CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal TBMM’de Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB-SEN) Genel Başkanı Deniz Ezer, Genel Örgütlenme Sekreteri Hizam Hasırcı, Genel Mali Sekreter İlhan Culha,ve Disiplin Kurulu Başkanı Hüseyin Koku ile birlikte düzenlediği basın toplantısında; “Bölünmüş öğretmen odaları ile ötekileştirilmiş öğretmenlerle öğretmenlerin sorunu çözülemez” dedi. İktidarın 20 yıllık eğitim politikasını eleştiren Hatay Milletvekili Serkan Topal açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“2022-2023 eğitim-öğretim yılına başlayacağız. Öncelikle tüm öğrencilerimize ve eğitim camiamıza kazasız belasız, sağlıklı bir eğitim yılı diliyorum.
Önümüzde nasıl bir eğitim yılı var diye baktığımızda, ne yazık ki sağlıklı bir dönemi göremiyoruz. 20 yıldır süregelen kargaşa devam ediyor. Öğretmenlerin sorunları kartopu gibi her yıl artarak büyüyor. Okullarımızın teknik ve fiziksel sorunları çözümlenemiyor.
ATATÜRK, CUMHURİYETTEN ÖNCE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINI KURDU
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizi eğitim ve kültür üzerinden temellendirmiştir. Bunun içindir ki daha cumhuriyet kurulmadan, TBMM’nin açılışından sadece 13 gün sonra 6 Mayıs 1920’de Milli Eğitim Bakanlığını kurmuştur. Kurtuluş Savaşının en kanlı çarpışmalarının yapıldığı dönemde yani 15 Temmuz 1921’de 1 Maarif Kongresini toplamıştır. Atatürk, kongre de yaptığı tarihi konuşmasında “…Silâhıyla olduğu gibi beyniyle de mücadele etmek zorunda olan milletimizin, birincisinde gösterdiği gücü ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. Milletimizin temiz karakteri yetenek ile doludur. Ancak bu doğal yeteneği ortaya çıkarabilecek yöntemlerle donatılmış vatandaşlar gereklidir. Bu görev de sizlere düşüyor.” Diyerek öğretmenlerimizi aydınlanma mücadelesinde göreve çağırmıştır.
Bu kongreden anlıyoruz ki Atatürk eğitimi kurtuluşun anahtarı olarak görmektedir.
EĞİTİMİN SORUNU ÇÖZÜLMEDEN HİÇ BİR SORUN ÇÖZÜLEMEZ
Zira eğitimin sorunu çözülmeden, adaletin sorununu çözemezsiniz. Ekonomiyi düzeltemezsiniz. Çünkü vicdanlı bir hâkimi de, başarılı bir ekonomisti de yetiştirecek olan öğretmendir.
Bölünmüş öğretmen odaları ile ötekileştirilmiş öğretmenlerle bu sorun çözülemez.
Bilindiği üzere Öğretmen meslek yasası çıkarıldı. Yani Öğretmenlik Kariyer meslek olarak kabul edildi. Öğretmenlik; Öğretmen, Uzman Öğretmen ve Baş Öğretmen olarak 3 kariyer basamağına ayrıldı.
Peki, bu yasa yapılırken öğretmenlerin görüşü alındı mı? Hayır. Bu yasanın asıl muhatabı olan öğretmenler memnun mu? Hayır. Kapalı kapılar arkasında yandaş kimi sendikaları yanlarına alarak sırf Sayın Genel Başkanımız Öğretmen meslek kanunu çıkaracağız, dediği için panik halinde bir rol çalma yasası olarak çıkarılmıştır. Şimdi işler kaosa dönüşünce Sayın Bakan da bu yasayı yandaş sendika ile yaptıklarını itiraf ediyor.
ÖĞRETMENLİK KARİYER MESLEKTİR
Öğretmenlik doğası itibariyle zaten bir kariyer meslektir. Eğitim Fakülteleri müfredatı bu kariyer mesleğe göre yapılır. Öğretmen bunun için Pedagojik formasyon ile donatılır. Mesleğe başlarken zaten bir sınav sonucu ataması yapılır. Bundan sonrası deneyimdir, birikimdir. Çünkü Öğretmenin yegâne malzemesi insandır. Öğretmen insanı eğitim inşasından geçirir. Şimdi bu yasa ile sınavla unvan getiriliyor. Yani 59 alan öğretmen başarısız 60 alan öğretmen başarılı.. Bu baraj hangi bilimsel kriterler dikkate alınarak yapıldı? Sınavlar hangi objektiflik içerisinde yapılacak. Son 20 yıldır yapılan her sınavın adeta bir skandala dönüştüğü bir iktidar dönemini yaşıyoruz. Sınav sabıkası kabarık olan bir iktidara öğretmen ne için güvensin? Son yapılan KPSS skandalının altından henüz kalkamamış bir iktidar var. Bunun için Sayın Genel Başkanımızın ifade ettiği üzere öğretmenlerimize bu sınava girmeyin diyoruz.”
Daha sonra söz alan TÖB-SEN Genel Başkanı Deniz Ezer ise, öğretmenlerin sorunlarına değinerek düşüncelerini şöyle aktardı:
“ Hepimizin amacı eğitimi büyütmektir. Ancak öğretmenlerin maaşlarındaki iyileşmeleri unvanlara bağlayan bir yasa ile karşı karşıya olduklarını ifade ederek hiçbir kariyer meslekte sınav maaş artışı yapılmazken ne yazık ki bu öğretmenlere reva görülmüştür dedi. 12 maddelik bir meslek yasasının olamayacağını ifade eden Deniz Ezer, konuşmasını iktidara seslenerek şöyle sürdürdü.