ve buna göre amel etmelidir. Bunu yapabilmek için neye inandığını, nasıl inanması gerektiğini elbette kendi dili ile okuyup anlaması gerekiyordu.
Eğer öyle olabilseydi, günümüz sahtekarları ve madrabazları, adı her türlü kötü şaibeye karışmış bir siyasi partiye oy verirseniz sevabınız artar diyebilecek kadar şirke batacak ve zıvanadan çıkacak duruma gelmezler, ve kendilerini alkışlayacak saflar bulamaz belki de taşlanırlardı. Yüzde 99’u Müslüman olan ülkede inançlıların sayısı yüzde 50’lere gerilemezdi. son kırk yılımızı heba eden, rezil rüsva eden, dindar olduğunu zannettiğinden ahlaka ihtiyacı kalmadığını düşünen siyasal İslamcıların başardıkları tek şey bu olmuştur. Memleketin son kırk yılına bakınca, her türlü ihanetin, yolsuzluğun, soygunun, talanın, vurgunun altında imzaları vardır. Yetkili makamlarda bulunduğu halde, Bu konuda ihmali olan, eksiği olan ve cumhuriyeti ve kurucusunu anlayamayan, değerlerine sahip çıkmayan vurdumduymazların ihanetini tarih yazacaktır.
OSMAN BÖLÜKBAŞI bir gün Mecliste, Parmağı ile menderes’i işaret ederek ; Dünyadaki tüm ticari faaliyetleri araştırıp inceledim, DİN TİCARETİNDEN DAHA KÂRLI BİR SEKTÖR, GÖRMEDİM, BUNU EN İYİ BAŞARANLARDAN BİRİSİ DE, SENSİN deyince, Demokrat partililer Bölükbaşı’nın üzerine yürür, kendisine 3 oturuma, katılmama cezası verilir. Demokrat Partili Menderes’in Bölükbaşı’dan kurtulmak, hapse atmak için, Milletvekili Seçildiği KIRŞEHİR il statüsünden çıkartılıp, ilçe yapılır. Bölükbaşı’nın böylece, vekilliği düşürülüp, komünizm propagandası yapmaktan dosya hazırlanıp, hapse atarlar…!
Bunları yapan vatansever ve demokrasi şehidi denilen ,yandaş kanallarda öve öve bitirilemeyen,İstanbul Emniyet müdürünün eşi ile ahlaksızca ilişki yaşayan Menderestir.
Bir sonraki seçimde Bölükbaşı, Ceza evinden, Bağımsız Aday olur ve oyların %90’ını alıp, yeniden milletvekili olup, hapisten çıkar. Ve ilk oturumda, menderes ‘in gözünün içine baka baka; Türk milleti senin gibi din tüccarı hainlerin suratına her daim şamarı indirir der.
Bugün 10 kasım. Ebedi değerimiz ve başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete uğurladığımız gündür. Bir devlet adamı ki, öldüğünde 17 milyon kişi ağlamış ölümünden 83 yıl sonra 83 milyon kişi ağlamakta sevgi ve özlemle anmaktadır. Ruhu şad mekanı cennet olsun.