Perşembe, Kasım 14, 2024
No menu items!
Ana SayfaKırıkhanEkrem İmamoğlu, teslim töreninde konuştu.

Ekrem İmamoğlu, teslim töreninde konuştu.

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Emekçileri Kırıkhan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi teslim töreninde konuştu.

İmamoğlu, “Hem İBB olarak İstanbul halkı adına hem de TBB Başkanı ve yönetimi olarak Türkiye’deki yerel yönetimler adına, deprem şehirlerinin yanında olmaya kararlıyız. Önceliğimiz bu konuda ciddi adımlar atmak ve sürekli, ‘Buradaki hangi eksiği tamamlayabiliriz, hangi konuya katkı sunabiliriz’ şeklinde gözetleyen bir pozisyonda olacağız. Biz; neşesi ortak, derdi ortak bir Türkiye, her yönüyle ortak bir Türkiye özlemindeyiz. Bizim mücadelemiz, tam da böylesi bir yolculuk” dedi.

İBB Şehircilik Grubu şirketlerinden KİPTAŞ tarafından yaklaşık 9,5 ayda tamamlanan eğitim kurumunun teslimi için Kırıkhan’da tören düzenlendi. Törende, sırasıyla; İBB Şehircilik Grup Başkanı Ali Kurt, Hatay İl Milli Eğitim Müdürü Harun Tüysüz ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.

İBB’nin, 11 ilde on binlerce can kaybına ve yıkıma yol açan 6 Şubat 2023 depremlerinden hemen sonra AFAD tarafından Hatay ile eşleştirildiğini hatırlatan İmamoğlu, “Afetin ilk gününden itibaren, burayı hiç unutmayacağımızı, her an bir gözümüzün, kulağımızın, elimizin bir şekilde burada olacağını hep ifade etmiştik. Tam da o duyguyla buradayız” dedi.

“‘Hatay benim şahsi meselemdir’ şiarıyla yol yürüyoruz” 

Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinde en fazla zarara uğrayan şehir olduğunu kaydeden İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Hatay’ın ve diğer illerimizin acılarının hafiflemesi ve bir an önce eksiklerinin giderilmesi konusunda, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün fertleri sorumludur. Yere düşen bu bölgedeki halkımızın ayağa kalkıp, her birimizle eşitlendiği ana kadar sorumluluğumuz devam edecektir. Yarın 10 Kasım.

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha saygıyla, minnetle, özlemle anacağız, rahmetle anacağız. Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘şahsi davam’ dediği Hatay meselesini çözmek için, gerekirse Cumhurbaşkanlığından ve milletvekilliğinden istifa edeceğini ve serbest bir Türk vatandaşı olarak, bu işte çalışan arkadaşlarıyla birlikte Hatay topraklarına gidip, orada mücadeleci edeceğini, oraya geçeceğini ifade etmişti.

Biz, bu bayrağı ondan, bu milletin ve özellikle makamın, koltuğun, unvanın önünde tutan o güzel akıldan, o zihniyetten devraldık. Dolayısıyla biz de her zaman 6 Şubat’tan itibaren, ‘Hatay benim davamdır, benim meselemdir’ diyen bilinçle, şiarla yol yürüyoruz, yürümeye devam edeceğiz.”

“Yeni yapılan devlet binalarının bile yıkılması hepimizi düşündürmesi gereken hususlar”

Hatay’da, depremden etkilenen binaların toplam mesken sayısına oranına baktığımızda, en ağır hasarı yaşayan şehrimiz burası. Şehirde toplam 357 bin 467 mesken var ve 215 bin 255’i, yıkılmış veya acil yıkılması gereken ağır hasarlı binalar arasında yer alıyor. Bu büyük bir fatura. Yeni yapılan hastanelerin, devlet kurumlarının ve binalarının dahi ne yazık ki yıkıldığı ya da ağır hasar aldığını görmek, kesinlikle hepimizi düşündürmesi gereken hususlar. Bu yıkımın sebebini araştırırken, az önce ifade ettiğim 17 Ağustos depremi ardından, ülkeyi depreme hazırlamak konusunda sorumlu olan herkesin neyi eksik yaptığını düşünüp, geleceğe dair hepimizin bu ülke adına yeni tedbirler alması zorunda olduğu bir dönemi başlattık ve yaşatıyoruz. İşte tam da bu yönüyle farklı bir zihniyet, farklı bir dönem, farklı bir yöntem bu ülkenin geleceğinde özellikle yapılaşma, şehirleşme ve şehirlerin, ülkenin dayanıklılığı hususunda hepimiz için çok gerekli.

