Hatay Barosu, İstanbul’da, haklarında tahliye sonrası yeniden tutuklama kararı verilen 20 Avukat ile ilgili sürecin kaygı verdiği, ayrıca hak, hukuk ve adalet çizgisinin dışına çıkıldığı ifade iddia etti
. Hatay Barosu’nun da imza attığı, ülke genelindeki 80’e yakın Baro’nun ortak deklarasyonunda şöyle denildi:
“İstanbul’da 20 Avukat arkadaşımız, tutuklandıkları tarihten yaklaşık bir yıl sonra, Mahkeme’nin 14.09.2018 tarihli oturumunda tahliye edilmişler. Ancak Cumhuriyet Savcısı’nın itirazı üzerine, tahliye kararından yaklaşık sekiz saat sonra, tahliyeye yönelik karardaki gerekçelerin tümüyle karşıtı gerekçelerle, aynı mahkeme, 12 Avukat hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı vermiş ve Avukatlar tekrar tutuklanmıştır.
Bu yargılama sürecinde, yargılamanın içeriğinden de öte, tamamı Avukat olan sanıklara ve sanık müdafilerine yönelik, yargı etiği ile bağdaşmayan tutum ve davranışlar ve usulsüzlükler üzerine, meslektaşlarımız, seslerini duyurabilmek için son çare olarak açlık grevine başlamışlardır.
Dünya Ekonomik Forumu Yargı Bağımsızlığı Raporu’nda, Türkiye, yargı bağımsızlığı kategorisinde 140 ülke arasında 111. sırada; henüz geçtiğimiz hafta açıklanan Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde ise Türkiye’nin yeri 126 ülke içinde 109. sıradadır. Yani, açlık grevlerinin bugün itibariyle 46. gününde olan meslektaşlarımızın istekleri yargılanmamak değil, sadece ve sadece adil yargılanmaktır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, tamamı Avukat olan sanıklara ve sanık müdafilerine yönelik, yargı etiği ile bağdaşmayan tutum ve davranışlar ve usulsüzlükleri karşısında üzerine düşeni yapmalıdır. Her kim olursa olsun, insanın yaşam hakkı başta olmak üzere, Anayasa ile güvence altına alınmış tüm insan hak ve özgürlüklerinin kullanılması ve korunması esas tutulmalıdır.”
Hatay Barosu açıklamasının altında; Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Disiplin Kurulu yanı sıra Büyük Kongre üyesi delegelerinin tamamının isim ve imzası yer aldı.