Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın cezaevinden çıkarılması talebiyle Ankara Adliyesi’nde avukatların düzenlediği basın açıklamasına polis müdahale etti.
Türkiye İşçi Partisi(TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın mazbatasını alması ve TBMM Başkanlığı’na adaylığı kabul edilmesine rağmen cezaevinden çıkarılmamasına yönelik tepkiler sürüyor.
Toplumun çeşitli kesimlerinden özgürlük çağrısı yapılan Can Atalay için Ankara Adliyesi’nde de avukatlar tarafından bir basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya polis ve özel güvenlik ekipleri tarafından müdahale edildi.
“MÜCADELE ETMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”
TİP’in sosyal medya hesabından olay anının videoları paylaşılırken şu ifadeler kullanıldı:
“Ankara Adliyesi’nde Hatay Milletvekilimiz Av. Can Atalay’ın serbest kalması için basın açıklaması düzenleyen avukatlara ve hukuk meslek örgütlerine polis ve özel güvenlik saldırdı. #CanAtalayaÖzgürlük için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz!”
YEDİ İLDE AÇIKLAMA YAPILDI
Can Atalay’a özgürlük talebiyle bugün İstanbul, İzmir, Antalya, Mersin ve Sakarya’da da hukuk kurumları tarafından basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Gezi Davası nedeniyle bir yılı aşkın süredir haksız şekilde Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan meslektaşımız Av. Ş. Can Atalay, 14.05.2023 tarihinde gerçekleştirilen 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sonucunda, Hatay halkının oyları ve iradesi ile Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili seçilmiştir.
Mazbatası Hatay İl Seçim Kurulu tarafından düzenlenerek avukatlarına teslim edilmiş, milletvekili olarak seçildiğine ilişkin Yüksek Seçim Kurulu kararı 30.05.2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Son olarak 2 Haziran Cuma günü Can Atalay’ın TBMM kaydı yapılmıştır.
Seçilme yeterliliği bulunan, milletvekili olarak seçilen ve mazbatasını alan bir milletvekilinin, seçimin üzerinden on beş günden fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen hala tahliye edilmemiş olması kabul edilemez” sözlerine yer verdi.
Her türlü hukuka aykırı uygulamayı “milli irade” bohçasına sokarak kendince meşruiyet zemini yaratan siyasi iktidarın, “milli iradenin” temeli olarak gördüğü seçim sandığına ve o sandıktan çıkan iradeye saygı duymaması; açıkça halk iradesinin gasp edilmesi, Hatay halkının iradesinin yok sayılmasıdır.
Hatırlatıyoruz:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83. Maddesine göre; “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.”
Milletvekillerinin yasama dokunulmazlığının niteliği ve halkın oyları ile milletvekili seçilen bir kişinin tutukluluğuna ilişkin çok sayıda yargı kararı ve yaklaşık otuz yıllık yerleşik içtihat bulunmaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nin daha önce Mustafa Balbay, Sebahat Tuncel, Enis Berberoğlu, Leyla Güven, Ömer Faruk Gergerlioğlu başvurularına dair verdiği kararlar ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun tüm bu kararlara atıfla verilen Cumhuriyet Davası’na ilişkin bozma kararı, seçilmiş bir milletvekilinin cezaevinden tahliyesinin hakimin takdir yetkisi içerisinde değerlendirilebilecek bir husus değil, bir anayasal zorunluluk olduğunu ortaya koymaktadır. Buna rağmen Can Atalay için hâlâ tahliye kararı verilmeyerek TCK’nin 109. maddesinde düzenlenen “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçu işlenmektedir.
Halihazırda milletvekili olarak seçilmiş olan Can Atalay, seçmenlerinin iradesini parlamentoda temsil etmek, yasama faaliyeti içerisinde yer almak ve deprem bölgesinde olan Hatay için çalışmalarına başlamak üzere derhal serbest bırakılmalıdır.”