Barış İçin Kadın Girişimi üyesi yaklaşık 40 kadın, önceki gün Saray Caddesi’nden geçerek köprübaşında basın açıklaması yaptı. Eylemci kadınlar adına Gül Öztürk tarafından okunan basın açıklamasında, 4 yıl önce Aralık ayında 34 Roboskili gencin kurşunlanarak öldürüldüğü, Reyhanlı’da 52 vatandaşımızın öldürüldüğü, son olarak da Suruç’ta 32 kişinin teröre kurban edildiği hatırlatılarak, “Bu sefer katliama uğrayanlar, yaşarken yoldaşımız, arkadaşımızdı” denildi.
Köprübaşındaki basın açıklamasında, Bursa Barış İçin Kadın Girişimi’nden Ferdane Kılıç’ın oğluyla beraber 270 çocuk, kadın ve erkeğin KOBANİ’ye giderken IŞİD tarafından katledildiği, Ferdane’nin artık yok olduğu hatırlatıldı ve şöyle denildi:
“Bizden daha iyi kim bilir, savaşın öyle durduğu yerde durmadığını, hepimize herkese bulaştığını. Kim bilir bizden daha iyi, cephede atılan her kurşunun nasıl dönüp gelip bizi vurduğunu. Kim bilir bizden daha iyi; sorgulanmayan, karşı durulmayan her suçun tekrar tekrar yenilendiğini.
İki gün önce İŞİD, bu ülkenin, hepimizin geleceğinden çaldı.
Suruç’a kadar adım adım polislerin izlediği bu gençlerin güvenliğini kim niye sağlamadı? Nasıl oluyor bu ülkede iki ayda bu kadar can, bacak, kol alan bomba patlıyor ve bir tek kamu görevlisi görevinden alınmıyor? Nasıl oluyor, bir kez daha bu ülkede onlarca kişi katledilmesine rağmen yas ilan edilmiyor. Meclis olağanüstü toplanmıyor? Nasıl oluyor birileri buna seviniyor, keşke üç yüz olsaydı yazıyor, Suruç’ta şenlik var diyor ve ceza görmüyor?
İç savaş ortak duygu üretemeyen ülkelerde çıkar. Biz kadınlar iç savaştan endişeliyiz. Biz kadınlar bunu durdurabiliriz.
Bulunduğumuz her yerde barış için toplanalım, her yerde barış konuşalım, ölülerimize yas tutalım, yaşayanlara sahip çıkalım. Barış için her yerde ses çıkaralım.”
Yüzünden gülümsemesi hiç eksik olmayan EZGİ’yi, kimimiz Beşiktaş’tan POLEN’i, kimimiz Maltepe’den DUYGU’yu, Kimimiz Kadıköy’den ECE’yi, kimimiz UĞUR’u, kimimiz o sıcak gülüşüyle OKAN’ımızı kaybettik. Şimdi onlar, Rososkili kardeşlerine karıştılar” denildi ve şöyle devam edildi:
“Roboski’de son olmadı. Suruç’ta son olsun. Erkeklerin getiremediği, hala durmadan ‘ama’sız cümle kurmadığı, iç rahatlığıyla ölenin yanında saf tutmadığı, savaşa dur demediği yerde biz barışı yaratalım.
Kobani’den, Suruç’tan, Diyarbakır’ı kopartmaya çalışanlara, inadına dur diyelim, daha bir hevesle daha çok dayanışalım. Roboski, Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç… Katliamları unutmayalım. Savaş kışkırtıcılığına, kadınları bölmelerine izin vermeyelim. Birbirimize destek olalım. Kadınlar savaşa karşı mücadele edelim…”
