Cumhur İttifakı, AKP ile MHP arasında bir seçim ittifakı olarak ortaya çıkmıştır. Ama zaman içinde bu beraberlik, “Erdoğan-Soylu-Bahçeli” üçlüsünden oluşan bir şahsi beka ve kader ortaklığına dönüşmüştür.
Bu dönüşüm, sivil demokratik siyaset anlayışını da, parti kavram ve olgusunu da günden güne tırtıklamış, aşındırmış ve çürütmüştür. Cumhur İttifakı’nın bugün gerçek hayatta ne manaya geldiği AKP’de de kafa bulandırmaya başlamıştır. At izinin it izine karıştığını görenlerin sayısı artıyor gibi…
Ama karışan kafalardaki gözler açılıyor gibi olsa da, üçlü arasındaki ilişkiye ve bu ilişkinin dayandığı kurguya akıl sır erdirmek hala kolay değil…
Kruvaze ceketini düğmelemeden ve besmele çekmeden Erdoğan’ın adını ağzına alamayan Bahçeli, O’nun AKP’deki vekiline, Kabinedeki bakanına, Saraydaki eski dava arkadaşlarına, hatta medyadaki emir kulu kalemine ve sesine veryansın etmekten çekinmiyor. AKP’lileri hizaya sokma işini bizzat yapıyor: muhalefet liderlerine ettiği hücum ve hakaretin benzerini icabında onlardan da esirgemiyor maşallah. Zaten tek işi de ona buna zılgıt çekmekten, kem söz etmekten ve tehdit savurmaktan ibarettir.
Şu günlerde Bahçeli’nin hedefinde AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın partideki vekili olarak görünen Numan Kurtulmuş var. Ona ve onun adamına yönelttiği azar ve ikazın haddi hesabı yok. Kurtulmuş ağzını açıp da tek söz edemiyor. Yazık!
Dahası Erdoğan, ‘vekilimdir’ diye partinin başına koyduğu Kurtulmuş’u Bahçeli’nin hiddet ve hışmından kurtarmak şöyle dursun, altın çerçeveli hatıra eşyasıyla Bahçeli’nin doğum gününü kutlamaya gidiyor. Besbelli ki O’nun açısından, Bahçeli’yi boş bırakmaktansa, kendi vekilini bozuk para misali harcamak evladır.
Erdoğan bu ziyareti Bahçeli’yi doğum gününde tatmin ve teskin etmek için mi yaptı? Bahçeli’ye “Numan’ın kusuruna bakma, onu ben hizaya sokarım” mı dedi? Bahçeli’nin evinde ne konuştular bilmiyoruz. AK P ve MHP’lilerin de bildiğini sanmıyorum. Tabii, “Ben bilmem reisim bilir” diyenlerin umurunda olduğunu da!
Erdoğan ve Bahçeli’yi birbirine Soylu vasıtasıyla kancalayan bu ilişkinin simbiyotik mi olduğu tartışıladursun, görünen o ki, iktidar uğrunda Erdoğan için “Bahçeli-Soylu” bir yana, AKP çadırındaki figüranlar dâhil Türkiye bir yana. Bahçeli için de benzeri geçerli.
Hatırlatmakta fayda var: Faşizm türlü türlüdür. En zalimi dinci faşizmidir. Çünkü o halkı Allah adına ezer. Ve siz ona karşı mücadele ettiğinizde sanki Allah’a karşı savaşıyormuşsunuz gibi suçlanırsınız.