“Siyaset, insanları ayrıştıran bir unsur olmaz, olamaz”

Siyaset; aklın, bilimin ışığında vatandaşa hizmetteki araçtır. Siyaset, millet için yapılır. Milletin birliği, beraberliğini, eksikliğini gidermek için yapılır. Siyaset, insanları ayrıştıran bir unsur asla olmaz, olamaz. Siyasetin amacı, hiçbir ayrım yapmadan, her vatandaşı için, herkes için sağlığını, güvenliğini, mutluluğunu sağlamak için kullanılan bir yöntemin, sürecin ya da görev bilincinin tarifidir. Siyaset, ‘bize oy verene yardım edelim, vermeyene ne hali varsa görsün diyelim’ diye yapılmaz, yapılamaz.

‘Depremlerde hiç kimse ölmesin’ diye görev yapmak zorunda olduğumuz sürecin içerisindeki insanlarız. Siyaset; afetleri, krizleri, vatandaşın yaşadığı zorlukları yenmek için yapılması gereken bir görevdir. Yapamamışsanız, milletin vicdanında kesinlikle bir yerde durmazsınız ve bu milletin vicdanı sizi cezalandırır.

O bakımdan temennimiz ve isteğimiz, tam da bu yöntemle siyaseti yapmak, insanlarımızın beklentilerini karşılamak ve bizim siyasetimizin temeline de 7’den 70’e herkesi, güvenli ve refah içerisinde hayat sunma konusunda prensipleri, asla vazgeçmeden yerine getiren bir dönemi var etmek.

“Neşesi ortak, derdi ortak bir Türkiye özlemindeyiz”

İşte tam da bugün geldiğimiz noktada ve bundan sonra yürüyeceğimiz noktada hem İBB olarak İstanbul halkı adına hem de TBB Başkanı ve yönetimi olarak Türkiye’deki yerel yönetimler adına, deprem şehirlerinin yanında olmaya kararlıyız. Önceliğimiz bu konuda ciddi adımlar atmak ve sürekli, ‘buradaki hangi eksiği tamamlayabiliriz, hangi konuya katkı sunabiliriz’ şeklinde gözetleyen bir pozisyonda olacağız.

Biz; neşesi ortak, derdi ortak bir Türkiye, her yönüyle ortak bir Türkiye özlemindeyiz. Bizim mücadelemiz, tam da böylesi bir yolculuk. İnşallah hep birlikte bunu başaracağız.

Tabii şunu söyleyeyim: Siyasi suni gündemler, toplumda yaratılan ayrıştırmalar, fay hatları, anlamsız kavgalar, gürültüler, bildiğimiz, o gördüğümüz televizyonlarda insanları meşgul eden ya da ettirilmeye çalışılan, insanlarda öfke yaratan anlayışın oralara yansımaları, buraya geldiğim anda, buralardaki gerçeği gördüğüm anda bende uyanan his; ne kadar boş, ne kadar kötü işlerle uğraşılan bir dönemi, üzülerek söylüyorum ki el birliğiyle, bütün yetkili insanlar yaratıyor.

“Bu şehri ayağa kaldıracak olan bu şehrin genç insanlarıdır”

Bu şehri ayağa kalkındıracak, kaldıracak olan, bu şehrin genç insanlarıdır. Bizim o gençleri, tam da yerinde, merkezinde iyi hazırlamamız lazım. Fırsat eşitliği sunmamız lazım. İyi eğitim almalarını sağlamamız gerekiyor. Tabii eşitsizlik meselesini giderirken de Hatay’daki eğitim binalarıyla ilgili az önce İl Milli Eğitim Müdürü, burada yapılan faaliyetlerden bahsetti. Hepsi çok kıymetli. Çünkü bin 604 eğitim binasından 210’u yıkılmış kent genelinde. 422 okulda bakım, onarım çalışmaları tamamlandı. Depremden sonra 100 yeni okul inşa edildiği ve yeni inşaların da devam ettiğini, bizim de elde ettiğimiz raporda görüyoruz.

