İlayda Kaya
ilaydakaya@birgun.net
Maraş merkezli depremlerden hasar alan kentler, birçoğu taşocağı olmak üzere binlerce maden projeleriyle talan ediliyor. Kentlerde yağma ve talan hız kesmeden sürerken yurttaşların yaşamı ise tehlikeye atılıyor. Bu durumdan en çok etkilenen kent ise Hatay. Geçen yıl eylül ayından bu yana 130 madencilik faaliyetine ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi. Hatay’da bu 130 faaliyetten 20 tanesini Valiliğin üstlendiği ortaya çıktı. Valilik ve Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce alınan kararla kentte madencilik faaliyeti için ÇED raporu şartı aranmama kararına karşı açılan davalar kapsamında yapılan bilirkişi incelemeleri de sürecin vahametini bir kez daha gözler önüne serildi. Raporlarda faaliyetlerle yurttaşların ve çevrenin riske atıldığı ortaya konuldu.
Hatay Valiliği işletme ruhsatlarını aldığı maden sahaları ve beton santrallarını sermaye gruplarına taşere ediyor. Bu şirketlerden biri de Batel Madencilik İnşaat Nakliye Petrol Sanayi Ticaret.
Batel adlı şirket, Döver köyündeki taşocağının işletmesini sessiz sedasız, ihaleye dahi çıkmadan Valilik’ten 5,3 milyon TL’ye 5 yıllığına kiraladı. Ödeme yönteminin de yer aldığı kira sözleşmesinde, şirkete, projeye göre 1’er yıl sözleşme uzatma hakkı da tanındı.
∗∗∗
ÇED’E GEREK YOKMUŞ!
Ekim ayında 10 farklı maden projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’na başvuruda bulunulurken, Bakanlık bu projelerden 5’i için “ÇED gerekli değildir” kararı vermişti. Karar verilen bazı projeler şöyle:
• Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü – İskenderun ilçesinde Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi projesi
• Karin Madencilik Hassa ilçesinde Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi projesi
• Öztaş Sahir Arslanlar Madencilik – Antakya ilçesinde Kırma Eleme Tesisinde Kapasite Artırımı projesi
• Hatay Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı – Yayladağ ilçesinde Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi projesi
• Eti Toprak Endüstrisi ve Tic A.Ş. – İskenderun ilçesinde Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Kapasite Artışı projesi
∗∗∗
RAPORLAR GERÇEĞİ GÖSTERDİ
Avukatlar, Hatay Valiliği’ne ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na, Döver Köyü’ndeki Kalker Ocağı Kırma Eleme Tesisi ve Hazır Beton Üretim Santralı Projesi için verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararının iptali istemiyle dava açtı. Hatay 3. İdare Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında 7 kişilik bilirkişi heyeti bölgede inceleme yaptı. İşletme ruhsatı verilen taşocağının yaptığı hukuksuz işlemler ve çevreye vereceği zararlar bilirkişi raporuyla gözler önüne serildi.
Yapılan inceleme kapsamında hazırlanan 29 sayfalık raporda özetle “Ocak sahalarına yakın olan yerleşim alanlarındaki bölge halkı, nakliye ve işleme sırasında evlerinin içinde ve civarında biriken tozdan dolayı sağlık açısından büyük risk oluşmaktadır. Nitekim civar köylerde son 1 yıl içerisinde üst solunum yolu hastalıklarının belirgin şekilde arttığı, patlamalar neticesinde köy halkının sıklıkla psikolojik stres yaşadığı ve özellikle üretim tesisinin sıklıkla bu işi gerçekleştirmeleri sebebi ile halkın kendini güvende hissetmediği belirlenmiştir. Ayrıca oluşan tozun bölgede halkın geçim kaynağı olan hayvancılığı bitirdiği belirlenmiştir” denildi. Raporun sonuç kısmında ise şunlar yer aldı: “Projenin devam etmesi halinde suya, çevreye, yerleşim yerlerine, tarım ve orman alanlarına, insan sağlığına olumsuz bir etkisinin olacağı ÇED Gerekli Değildir kararının 2872 Sayılı Çevre Kanun’una, ÇED Yönetmeliği’ne ve üstün kamu yararı, yöre halkının bireysel menfaatleri açısından yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.”
∗∗∗
DARPHANE GİBİ ÇALIŞIYOR
Hatay Barosu’ndan Avukat Ecevit Alkan, BirGün’e şunları söyledi: “Hatay Valiliği, Eylül 2023’te Hatay genelinde maden işleriyle ilgili ‘ÇED Gerekli Değildir’ demek için bir karar aldı. O karardan sonra 130 tane madencilik faaliyetine ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verdi. Bunlardan 20 tanesine Hatay Valiliği aldı. Hatay Valiliği ruhsatları alma amacını ise şöyle açıklamıştı; burada malzeme ihtiyacı var, beton çok pahalı, piyasaya müdahale edeceğim. Ama biz gördük ki Döver Köyü’ndeki taşocağını almış olmasına rağmen bir şirkete 5 yıllığına komik bir rakama kiralamış. Şirket darphane gibi çalışıyor ve müşterisi de hazır. TOKİ’ye, devlete satacaklar. Ucuza malzeme lazım demişken kamu gücünü kullanarak aldığı ocağı ihale yapmadan, duyurmadan böyle şirketlere vermesi doğru değil. Burada kamu zararından tut çevrenin kirletilmesine kadar suç işleniyor.”
∗∗∗
DEVLETİN ‘ÇÖKME’ PROJESİ
Yurttaşların maden faaliyetlerine karşı mücadelesi sürerken diğer yandan rezerv uygulamasına karşı da direnmeye devam ediyor. Antakya’ya bağlı Akevler Mahallesi’nde yaşayan yurttaşların rezerv yapı uygulamasına karşı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hatay Valiliği ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na karşı açtığı davada gelişme yaşandı. Hatay 3. İdare Mahkemesi, açılan davada yurttaşları sevindiren bir karara imza attı. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Kararda, dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zarar doğurabilecek nitelikte olduğu belirtildi. Benzer bir karar da Antep Nurdağı’nda da verildi. Gaziantep 5. İdare Mahkemesi, Yavuzselim Mahallesi’nde 909 No’lu sokak’taki alanlara ve Maraş Bulvarı’ndaki alanın rezerv yapı alanı olarak ilan edilmesine karşın açılan davada yürütmeyi durdurma kararı verdi. Hatay İskenderun’un Şahin Tepesi Mahallesi depremden 21 ay sonra rezerv alan ilan edildi. Evi rezerv alanı olan Mükremin Kurtcephe, “Devlet bizim evlerimize, tapulu dairelerimize çökmüş durumda” dedi.