Pazar, Aralık 22, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe Yazıları           Hatay Halkı Sarsılıyor Devlet Sallanıyor

           Hatay Halkı Sarsılıyor Devlet Sallanıyor

 

 

Hatay’da 25 bini aşkın insanın hayatını kaybettiği, 50 bini aşkın insanın yaralandığı ve yüzbinden fazla binanın kullanılamaz hale geldiği bir deprem bilançosunda söylenecek tek kelime devletin Hatay halkını depremden çok önce gözden çıkardığıdır.

Bu felaketin siyasi sorumlularının aradan geçen 22 aya rağmen hesap vermemiş olması Hatay’a yapılan bu katışıksız büyük kötülüğü unuttuğumuz veya unutacağımız anlamına gelmiyor.

Çok daha büyük depremleri neredeyse binde biri bir hasarla atlatan ülkeler varken halkımızın maruz bırakıldığı bu ağır tablo, doğal afeti felakete çeviren bir yönetimin marifetidir. Bu yönetim felaketi unutulamaz, unutulmamalıdır. Depreme dayanıklı kentler yaratmayan bir yönetimin suçları da yargı önünde hesap vermeden geçiştirilemez. Ancak bu yazıda her gün her saat unutmak istesek te unutamadığımız başka konuları ele alacağız.

Hatay’da yaşayanlar günün neredeyse her saatinde “şimdi deprem olsa ne yaparım” sorusunu sorarak yatağa giriyor ve kafalarında deprem senaryoları kurarak kendisini ve sevdiklerini kurtarma ihtimallerini değerlendiriyor. Bu bir travma ve bu travma ile baş etmek biraz daha zaman alacak.

Ancak depremden bu yana çoktan çözülmesi gereken sayısız konu var.

İlk akla gelenleri sıralayalım.  

Depremden bu yana neredeyse iki yıl geçtiği halde elektrik ve su kesintileri devam ediyor. Temel ihtiyaçlar karşılanamıyor. Bu kesintilerin barınma sorununu içinden çıkılmaz hale getirdiği açık. Devlet adına konuşanlar verdikleri sözler tutmadı. Kalıcı konutlara taşınanların sayısı “dağ fare doğurdu” değimini haklı çıkarıyor. Kalıcı konutlara geçiş uzak bir hayal olmaya devam ediyor.  Konteyner kentlerde yaşam cehennemin diğer adı. Yetkililer bunu anlamıyor ve ilgilenmiyor. Konteyner kentlerde kadınlara ve çocuklara yönelik istismar olayları artıyor. Zorlu iklim şartlarında temel ihtiyaçlardan yoksun insanlar eğitim ve sağlık sorunlarını düşünme fırsatı dahi bulamıyor. Hatay halkının hem bugünü hem de yarını konteynerlerde ölmeye devam ediyor.

Depremden bu yana çözülemeyen sorunlardan biri de hiç kuşku yok ki aradan geçen iki yılda yıkımların devam ediyor olmasıdır. Her yaştan Hataylılar yıkılan binaları gördükçe deprem gününü hatırlıyor ve sil baştan deprem travmasının içine sürükleniyor.

Aradan iki yıl geçtiği halde alt yapı sorunlarını çözemeyen, enkazları kaldıramayan yetkililerin hesap verebileceği bir kurum da bulunmuyor. Ağdalı laflarla insanları kandırmaya çalışıyorlar ama deprem gününden bu yana sorunların katlanarak devam ettiğini gören, yaşayan Hatay halkı yetkililerin sözlerine itibar etmiyor ama “ bir umut ” diyerek tepkisini içine gömüyor.

Barınma, sağlık ve eğitim alanında Hatay’da yaşanan devasa sorunların yanında deprem sonrasında Hataylılar yeni yeni sorunlar yaşanmaya başladılar. Hiç yaşanmayan trafik sorunu sosyal hayatı çekilmez hale getirdi. Her yağmurda hayatı felç eden altyapı eksikliği bir türlü giderilemedi. Kira bedelleri  ve hayat pahalılığı metropol illeri geride bıraktı. Tarım alanları zehirli enkaz atıklarıyla yok edilirken deprem bahanesiyle kıyılar yağmalandı. Tüm bunlara her şeyi ile rant amaçlı yapıldığı belli olan rezerv alan talanı Hatay halkının geleceğe dair kaygılarını arttırıyor.

Özetle Hatay deprem bölgesi dışındaki illerin yaşadığı sorunların dışında sayısız sıkıntılarla boğuşuyor. Depremde kaybettiklerinin yasına fırsat bulamayan Hatay halkı yetkililerin duyarsızlığı nedeniyle tarif edilemez sorunlarla yapayalnız bırakıldı.

Durumu özetleyen bir cümleyle bitirelim; Hatay halkı depremden daha şiddetli bir ivme ile sarsılmaya devam ederken devlet ise sallanıyor.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER