Bir doğa olayı olan depremin, başta siyasi irade olmak üzere merkezi ve yerel yönetimlerin sorumsuzlukları nedeniyle afete dönüşmesinin bedelini ödemeye devam ediyoruz.
Yönetenler için sevdiklerimizi, evlerimizi, sokaklarımızı, mahallemizi ve anılarımızı kaybetmemiz yetmemiş anlaşılan. Depremin ardından geçen iki yılın sonunda kendi hatalarından doğan felaketin bedelini bizlere ödetmeye devam ediyorlar. Hatay halkını adeta dünyanın en büyük şantiyesinde zehir soluyarak ölüme sürüklüyorlar. İmdat çığlıklarını boğdular. Yönetenler sadece paranın sesine odaklandılar. Hastaneler tıka basa dolarken, neredeyse her sokakta cenaze çadırları kurulurken, neredeyse her sabah bir tanıdığımızın ani vefat haberini alırken bir tek yetkilinin sorunlara odaklandığını görmüyor ve duymuyoruz.
Bizler yetkililerin hatalarının bedelini canlarımızla ödemeye devam ederken 6 Şubat’ın 2. Yıl dönümünde yetkililer timsah gözyaşlarını alkışlatmak için program yapmışlar. Hem de halkımızın parasıyla.
Depremin 2. Yılında mezarlıkta program yapıyorlar.
Kendi hatalarını örtmek için insanların kutsallıklarını kullanmaya hazırlanıyorlar. Ağdalı laflarla 2 yıl içinde bir arpa boyu yol gitmediklerini gizlemeye çalışacaklar. Programın hemen ardından şatafatlı hayatlarına dönecekler. Yakınlarını kaybedenler ise için için ağlayarak konteynerdeki sefil hayata geri dönecek ve yaşadığımız kabus gibi hayatın bir an önce normalleşmesi umuduyla başlarını yastığa koyacaklar.
Depremin 2. Yılında Toplu Dua Merasimi yapıyorlar
Yönetenler depremin 2. Yılında anıt alanında dua okuma programı yapmışlar. Yeni yalanlarına dini inançlarını örtü yapacaklar. Oysa yönetenler depreme dayanıklı kentler inşa etmek için bilimin ve aklın gerektirdiği denetimlerin uygulanmaması için geçtiğimiz hafta kararlar aldılar. Bir yandan bu kararları alıp halka karşı yeni deprem suçları işlerken, halka, halkın parasıyla toplu dua merasimleri düzenliyorlar. AKP iktidarını ve tüm bileşenlerini bilimi ve tekniği hiçe sayan bu uygulamalara imza atarak yeni felaketlere zemin hazırlıyorlar.
Timsah gözyaşlarına dini duyguları perde yapıyorlar. Örneğin yeni yapılan konutlarda statik proje müellifliği yapan inşaat mühendislerinin mesleki yeterlilik ve deneyim şartlarına yönelik denetimin 1 yıl daha uygulanmamasına karar verdiler. Ama duayı eksik etmiyorlar.
Elli bini aşkın can alan 6 şubat depreminin ardından 2 yıl geçmişken ders aldığını umduğumuz yöneticiler Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğindeki bina çıkmaları ile emsal artışı sağlanamayacağı hükmünü 1 yıl daha uzatarak halkı depremlere ve her türlü afete karşı korumasız bırakan ama para ve rant getiren kararlar alıyorlar.
Yalanlarla Ördüğünüz Töreniniz Batsın
Hatay halkı ağır bedel ödemekte olduğu depremin 2. Yılında depreme dayanıklı kentler inşa edilmesini, verilen sözlerin tutulmasını ve insan sağlığına uygun bir ortamda onurlu bir yaşamın inşasında yönetenlerin sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyor. Ne yazık ki rant odaklı kararlar ile Hatay halkının yaraları derinleşiyor. Halen yaklaşık ikiyüz yirmi bin insan konteyner kentlerde yaşam savaşı verirken, en temel sağlık sorunlarını çözemezken, eğitim ve ulaşım imkanlarını ilkel düzeyde çözmeye çalışırken halkın parasıyla mezarlık ve dua merasimleri düzenleyerek halkı kandırmaya devam ediyorsunuz. Denetimlerden, bilimden, mühendislik hizmetlerinden yoksun yönetim uygulamaları her alanda can ve mal kayıplarına sebep olmaya devam ediyor. Bu ve benzeri düzenlemeler yaşamı hiçe saymaktır. Yalanlarla ördüğünüz töreniniz de siyasetiniz de yerin dibine girsin. Aklın, bilimin ve tekniğin öncülüğünde depreme dayanıklı kentler inşa etmek Hatay halkının ihtiyacıdır. Biraz da bu ihtiyaca kafa yorulmalıdır