İskenderun’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 14 kişinin yaşamını yitirdiği MCG Tower davasının üçüncü duruşması yarın görülecek. MCG Tower’da anne ve babasını kaybeden Selin Sümbültepe, “Bizim binamız yönetmeliğe ve bilime uygun yapılsa asla yıkılmazdı. Sanıkların tutuklanmasını talep ediyoruz” dedi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Hatay’ın İskenderun ilçesindeki MCG Tower da depremde yıkıldı, 14 kişi yaşamını yitirdi. Davanın üçüncü duruşması yarın İskenderun 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamede tutuksuz sanıklar; binanın yapım işini üstelenen ve müteahhidi Muhammet Coşkun Gökkan, statik proje müellifi ve kaba inşaatı gerçekleştiren Mehmet Yılmazlar, şantiye şefi Şule Genç Özbay, yapının mimari proje müellifi Meltem Yılanoğlu, yapının jeolojik etüt müellifi Sefa Apak, yapının jeofizik etüt müellifi Mehmet İnce, yapının jeoteknik etüt müellifi Yıldıray Şengül, binanın projelendirme ve yapım sürecinde denetim görevini üstlenen yapı denetim şirketi yetkilisi Sakin Karaömer, yapıya ilişkin olarak adı geçen yapı denetim şirketi bünyesinde statikle alakalı kısımdan sorumlu olarak görev alan ve aynı zamanda şirket yetkilisi Hikmet Nural, yapıya ilişkin olarak adı geçen yapı denetim şirketi bünyesinde mimariyle alakalı kısımdan sorumlu olarak görev alan Hatice Sezer, ustabaşılar Abdulhamit Bostancı, Ali Cemil Arıcan ve firma sahibi Ferhat Sönmez’in “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.
31 Mayıs’ta görülen ikinci duruşmada tüm sanıkların sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar verildi. Üçüncü duruşma öncesi MCG Tower’da anne Cehide ve babası Rafi Sümbültepe’yi kaybeden Selin Sümbültepe, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Sümbültepe, şu ifadeleri kullandı:
“MCG Tower davasına Konya Teknik Üniversitesi’nden gelen ilk çarpıtılmış bilirkişi raporunda, 0.7g ivme üzerinden düzenleme yapılarak gerçeği tahrif etmiştir ve bunun üstüne sanıklar serbest bırakıldı. Oysa yapmış olduğumuz yazışmalar sonucunda (AFAD’ın İskenderun istasyonundan depremin ivmesini 0.17g olduğunu tespit ediyoruz) ivmenin daha düşük olduğunu ve deprem yönetmeliğinin sınırları içerisinde olduğunu ispatladık ve dosyaya sunduk. Şimdi bilirkişilerin de bu ivme değeri üzerinden inceleme yaparak, sanıkların sorumluluklarını ortaya koymasını, mahkemeden de sanıkların tutuklanmasını talep ediyoruz. Kısacası bizim binamız kanuna, yönetmeliğe ve bilime uygun yapılsa asla yıkılmazdı”