Depremzedelerin çadıra ulaşamadığını fotoğrafla anlattı: “Depremin ilk günü Antep Nurdağı burası. Çocukların ayağında ayakkabı yok. Sığınacak yer yok, çadır yok. Yağmur yağıyor, yalın ayak yürüyor bu insanlar. İkinci gün, üçüncü gün de yoktu.”
Ağırel’in konuşması şöyle:
“Kızılay elinde belirli bir stok çadır bulundurmak zorunda. Hatay’daki deposu 2 yıl öncesine kadar ağzına kadar doluydu. Biz bu çadırları Suriye’ye gönderdik. 200 bin çadır oraya gönderildi.
Artı sadece çadır değil briket evler yapıldı, konteynerler gitti. AFAD Kızılay’a başvuruyor, Kızılay 40 bin çadır veriyor ilk başta, sonra 10-15 bin daha olmak üzere toplamda 55 bine yakın çadırı teslim ediyor. Var olan çadırlardan Ahbap da talep ediyor. Maliyetine ödemesini yapıyor, çadırlar Ahbap’a gönderilmek üzere yola çıkıyor. Afet zamanı çadır aldık biz.
Haberden sonra olay doğrulatılınca olayın şokunu yaşadı. Herkesin içinde acı oldu. Güvenmeye çok ihtiyacımız var. İnsanlar güvenebileceği bir liman arıyor. Kızılay’ın organizasyon şemasında belirtilen şey yegane Tük milletinin yanında olmak zor durumunda.
Her afette depremde, selde yangında kafamızı çevirdiğimizde Kızılay’ı görmeye alışkınız. Sonrasında değişikliklere uğradı Kızılay. 2016 Nisan ayında şubelerinin 750 şubeden 600’ü kapatıldı. Kapatılan şubelerin başkanları delege idi. Kurumu ayakta tutan kişilerdi, bunlar kapatıldı. Üyeler mahkemeye gitti. Mahkeme kayyum atadı. Şu anda 251 şubesi var. Sonra Kızılay holding oldu. Yasal olarak holding oldu. Kızılay çadır teşebbüsü de limited oldu.
46 milyon TL’yi bölünce 20 bin küsur bin liraya bir çadır geliyor. Kriz anından kar üretmek ticari faaliyet için elzemdir. Ama Türk milletinin enkaz altında kaldığı dönemde Kızılay gibi derneğin para ticaretine girmesi kabul edilebilir bir durum değil. Dün itibarıyla Kerem Kınık’ın istifa etmesi gerekiyor.
Şu anda çadır yok. Çadır ihtiyacı var. Çadırların içinde 20-25 kişi kalmaya başlamışlar. Kırsala gidildikçe çadır ihtiyacı artıyor. Eşit ve adaletsiz bir dağıtım var. Adamın villası var, bahçesinde çadır var. Onun ailesi değerli, bu ülkeye vergisini veren halk değersiz.”
“Deprem olmadan önce Maraş’ta, Hatay’da raporlar hazırlandı. Hatay’da yapılan kötü senaryoda 42 bin yurttaşın öleceği öngörülmüş. Bununla ilgili hazırlık yapılması lazımdı. Elinizde o bölgeler için nüfusun yüzde 10’u kadar çadır olmalı. Zor değil. Bunun için yardım topluyorsunuz siz. Biz gazeteciler olarak Kızılay’ı denetleyemiyoruz.”
‘Kronik hastalığı olan çocuk donarak öldü’
Halk TV muhabiri Fırat Fıstık ise Hatay’dan canlı yayına bağlanarak CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal’la bölgedeki çadır ihtiyacını konuştu. Topal “Maalesef cesetleri daha toplayamadık. Ceset torbası bulamadık zamanında. İlk günden beri diyoruz ki çadır, çadır, çadır. Vatandaşlarımızın çoğu dışarıda. Depremin 6. gününde kronik hastalığı olan bir çocuk donarak öldü. Çünkü çadır yok. Vatandaşlarımız perişan durumda. Binlerce mesaj geliyor. Çadır istiyorlar. Evleri yıkılanlara bir çadır. 20 günü geçtik ve çadır olayını maalesef biz çözemedik. Kim yardım göndermek istiyorsa çadır göndersinler, sonra gıda göndersinler. Maalesef ikinci deprem kırsal kesimdeki 2-3 katlı evleri de yerle bir etti. Mesela Hatay’dan göç etmek zorunda kalanlar, çadır bulamayanlarla ilgili ciddi anlamda telefon geliyor, dışarıda kaldık, otel bulamıyoruz, kira fiyatlarında artış var deniyor. Devletin bu konuya el atması gerekiyor” dedi.
Halk Tv muhabiri Ferit Demir de canlı bağlantıyla Malatya’daki durumu anlattı: “Vatandaşlar hala STK’lar, AFAD’ın merkezlerine gittiklerinde ilk istedikleri çadır oluyor. Çadır ihtiyacı çok fazla. Hem köylerde hem Adıyaman il merkezinde fazla. İki gün önce Malatya’da Veli Ağbaba ile Kızılay’ın konteyner üretim merkezine gittik, çekim yapmamıza izin vermediler ama oradaki konteynerler özel şirketlere veriliyor. Afet durumu için konteyner stoku yapılmamış. Özel firmalar sipariş vermiş, Kızılay yapıyor. Oradaki konteynırlar herhangi bir durum için stoklanmamış üretilip özel şirketlere satılmış. Halk sağlığı tehlike altında. Asbest kanserojen içeriyor. TTB enkazların kaldırıldığı bölgede maske zorunlulu demişti. Hijyen ciddi bir sorun. Asansörlü taşıma sistemi vatandaşları sıkıntıya sokuyor. Fiyatlar artmış.”