Suriyeli Türkmenlerin gerçek sorunları
Merkezi Ankara’da olan, Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Dr. Emin Bozoğlan, Ramazan Bayramı’ndan önce, TBMM Mülteci Hakları Alt Komisyonu’na sunduğu raporda, Türkiye’deki Suriyeli Türkmenlerin sorunlarını anlatıyor. Raporda, Suriye’de 2011 yılında patlak veren iç savaşta en ağır bedelin Türkmenlerin ödediği vurgulanıyor.
Kendisi de aslen Bayır-Bucak Türkmenlerinden olan, Tıp eğitimini Hacettepe Üniversitesi’nde alan ve mesleğini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduktan sonra Türkiye’de icra eden Dr. Emin Bozoğlan, Suriye Türkmen Meclisi’nce hazırlanan raporda; Suriyeli Türkmenlerin köylerinden, topraklarından sürgün edildiklerini, büyük acılar çektiklerini ve çekmeye de devam ettiklerini açıklıyor.
Raporda ayrıca, Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti’nin hapishanelerinde muhalif oldukları gerekçesiyle tutuklanan insanlara sistematik bir şekilde işkence yapıldığı iddia ediliyor. Suriye’nin kuzeyinde, Türkmenlerin de bulunduğu köylerdeki evlere PYD/YPG militanlarının el koyduğu, Türkmen gençlerin sudan bahanelerle tutuklanıp zorla askere alındığı belirtiliyor.
Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Dr. Emin Bozoğlan; raporda, ilginç bir açıklamada daha bulunuyor. Rejimin destekçileri ile terör örgütlerinin, Türkmenleri ‘Türkiye ajanı’ olarak suçladıklarını iddia ediyor!
Açıkça itiraf etmeliyim ki, Dr. Emin Bozoğlan tarafından TBMM Mülteci Hakları Alt Komisyonu’na sunulan raporda; Türkiye’deki Suriyeli Türkmenlerin, halen Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı oldukları gerçeği göz ardı ediliyor! Türkmenlerin terk ettikleri evler ve topraklar, Suriye Devleti’ne tek taraflı olarak bırakılmış demektir. Terk edilen Türkmen köylerindeki evlere ha PYD/YPG, ha El Kaide veya El Nusra destekçileri el koymuş, ne fark eder?
Ayrıca, Suriye’de rejimin destekçileri ile terör örgütleri, Türkmenleri ‘Türkiye ajanı’ olarak suçlasalar ne olur? Suçlamasalar ne olur? Türkiye’ye sığınan Suriyeli Türkmenler, zaten Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti’ne muhalif ve düşman değiller midir?
Artık şu gerçeği anlamakta fayda var: Suriye; evi, toprağı, onuru ve ülkesi için mücadele edenleridir! Uluslararası teröristlere karşı, malını mülkünü ve vatanını koruyanlarındır!
TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLERİN DURUMU
Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Dr. Emin Bozoğlan tarafından açıklanan raporda, Türkiye’deki sığınmacıların mevcut durumundan da söz ediliyor. Rapordaki bilgilere göre; Türkiye’deki Suriyeli gençler, imkânsızlıklar içinde bir taraftan üniversite tahsili için uğraşırken bir taraftan da zorlu yaşam mücadelesi veriyorlar.
Suriye’de, 2011’de başlayan iç savaştan buyana; Türkiye’de doğan 240 bin çocuğun ‘vatansız’ olarak doğduğu ifade ediliyor. Bu sorun, savaş uzadıkça büyüyerek devam edeceğe benziyor. Türkiye’de faaliyet gösteren bazı Batı merkezli yardım kuruluşları ise, dernek çatısı altında teröre destek verdikleri gibi, Suriyeli mülteci aileleri ve çocukları suistimal ediyorlar.
Diğer bir deyişle, Türkiye hariç, dünya âlem Suriyeli sığınmacılara ve çocuklara düşman! Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı kadınlar da dünya âleme inat, durmadan çocuk doğuruyor! Böylelikle Türkiye’deki Suriyelilerin nüfusu her geçen gün biraz daha çoğalıyor.
Suriye Türkmen Meclisi Başkanı’na sormak gerek: Çadır ya da konteyner kentlerde yaşayan Suriyeli Türkmenler, 2011’den buyana çocuktan başka ne üretiyor? Vatansız doğan bu çocukların uyruğu ne olacaktır? Bu çocuklar, ileride hangi ülkenin askeri olacaktır?
SURİYE TÜRKMEN MECLİSİ’NDEN ÖNERİLER
Suriye Türkmen Meclisi’nce hazırlanan, Meclis Başkanı Dr. Emin Bozoğlan tarafından açıklanan ve TBMM kayıtlarına da geçen raporda; Türkiye’nin misafir ettiği sığınmacılarla ilgili öneriler de yer alıyor.
Örneğin; Sığınmacı kamplarında, sadece imkânı olmayanların barındırılması öneriliyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nden, çadır kentlerin hepsinin konteyner kente dönüştürülmesi talep ediliyor.
