Anadolu Üniversitesi (AÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Enis Yıldız, 6 Şubat’taki depremlerden etkilenen çocuklar için düzenlenen etkinliklerde palyaço olarak yüzleri güldürüyor.
AÜ İletişim Bilimleri Fakültesi İletişim Yönetimi Ana Bilim Dalı Araştırma Görevlisi Nihan Vural ile gönüllüler tarafından Belen ilçesi 10 Mart’ta Sarımazı Mahallesi’ndeki Sebati Günenç İlkokulunun bahçesinde kurulan “Anadolu Oyun Evi”nde her gün çocuklar için çeşitli programlar düzenleniyor.
Üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Enis Yıldız da çocuklara depremin olumsuz hatıralarını unutturmak için oyun evinde palyaço olarak görev alıyor. Bölgeye gitmeden önce jonglörlük ve balon katlama eğitimleri alan Yıldız, çocukların yüzlerini güldürüyor.
– “Çocukların karşısına çıkmak beni heyecanlandırıyor”
Bazı film ve tiyatro oyunlarında da görev alan Yıldız, AA muhabirine, Anadolu Oyun Evi’nde çeşitli yaş grubundaki çocuklara yönelik farklı organizasyonlar ve eğitimler yapıldığını söyledi.
Aynı zamanda oyunculuk yaptığını anlatan Yıldız, şöyle konuştu:
“Yaşadığımız acı günlerde çocuklara yönelik bir şeyler yapmak istedim. Sanatın iyileştirici işlevini unutmadan çocukları güldürmek için oyunculuğumu kullanmak aklıma geldi. Çocuklara depremi unutturmak ve hayata yeniden bağlanmalarını sağlamak için kolları sıvadım. Çocuklara yönelik daha önce gösteri yapmamıştım. Profesyonel kişilerle çalışıp, onlardan eğitim aldım. Jonglörlük, balondan hayvan figürleri yapmayı öğrendim. İlk gösterimi yaptım. Hem oyuncu hem yönetmen olarak birçok gösteri sundum ancak ilk defa çocukların karşısına çıkmak beni heyecanlandırıyor.”
– Bayramda da moral verecek
Yıldız, Ramazan Bayramı’nda ve 23 Nisan’da da çocuklar için sahneye çıkacağını dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Eskişehir’e gidip daha sonra geri geleceğim çünkü deprem gibi olumsuz durumlarda sürekliliğin hayati öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Vicdani sorumluluğu tamamlamak gibi bir durum olmamalıdır. O yüzden fiziksel koşullar el verdikçe nöbetleşe olarak yıllarca sürmesi için elimden geleni yapacağım. Üniversiteler sadece bilimin üretildiği mekanlar değil. Her anlamda ve koşulda yaşama dokunan kuruluşlar olmalıdır. Bu imkanı sağlayan üniversiteme de çok teşekkür ediyorum.”