Hatay’ın Antakya ilçesinde kadın heykeltıraş Semire Erdem Demirel, İskenderun Deniz Müzesi’nin girişini süsleyecek olan iki çalışma yapıyor.
Hatay’ın Antakya ilçesinde kadın heykeltıraş Semire Erdem Demirel, İskenderun Deniz Müzesi’nin girişini süsleyecek olan iki çalışma yapıyor. Göke rölyef çalışması ve Kalyoncu heykel çalışması tamamlandıklarında deniz müzesinin girişindeki yerlerini alacaklar.
Heykeltıraşlık mesleğini yaklaşık 25 yıldır yapan 3 çocuk annesi Semire Erdem Demirel yaklaşık 5 aydır sürdürdüğü çalışmalarının artık sonuna geldi. Rölyef ve heykel üzerinde son rötuşlarını yapan Demirel, hazırladığı rölyef çalışmasının 2 metre genişliğinde 3 metre uzunluğunda ve 500 kilogram ağırlığında olduğunu, artık sonuna geldiği Kalyoncu heykelinin de 2 metre 20 santim boyunda ve yine 500 kilogram ağırlığında olacağını söyledi.
OSMANLI DONANMASININ FİGÜRLERİ
Osmanlı donanmasının en büyük gemilerinden biri olan Göke’nin rölyef çalışmasını yaptığını belirten Demirel, “Rölyef olarak hazırlandı. 2 metreye 3 metre ebatlarında, çimento ve mermer tozundan oluşan bir çalışma ve şu anda bitme aşamasında. Son detaylara geçiyoruz. Kaba işlemleri tamamen bitmiş durumda. Artık ince detayları yavaş yavaş çalışıp bitireceğiz, bu 10 gün içinde bitecek bu çalışmalar” şeklinde konuştu.
Kalyoncu ve Göke gemisinin rölyef çalışması üzerinde yaklaşık 5 aydır çalıştığını belirten Demirel, “Çalışmalarımızı evimizin bahçesinde açık alanda yaptığımız için hava koşulları da çalışmalarımızı etkiliyor. Yağmurlu veya çok sıcak olduğu günlerde bekliyorsunuz. Durduruyorsunuz çalışmayı. O zamanda çalışmalar gecikebiliyor” dedi.
Göke gemisinin rölyef çalışmasında 100 kilogram demir, 25 torba çimento, mermer tozu ve nahit kullanıldığını belirten Demirel, “Rölyefimizin ağırlığı da yaklaşık 500 kilogram var ve tamamlandığında sergileneceği yere vinçle taşınacak. Göke gemisinin rölyef çalışmasının yanında birde Kalyoncu heykelimiz var. Yine 2 metre 20 santim boyunda aynı şekilde oda 500 kilogram ağırlığında, bunlar bittikten sonra İskenderun Deniz Müzesi’nde sergilenecek. Biri dış cephede biri de müzenin girişinde” diye konuştu.
“KADIN HEYKELTIRAŞ OLMAK ZOR”
Bir kadın olarak heykeltıraş olmanın zorluklarına da değinen Demirel şöyle devam etti:
“Ben iyi bir anatomi eğitimi aldım küçük yaşta. Önce tabii ki resimden geldik. Resim hocamıza heykel yapmak istediğimi söyleyince, sen zaten kağıda kazıyorsun dedi. Böyle söyleyince de bir çok denemelerden sonra da profesyonel işler de çıktı ortaya. Antakya’nın çok önemli yerlerinde de çalışmalarım bulunmakta. Bu da onlardan biri bana göre. Bu iş bir bayan için çok zor bir iş. En başta fiziki güç gerektiren bir iş. Bu işlerde tanıyabilmek ve bu ağırlığı çekebilmek çok önemli. Toplumda da bu işi yapan çok az bayan olduğu için ki ben öyle görüyorum. Şu ana kadar da ben bu işi yapmak istiyorum diyen bir bayan olmadı. Olmayınca da tek başınıza kalıyorsunuz. Böyle olunca toplumda inanılmaz bir durum gelişiyor. Ağır bir iş bu erkeğin yapabileceği bir iş bu, çalışırken fiziki güç gerektiren bir iş aynı zamanda, yani fiziki güç çok lazım, çünkü bir çok cihazı kullanmak zorundasınız. İstediğiniz sonucu figürü elde etmek için yansıtabilmek için. Severek yapılması gerekiyor. Bayanlara da tavsiye ediyorum aslında herkesin bu işi tanımasını istiyorum.”