İskenderun´da yaşayan harita mühendisi Abbas Özperçin, harita ve kadostronun mühendisliğin bilinen en geniş konusunu oluşturduğunu söyledi.
Ayna İskenderun kültür Sanat derneği ile Evimiz İskenderun Süpürge Derneğinin geleneksel Çarşamba Sohbetinin konuğu olan harita mühendisi Abbas Özperçin, şöyle konuştu:
“Geçmişte kadostronun nokta yerine bölge olarak adlandırılması üzerine ülkede tapu sorunu yaşandı ve bu sorun günümüzde de sürüyor. Çok kıymetli bir alan olan tapu kadostro konusu ülkemizde çok basit görülmüş ve sonradan önemi anlaşılmış. Köyden kente hızlı göç olunca tarlalar arsaya dönüştürülerek satıldı. 1975´te Bakanlar Kurulu kararıyla harita mühendisliği eliyle bu konuya el atıldı. Ben de o zaman kamudan istifa edip, özel sektöre geçtim . Türkiye bu konuda halen sıkıntılı bir durumda. Tapu kadostro ölçüleri birçok yerde örtüşmüyor. Memur ´burası barısı´ diyor, öteki kurumun memuru da ´burası´ diyor. Bunu önlemek için kanun çıkarılması lazım. Bu sorunların çözümü içinİmar Kanunuyla belediyelere tanınan 18. madde uygulaması alanın ´hamur´ yapılarak ya da yollarla çözmeye çalışıyor ama bunun na ne kadar doğru yapıldığını yargıya yansımalarla ortaya çıkıyor. 18. madde uygulaması sadece metrekare değil, ekonomik özgürlüğü de sağlamak zorundadır. 18. madde hakkaniyet için uygulanır ama zaman zaman belediyeler bunu farklı amaçla, birilerini kayırmak amacıyla da uyulayabiliyor”
Kentlerin planlama şekillerinin olduğunu ve planlamanın altyapısında haritaların bulunduğunu anlatan Özberçin, “Mühendisler o haritalara göre çalışır. Oradaki (haritadaki) aksama, hizmetleri de aksatır” dedi. haritaların çeşitleri olduğunu, ve bunlar arasında sanayi, uzay, fay hattının da yer aldığını anımsatan Özperçin, “Aklınıza ne kadar yatırım yapılması gereken konu ve alan varsa, orada harita vardır. Ancak bu ülkemizde çok fazla görünmedi, görmezden gelindi. Avrupa´da rantı önlemek için Fiyat Takdir Haritaları bile var. ” diye konuştu..
Kadostronun ülkede yenileme yapmadığını, Hatay ve İskenderun´da başlayan güncellemenin devam ettiğini anlatan Abbas Özperçin, “İmar planları ölçektir. Gayrimenkulün ölçülüp çizilmesidir. belediyeler bunun için 100 binlik, 25 binlik, 5 binlik ve binlik planlarla noktalar oluşturur ve hepsi birbirine uyma zorunluğu vardır. Ölçü tutmuyorsa bir sorun var demettir. Mülkiyet belirlemede harita ölçüleri birbirini tutmuyor ama bir milletvekili ya da bir yetkili de çıkıp bunu sormuyor. İskenderun´da ve yörede Fransız haritalarından kaynaklı sıkıntı var. Ama biz bu konuyu önemsemiyoruz. Fransız ve Osmanlı tapuları İskenderun ve Hatay yöresinde mülkiyetin temeli konumundadır. Egemenin bilgiye hürmeti yok. Bu toplumda da ailede de böyle. Çocuklarımızı okula gönderiyoruz, ´şu olsun, bu olsun´ istiyoruz, ama çocuğa ´sen ne olmak istiyorsun´ diye sormuyoruz. O çocuk denileni yapmayı öğrenince, kamuda çalıştığında da denileni yapıyor oluyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Krokiler ise kişilerin genel yanılmasını kurtardığını anlatan harita mühendisi Özperçin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tapu ve nüfus müdürlükleri stratejik yerlerdir. Savaş ve işgallerde en çok hedef alınan kurumlar arasındadır.