Hatay Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Meral Asfuroğlu, Birleşmiş Milletler´in (BM)n 1999´da 25 Kasım 1999´da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan ettiğini, ancak kadına şiddet bitmediğini ifade etti. Hatay Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Asfuroğlu,25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yaptığı açıklamada, tarihsel süreci anlattı ve “25 Kasım; 1960´da Dominik Cumhuriyeti´nde faşist Trijillo Hükümet´ine karşı mücadelede sembol haline gelen Mirabel kardeşlerin tecavüz edilerek, öldürüldüğü gündür. 1981 yılında Kolombiya´nın Bogoto şehrinde bir araya gelen Latin Amerikalı ve Karaipli Kadınlar Kongresinde, Mirabel kardeşlerin anısına 25 Kasım tarihi Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edildi. 1999´da da Birleşmiş Milletler bu günü resmi olarak Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan etti. Ancak kadına şiddet bitmedi” açıklamasını yaptı.
“İstanbul Sözleşmesi ve uluslararası sözleşmeler uygulamalı”
Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez ve komisyon üyelerinin de katıldığı basın toplantısında konuşan Asfuroğlu, şunları söyledi: “Kadına yönelik şiddetle mücadele devam ediyor. Ancak kadına şiddet de artan şekilde devam etmekte. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, erkek egemen bakış ve kadın üzerinde egemenlik ve iktidar talepleri, kadınlara yönelik şiddetin ortaya çıkmasına neden oluyor. Ülkemizde son 10 yılda 3.000 civarında kadın cinayet kurbanı oldu. Bu sayıdan çok daha fazlası, cinsel istismara uğradı, yaralandı, öldürülmeye çalışıldı. Hatay´da da kadın cinayetleri, kadına şiddet olayları çok duyulan vakalar haline geldi. Kadınlar, çocuk gelin adı ile istismara uğramaya devam ediyor. Kıyafetinden dolayı fiziksel şiddete maruz kalabiliyor. Ülkemizdeki kadın cinayetleri, tacizler,t ecavüzler, istismarlar hepimiz için bir utanç kaynağı olmaya devam ediyor. Kadına karşı şiddet; sağlık, hukuk, eğitim, gelişim ve her şeyin üstünde bir insan hakları sorunudur. Kadının insan haklarının ihlalidir. Bu aynı zamanda, dünyanın en yaygın, ama en az tanımlanan, gizlenen ve gözden uzakta tutulan evrensel problemidir. Kadına karşı şiddet kadının enerjisini tüketen, fiziksel sağlığını tehlikeye atan ve kendine güvenini yerle bir eden bir sağlık problemidir. Kadına yönelik şiddet, sırf cinsiyeti nedeniyle kadına uygulanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanan davranışlardır. Ne yazık ki daha çok tanıdık çevreden veya aile içinden kişilerce uygulanmaktadır. Günümüz yaşamında kadın erkek eşitliği, önceki yıllara göre daha fazla üzerinde durulan bir konu olsa da, günümüz kadının sorunlarının başında hala toplumsal cinsiyet rolü, ekonomik bağımsızlığı, dış dünyada ya da evinde, manevi, fiziksel,ekonomik ve cinsel yönden şiddet içeren eylem ve davranışlara karşı kendini korumak gelmektedir. Devlet, sadece yasa çıkarmakla kalmayıp, şiddete karşı, önceden alacağı önlemlerle daha caydırıcı olmanın çarelerini bulmak zorundadır. Şiddet dili kullanılmasını özendirici söylemlerden kaçınılması için çareler üretmek zorundadır. Devlet kadına şiddetin önlenmesi için, İstanbul Sözleşmesi ve uluslararası sözleşmelerle belirlenen kuralları bütünüyle uygulamalıdır. Komisyon olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü´nde, bugüne kadar yaptığımız gibi, ülkemizde kadına yönelik şiddet, cinayet, taciz, istismar, tecavüz son buluncaya kadar mücadele etmeye, kadınları şiddet ve şiddetin önlenmesi ile hakları konusunda bilinçlendirmeye ve bilgilendirmeye devam edeceğiz.”
Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir de Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yaptığı açıklamada “Ülkemizde ve dünyada kadına yönelik şiddetin oranının çok yüksek olduğunu gerek basından, gerek istatistiksel verilerden görebiliyoruz. Tüm insanlık için dünyayı daha güzel kılan kadına yönelik yapılan şiddet en büyük insan hakkı ihlalidir. İnsanlık onurunu hiçe sayan her türlü şiddet kabul edilemez. Ekonomik, sosyolojik, ailesel nedeni ne olursa olsun kadınlarımıza yönelik fiziksel yada psikolojik şiddetin hiçbir kabul edilebilir tarafı yoktur. Kadına yönelik şiddete karşı hep birlikte mücadele ederek, bu şiddetin önüne geçmeliyiz” değerlendirmesini yer verdi.
