Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeofizik Mühendisleri Odası 2. Başkanı Serdar Kart, İçişleri Bakanlığı’nın 6 Mart 2023 tarihinde yayınladığı “deprem bölgesinde yapılacak yapı incelemeleri” hakkındaki genelgesine ilişkin, “Deprem bilimi olan sismoloji de jeofizik mühendisliğinin bir alt dalıdır. Bu sebeple, genelgede jeofizik mühendislerinin yok sayılması asla kabul edilemez” dedi. Akademisyen Prof. Dr. Mehmet Emin Candansayar ise, “Genelgedeki eksikliğin acilen düzeltilmesi gerekiyor. Bu konuda yetkilileri uyarıyoruz, yeni ölümlere sebebiyet vermemesi için” diye konuştu.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası, İçişleri Bakanlığı tarafından 6 Mart 2023 tarihinde yayınlanan “deprem bölgesinde yapılacak yapı incelemeleri” hakkındaki genelgeye ilişkin bugün Ankara’da bir basın toplantısı düzenledi. Jeofizik Mühendisleri Odası 2. Başkanı Serdar Kart, şöyle konuştu:
“GENELGEDE JEOFİZİK MÜHENDİSLERİNİN YOK SAYILMASI ASLA KABUL EDİLEMEZ”
“Her meslek grubu, kendi uzmanlık alanıyla ilgili yapılanları, yapılmayanları ve sonrasında yapılması gerekenleri tespit etti. Hatta hocalarımız devamlı görsel basında halkımızı bilgilendirmeye devam ettiler. Hâlen de yapmaya devam ediyorlar. Tüm bu çabalar, alınması gereken ama geç kalınan tedbirlerin hızla hayata geçirilmesi ve olası yeni depremlerde aynı acıların yaşanmaması içindir. Ancak 6 Mart tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan deprem bölgesinde yapılacak yapı incelemeleri hakkındaki genelgenin eksik çıkarılmasından kaynaklı olarak siz değerli basın mensupları vasıtasıyla bu yanlışın bir an önce düzeltilmesi gerektiğini buradan duyurmak istiyoruz.
Bilim insanları, deprem öncesi ve sonrası çalışmalara inşaat, jeofizik ve jeoloji mühendislerinden oluşan üç mühendislik dalı mensuplarımızla birlikte yapılması gerektiğini defalarca vurguladı.
Deprem bilimi olan sismoloji de jeofizik mühendisliğinin bir alt dalıdır. Bu sebeple, genelgede jeofizik mühendislerinin yok sayılması asla kabul edilemez. Odamızın Yapı ve Yapılaşma Jeofiziği Bilimsel ve Teknik Kurulu, bu yönergenin revize edilmesi için önerilerde bulunmuş ve deprem sonrası yapı incelemeleri de jeofizik mühendisliği araştırmaları için de teknik bir rapor hazırlamıştır.”
PROF. DR. MEHMET EMİN CANDANSAYAR: FAYIN ÇOK YAKININDAKİ BİR BİNA HİÇ YIKILMADAN DURABİLDİĞİ GİBİ DEPREM MERKEZLERİNDEN 100 KİLOMETRE UZAKLIKTAKİ BİNALAR İSE YIKILIYOR
Yapı ve Yapılaşma Jeofiziği Bilimsel ve Teknik Kurulu’ndan akademisyen Prof. Dr. Mehmet Emin Candansayar, Kart’tan sonra söz aldı. Hazırlanan 8 sayfalık raporda, deprem sonrası yapı incelemeleri konusunda yapılması gerekenlerin ele alındığını belirten Candansayar şöyle konuştu:
“Depremlerin oluş mekanizmaları, ne zaman olacakları veya depremlerin önceden kestirimi veya depremlerde meydana gelen sismik dalgaların kaydını alan, araştırmalar yapan mühendisler, jeofizik mühendisleridir. Dolayısıyla, deprem konusunda uzman mühendisler jeofizik mühendisleridir. Son yıllarda özellikle fay ile ilgili bir yasa önerisi sunulmuş. Yasa önerisiyle ilgili de Jeofizik Mühendisleri Odası ve bu bölümlerdeki akademisyenlerin açıklamaları oldu. Bunun bilimsel olarak bir altyapısının olmadığı belirtildi. Depremler sismik dalgaları üretmekte ve bu sismik dalgalar binaların yıkılmasına sebep olmaktadır. Depremden dolayı yüzeyde kırıklar da oluşmaktadır.
Kırıklar, insanları öldürmüyor ya da kırıklar binaları yıkmıyor. Depremde meydana gelen sismik dalgalar binaları yıkıyor. Burada büyük bir yanlış yorum da yapılıyor. Her yeni deprem yeni kırıklar ile olur. Yani, önceden hiç olmamış bir kırık, yeni bir depremle de oluşabilir. Dolayısıyla fay yasası önerisi biraz bilim dışı bir öneri oluyor.
Şu anda mevcut yasa ve yönetmeliklerde imar esas zemin etütleri veya parsel bazındaki zemin etütleri ile ilgili yönetmeliklerimizde, yer altında gömülü olan fayların veya kırıkların araştırılması konusu zaten var. Ama bu kırıkların yerini tespit etmek depreme dayanıklı bina tasarımında doğrudan ilişkili değil. Çünkü biliyoruz ki, fayın çok yakınındaki bir bina çok sağlam ve hiç yıkılmadan durabildiği gibi faylardan ya da deprem merkezlerinden 100 kilometre uzaklıktaki binalar ise yıkılıyor. Yani fayın olmadığı yerlerdeki binalar da yıkılıyor. Sadece, ‘Fay var, faya göre binaları yapalım’ ile yorumlamak çok yanlış ve hatalı olur ve birçok da ülkemizde kaoslara sebep olacaktır. Çünkü halihazırda nüfusun büyük yoğunluğu Kuzey Anadolu Fay zonunun sonuna doğru olan İstanbul’da. O zaman buradaki faylara göre yerleşim yerini değiştirmek büyük bir kaosa neden olacaktır.
“DEPREM DAYANIKLI BİNALAR YAPILABİLİR. BU KONUDA TÜRKİYE’DEKİ İNŞAAT MÜHENDİSLERİ YETERLİ BİLGİ BİRİKİMİNE SAHİP”
Binanın tasarımı yer ivmesine göre yapılırsa bu binalar yıkılmayacaktır. Deprem dayanıklı binalar yapılabilir. Bu konuda Türkiye’deki inşaat mühendisleri yeterli bilgi birikimine sahip. Depreme dayanıklı bina tasarımı nasıl yapılır biliyorlar. Bu konuda jeofizik mühendislerinin vereceği deprem ivmesi, parametreleri kullanmayı da biliyorlar. Dolayısıyla bunları kullanarak bu binaların yapılması durumunda depremden dolayı insanlarımız yeniden can vermeyecektir.
Deprem sonrası yapı incelemeleri, ayrıntılı detay incelemelerinde olması gereken jeofizik mühendisleri genelgede gözükmüyor ama pratikte şu anda, kamu kurumları tarafından görevlendirilmiş ve sahada, meslektaşlarımız bu görevi icra ediyorlar. Genelgedeki eksikliğin acilen düzeltilmesi gerekiyor. Bu konuda yetkilileri uyarıyoruz, yeni ölümlere sebebiyet vermemesi için. Çünkü böyle genelgeler sonra da genellemelere neden oluyor ve yönetmeliklere de dahil oluyor.”