Parkta oturma eylemi yapan kadınlar, ”Çıktı Teskere, Bilal Gitsin Askere” sloganları attı.
“Barış İçin Kadın Girişimi” adına bir grup kadın, geçtiğimiz hafta sonunda basın açıklamasında bulundu, oturma eylemi yaptı. Kadınlar, hemen bugün barış istediklerini söyledi. Antakay Belediye Parkı’nda basın açıklaması yapan kadınlar, oturma eyleminde de bulundu ve “Çıktı Teskere, Bilal Gitsin Askere” sloganı attı.
Grup adına basın açıklamasını okuyan, İHD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Av. Hatice Can, Türkiye’de bir savaş yaşandığını, zaten Türk halkının savaşsız bir dönem neredeyse görmediğini kaydetti ve kadınlara seslenerek şunları söyledi:
“Türkiye’de yine savaş var. Her yerde kasvet, endişe, korku, yürek çarpıntısı. Bize diyorlar ki siz susun. Erkekleri verin vatan uğruna ölsünler öldürsünler. Bize diyorlar ki siz bize asker doğurun. Doğurun da doğurun. Bize diyorlar ki işiniz vatana millete hayırlı çocuk yetiştirmek. Siz doğurun, biz tepe tepe kullanalım.
Sonra bize diyorlar ki, emek verdiğiniz sevdikleriniz ölünce şöyle iyice bir ağlayın. Ağlayın ki, gözyaşınız üzerine konuşalım biz. Cenazelerde ağlayın, mikrofon uzatılınca ağlayın. Siz ağlayadurun biz savaşalım.
Tüm bunlar olurken; kimimiz iş kazasında ölüyor, kimimiz evde dayak yiyor, kimimiz iş yerinde tacize uğruyor. Kimimizin evi yakılıyor Lice’de, Silopi’de. Kimimiz boşandık diye kurşunlanıyor, kimimiz ilk işten çıkartılan oluyor. Bazılarımız hala her Cumartesi kaybedilmiş çocuklarının kemiklerini arıyor, bazılarımız her gün ona işkence eden kocasını öldürdüğü için ömür boyu hapis yatıyor.”
Belediye Parkı’ndaki kadın eyleminde konuşan İHD Yöneticisi Hatice Can, Türkiye’yi dünya yıldızı yapma, düşmanları kovma, ülkeyi böldürtmeme, sınırımızda yeni devlet oluşturmama adına çaba ve çalışma gösterme yalanlarıyla kadınların kandırıldığını, kadınlara, “Siz bize asker verin, inşaat işçisi verin, siz inayaları temizleyin, yemek yapın, biz ağlayan cenazelerde olun” denildiğini hatırlattı ve kadınlara hitaben şöyle devam etti:
“Biz başka bir yer düşlüyoruz. Savaşın bittiği bir yer. Ağaçların bombalarla yakılmadığı bir yer. Biz isteyenin doğurduğu, istemeyenin doğurmadığı, ama kimsenin asker doğmadığı bir yer düşlüyoruz. Biz bizim eşit söz ve yönetim hakkımız olan bir yer düşlüyoruz. Biz yüksek sesle itiraz ettiğimiz, itirazımıza sıkılan gazları çokluğumuzla etkisiz hale getirdiğimiz bir yer düşlüyoruz. Biz Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Alevi, Sunni, Ermeni, hep beraber kıkır kıkır güldüğümüz bir dünya düşlüyoruz.
Biz ordan oraya cenazelere değil, birbirimizle muhabbete gittiğimiz bir dünya düşlüyoruz. Biz bundan sonra dünyaya geleceklerin savaş yaşamayacağı bir dünya düşlüyoruz.
Biz yüzde elliyiz. Bu savaşı biz durdurabiliriz. Biz başka bir dünyada yaşayacağız dersek başka bir dünyada yaşarız.
Kurdelalar yaptık. Barış için. Siz de takın. Ağlamayın. Bu savaşın parçası olmayın.”