Ayrıca yaşlı, kimsesiz ve hastalar için bakım merkezlerinin oluşturulması isteniyor.
En önemlisi de, Türkiye lehine olacak şekilde, Suriyeli göçmenlerin, özellikle de Türkmenlerin ‘çifte vatandaş’ olmasının sağlanması veya ‘özel statü’ verilmesi öneriliyor.
Hatta Suriye’de güven sağlandığı ölçüde, Türkiye’deki sığınmacıların geri dönüşlerinin teşvik edilmesi de dillendiriliyor.
Ayrıca Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların; mesleklerinin icrasında ve beden gücüyle çalışanların emeklerinin T.C. vatandaşlarınca istismar edilmemesi için hukuki prosedürün işletilmesi ve etkin denetimlerin yapılması da öneriliyor.
Diğer bir ifade ile Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların ve çocukların, sadece Türkiye’de faaliyet gösteren bazı Batı merkezli yardım kuruluşların tarafından değil, Türkiye’deki dost ve akraba bilinen vatandaşlar tarafından da istismar edildikleri itiraf ediliyor!
Ne de olsa misafirlik bitti gayri, Türkiye’de yerleşik Türkmenler artık sadece birbirilerini değil, Suriyeli kardeşlerini de dolandırıyor. Aslında ne oluyorsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vergi ödeyen Türk vatandaşlarına oluyor. Bütçe gelirlerinin önemli bir kısmı terörle mücadele ve Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar için harcanıyor!
GELECEĞE DAİR STRATEJİ YOK!
Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Dr. Emin Bozoğlan tarafından TBMM Mülteci Hakları Alt Komisyonu’na sunulan raporda; Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların, özellikle de Türkmenlerin yaşadıkları sorunlar ayrıntılı olarak açıklanıyor ama bir gerçek göz ardı ediliyor.
Türkiye’ye sığınan 3 milyondan fazla Suriyelinin, halen Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı oldukları gerçeği göz ardı ediliyor. Suriyeli sığınmacıların, özellikle de Türkmenlerin terk ettikleri köylerin ve toprakların Suriye coğrafyasında bulunduğu gerçeği dikkate alınmıyor. Özellikle de Suriyeli Türkmenlerin köylerinden, topraklarından sürgün edildikleri iddiası gerekçelendirilmiyor.
Suriye’de 2011 yılında patlak veren iç savaştan en ağır bedelin Türkmenler tarafından ödendiği ve en büyük acıları Türkmenlerin çektikleri ve halen de çekmeye devam ettikleri yaşanan bir gerçektir. Ama Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti, rejim muhaliflerini tutuklamayıp da ne yapacaktı? Suriye yönetimi, Suriye vatandaşı ve muhalif olan Türkmen gençleri tutuklamayıp ve askere almayıp da Türkiye’nin tatil cennetlerinden Marmaris’e, Bodrum’a ya da Antalya’ya tatile mi gönderecekti?
Suriye’nin kuzeyinde yer alan Türkmen köylerindeki evlere ha PYD/YPG’li teröristler el koymuş ha El Nusra ya da El Kaide destekçisi teröristler! Evini, toprağını terk edenler yönünden ne fark eder ki? Terk edilen köylerin, evlerin davası olur mu hiç?
Ayrıca, Suriye’deki köylerini, evlerini, bahçelerini, anıların, mezarlarını, küçük-büyük baş hayvanlarını, ormanlarını, otlaklarını, derelerini, pınarlarını, çiçeklerini, böceklerini, her türden meyve ağaçlarını terk edip, koşa koşa Türkiye’ye sığınan Suriyeli Türkmenlerin; 2011’den buyana çadır kentlerde, konteyner kentlerde verdikleri onur ve özgürlük mücadelesinden anlı, şanlı bir ‘zafer’ çıkmaz!
Köylerini, topraklarını ve vatanını terk edenlerin onur ve özgürlük mücadelesi de, başarı öyküsü de, Türkmen davası da olmaz! Çünkü Suriyeli Türkmenlerin terk ettikleri evleri ve toprakları Suriye’de, Suriyeli Türkmenler ise Türkiye’dedir! Kim ne derse desin, Suriyeli Türkmenler; Suriye Arap Cumhuriyeti’nin kuruluşundan buyana, Beşar Esad döneminde olduğu kadar, hiçbir dönemde hür ve refah içinde yaşamamıştır.
Lafı uzatmaya hiç gerek yok! Atası Atatürk olmayanlar, Atatürk’ü anlamayanlar, din ve mezhep kavgası yapanlar, barış ve vatanı için savaşmayanlar, geleceğe dair stratejisi olmayanlar ve bağımsızlığı var olmanın yegane koşulu olarak kabul etmeyenler asla özgür olamazlar ve ilelebet bağımlı olarak yaşamaya mahkûmdurlar!
Ne demiş büyük Şair: Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğruda ölen varsa vatandır!