Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde düzenlediği I. Tarım Konferansı tamamlandı. Dere Mesire Alanı’nda düzenlenen konferansa birçok çiftçi, ormancı, ekolojist, alanlarında uzman akademisyenler ve TİP Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını akademisyen ve TİP Bilim Kurulu üyesi İlke Bereketli yaptı. “Elbette önceliğimiz bugün tarım ama görüyoruz ki tek sorunumuz, tek derdimiz tarım değil” diyen Bereketli, “Doğamız, toprağımız tehdit altında” dedi.
Bereketli’nin konuşması şöyle:
“Bugün Türkiye İşçi Partisi’nin ilk kez düzenlediği I. Tarım Konferansı için bir aradayız. Tarımı konuşmak, gıdayı konuşmak için buradayız. Elbette önceliğimiz bugün tarım ama görüyoruz ki tek sorunumuz, tek derdimiz tarım değil. Biliyoruz ki dünyamız bir krizden geçiyor. Bir yandan kuraklık, iklim krizi, ormansızlaşma; bir yanda ekonomik kriz, derin yoksulluk, açlık. Bir yanda savaşlar… İnsanlar ve tüm canlılar için aslında ölüm-kalım mücadelesini eşiğinden geçtiğimiz günlerdeyiz.
Ülkemize de yakından baktığımızda AKP iktidarıyla on yıllardır, yanlış politikalar nedeniyle yaşamımız, haklarımız büyük tehdit altında. Doğamız, toprağımız tehdit altında. On yıllardır tarımı, haycancılığı çökerten, çiftçiyi çökerten politikalar uygulanıyor. Tarım alanlarını betonlaşmaya, sanayileşmeye açtılar. Birkaç uluslararası şirketin, tekelin eline çiftçiyi, köylüyü mahkum ettiler. Mazotta gübreye tüm girdilerde maliyetler alabildiğine arttı. Bir zamanlar kendi kendine yeter bir ülkeydik, şimdi kendine kendine yeten bir ülke değil hiçvbir şeye yetemeyen bir ülke haline geldik. Takıl ambarı olmakla övünürdük, şimdi yurdumuz buğday üretemez hale geldi.”
TİP Bilim Kurulu üyesi Doç Dr. Hakan Güneş de konferansın açılış konuşmasında söz aldı ve “Bu bereketli toprakların son derece bereketsiz hükümeti tarafından tarımımız bu hale getirildi.
Güneş’in açıklamaları şöyle:
“Bugün bu konferans dışa dönük bir seslenme değil. Birlikte, sonuç bildirgemize de yansıyacak olan kararları alma konferansı aynı zamanda. Doğal olarak burada, öncesinde hazırlıkları yapılmış bir çerçevenin tartışılacağı, üzerine ekleneceği çıkarılacağı bir süreç yaşayacağız. Buradaki her bir söz bizim için altın kıymetinde, onları can dinleyeceğiz ve bunu Türkiye’nin diğer bölgelerinde de aşağı yıkarı 6 aylık bir periyotla Çukurova’da, Konya’da, Urfa’da ve Karadeniz’de yapmayı planlıyoruz.
Sözlerimi ben burada sonlandırmak istiyorum. Ve yaşadığımız tarım başta olmak üzere problemlerin, doğal problemler olmadığının bir kez daha altını çizmek istiyorum. Yaşadığımız
problemler bir tür doğa olayıyla ilgili gibi görünüyor bazı açılardan ama netice çok açık, hepimiz açısından görünüyor. Bu bir siyasi karar ve 20 yıldır bu bereketli toprakların son derece bereketsiz hükümeti tarafından tarımımız bu hale getirildi. Zaten var olan problemleri derinleştirdi. Bu bereketsiz hükümetten bir an önce kurtulmak birinci vazifemiz”
”Sloganlarla Giriş Yapıldı”
Tarım Konferansı’nın üçüncü oturumu öncesinde ise konferansın düzenlendiği salona kortej oluşturularak giriş yapıldı. Barış Atay’ın da katıldığı yürüyüşte “Kırda iş, tarımda ekmek” pankartı taşındı.
“Çiftçinin borcu 2003 yılında 2,4 milyar TL iken bugün 134 milyar TL’ye çıkmış. Bu korkunç bir artış. Nüfusumuz sürekli artıyor ama çiftçi sayımız buna paralel olarak artması gerekirken sürekli azalıyor. Eskiden tarıma eksik gedik bir destek verildiğini konuşurduk” diyen Atay, AKP döneminde çiftçilerin devletten destek ve hibe alamamaya başladığını belirtti.
Atay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Korkunç faizlerle kredi borcuna sahip oluyorlar. Ödeyemez duruma gelince iki sonuç ortaya çıkıyor. Ya çiftçiliği bırakıyor ya arazilerine el koyuluyor. Bunun örneği, hatırlarsınız AKP döneminde Tarişbank satıldı. Herhangi bir eksiği, defosu hiçbir şey olmaksızın Tarişbank’ı sattılar. Bu aslında 2002 yılında iktidara geldiklerinde IMF ile Dünya Bankası’na söz verdikleri politikaların uygulanmasının başlangıcıydı. Hatta Ziraat Bankası’nın bile satılması gündemdeydi. Ziraat Bankası’nı satmadılar ama bütün işlevini değiştirerek aslında satmaktan beter hale getirdiler. Şu an gördüğümüz gibi, örneğini Demirören üzerinden vereyim. Asla ödenmeyecek olan kredileri Ziraat Bankası gibi kamu bankaları üzerinden kendi yanlarındaki yandaş iş insanlarına peşkeş çekerek devleti biraz daha yoksullaştırıyorlar.”
Atay’ın konuşmasının ardından foruma geçildi. Konferansta yurdun dört bir yanından gelen söz alan çiftçiler söz alırken, yaşadıkları sorunları anlattı.
“Böyle giderse üretim yapamayacağız” diyen çiftçiler, bir an önce doğru tarım politikalarının uygulanması gerektiğini belirtti.