Tabii okullarda sadece bina veya sadece yapıların sağlamlığı değil, aynı zamanda okullarla ilgili, eğitimle ilgili araç-gereç, aynı zamanda okullarda hijyen, su, içecek suyundan tutun da birçok konuya kadar eksikliklerin giderilmesi önemli. Bizim en büyük sermayemizin onlar olduğunu ve bu gücün, bu sermayenin gelecekte en büyük potansiyele dönüşmesiyle ilgili de her çocuğumuzun hak ettiği eğitimi alması, bu ülkenin en önemli sorumluluklarının başında. Çocuklarımızın ve gençlerimizin hakkını yedirmeyeceğiz. Çocuklarımızın, hak ve hukuklarının korunması için ortak mücadelemize devam edeceğiz.

“Ben, bu güzel coğrafyanın, tüm Anadolu’nun maneviyatına çok inanırım”

Burası da İstanbul Büyükşehir Belediyemizin çalışanlarının çok gerçekten mütevazı bir sorumluluk alma duygusunun inşaata dönüştüğü ve bir eğitim kurumuna dönüştüğü bir yer. Bu yönüyle; 2 bin 789 metrekare inşaat alanına sahip, 12 derslikli, fizik laboratuvarı, kimya, biyoloji sınıfı, güzel sanatlar atölyesi, çok amaçlı salonu, yemekhanesi ve spor salonu, spor sahasından oluşan bu güzel binayı, KİPTAŞ ve Şehircilik Grubumuz, ilk ara tatil sonrasından bugüne, eğitim dönemine eksiksiz bir şekilde hazırladı. Çocuklarımızın, gençlerimizin hizmetine sunuyoruz.

Bu manada başta İBB’nin emekçilerine, KİPTAŞ’a, buradaki yüklenici firmamıza, çalışan her kardeşimize yürekten teşekkür ediyorum. Onların katkılarıyla bunu gerçekleştirdik. Ne mutlu bize. Ben, bu güzel coğrafyanın, tüm Anadolu’nun maneviyatına çok inanırım.

Acıyı gerçekten bal eylemeyi, hayatı yeniden kurmayı, her koşulda insanına, insanlığa sahip çıkmayı bilir ve o yönde çok büyük fedakarlık yapar bu toprakların güzel ve kadim insanlar, insanlığı. Bu şehre, bu ülkeye hep birlikte sahip çıkacağız. Çocuklarımızın güvenle, mutlulukla geleceğe yürüdükleri şehir olarak Hatay’ı var etmeye, büyütmeye, bütün yokluklarını gidermeye, bütün eksikliklerini inşa etmeye, konumumuz, makamımız ne olursa olsun en yüksek gayretle ortaya koyacağımız çabayla gidermek, hepimizin başının, boynunun en büyük borcudur. Bunu ödeyeceğiz.”

Kurdele, öğretmen ve öğrencilerle birlikte kesildi

Konuşmaların ardından, öğretmenler ve öğrencilerin katılımıyla kurdele kesimine geçildi. Kurdele kesimi öncesinde, CHP TBMM Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş da duygularını, tören alanını dolduran coşkulu kalabalıkla paylaştı. Başarır, “Sayın Başkanım, bölge milletvekili olarak, Hatay’ın da bir evladı olarak, ben, tüm Hatay adına size çok teşekkür ediyorum. Depremin ilk gününden, ilk saatlerinden bugüne kadar bizi hiç yalnız bırakmadınız. İyi ki varsınız” dedi.

Özçağdaş ise “Hataylılar biliyorlardır. Birkaç kez, Genel Başkan Yardımcısı olarak, bu görevim nedeniyle Hatay’a geldim. İlçe başkanlarımızla, il başkanımızla, belediye başkanlarımızla çalıştık. Hatay’ın eğitim anlamında gerçekten çok sorunu var. Okul binası açısından çok eksiği var. Çünkü, çok büyük bir yıkım var ve ne yapsak, daha fazlasına ihtiyaç var. Ben, 6 Ağustos’ta, depremin 18. ayında buraya gelmiştim.

Okullarla ilgili sorunlara dikkat çekmiştik hep beraber il başkanımız ve arkadaşlarımızla. Bugün benim açımdan sadece bir gurur değil, bir sevinç gözyaşı aynı zamanda. O yüzden çocuklarımıza hayırlı olsun. Size ve bütün İBB personeline, emekçilerine teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Başarır, Özçağdaş, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, teslim töreninin ardından liseyi ve spor alanlarında incelemelerde bulundu.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER