Cuma, Kasım 22, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelTürkiye'nin İlk Kurbağa Üretim Tesisi Kuruldu

Türkiye’nin İlk Kurbağa Üretim Tesisi Kuruldu

Hatay’daki İskenderun Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hülya Şereflişan’ın Türkiye’de bir ilke imza atarak kurbağa yemi üretmesi, Mersinli iş adamı Süleyman Aktan’a yeni bir yatırım fikri verdi. Aktan, Şereflişan’ın danışmanlığında Mersin’in Aydıncık İlçesi’nde Türkiye’nin ilk kurbağa üretim tesisini kurdu ve doğal ortamda toplanıp 5 ülkeye ihraç edilen kurbağaların neslinin korunmuş olacağını söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Hülya Şereflişan, çoğunluğu sivrisinek gibi haşereleri yiyerek beslenen kurbağaları beslemek için özel bir yem üretti. Şereflişan’ın ‘Pelet’ dediği bu yemi kurbağalar yedi. Türkiye’de bir ilk olması nedeniyle basın da geniş yer bulan kurbağa yemi, AK-ELİ İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin sahibi Süleyman Aktan’ın dikkatini çekti. Aktan, Şereflişan’ın danışmanlığında Mersin’in Aydıncık İlçesi’nde kurduğu kurbağa üretim tesisi ile geniş çapta ihracat yapmayı planlıyor.

ARAŞTIRMA BAZLI TESİS

Şereflişan, haberler üzerine Süleyman Aktan’ın kendisiyle ilişkiye geçtiğini belirterek, “Sayın Aktan, seracılığın bitme noktasına geldiği Mersin’in Aydıncık İlçesi’nde kurbağa üretim tesis kurarak yeni bir istihdam alanı yaratmak istediğini ve bu konuda kendisine yardımcı olmamı istedi. Ben de böyle bir tesisin yeni bir yatırım ve istihdam alanı olabileceğini belirterek tüm bilimsel çalışmalarımın altyapısını sağlamak koşuluyla danışmanlığını kabul ettim. Bunun üzerine Sayın Aktan ile birlikte bir kurbağa üretim tesisi kurduk. Bu tesis şu an için araştırma bazlı bir tesis olarak kullanılıyor” diye konuştu.

OVA KURBAĞASI YETİŞTİRİLECEK

Ar-Ge çatısı altındaki kurbağa üretim tesisinde yapılan çalışmalar hakkında da bilgiler veren Şereflişan, şunları söyledi:

“Türkiye’de yaygın olarak bulunan ve ihracat değeri çok yüksek olan Pelophylax Ridibundus’un (Ova Kurbağası) yetiştirilme koşullarını araştırmaya başladık. Araştırma çalışmalarımız iki adımda yürütülüyor. Önce yetiştiriciliğin en önemli bel kemiği olan kurbağa yeminin içeriğinin belirlenmesi ve yem alımına alıştırılması üzerinde duruldu. Bu aşama iki yıl önce tamamlandı. İkinci adım ise anaç bireylerden yumurta alımı ile başlayan ve pazar boyuna kadar süregelen bir yetiştiricilik programı, bu aşamaya ise 2015 yılı itibari ile başlamış bulunmaktayız. Bu tesis, AR-GE tabanlı olması nedeniyle ülkemizde tek olma unvanına da sahip. Bu tesisin planlanması, projelendirilmesi ve kurulumundan yönetimine kadar ilgilenmekteyiz. Kurmuş olduğumuz tesis; anaç odası, yumurtlama ünitesi, kuluçkahane (7-35 günlük iribaşlar), metamorfoz ünitesi, post metamorfoz ünitesi, besleme havuzları (jüvenilden-pazar ağırlığına kadar) ve yem ünitelerinden oluşuyor. Tesisin planlanması, uygulama metodu ve üretim tekniği, bölge iklim ve altyapısı dikkate alınarak tasarlandı.”

TÜRKİYE’NİN TEK ÜRETİM TESİSİ

Kurbağalarda yavru, yetişkin ve anaç yemlerini üretebilecekleri 1000 kg/gün kapasiteli üniteye sahip olduklarını aktaran Yrd. Doç. Dr. Hülya Şereflişan, şöyle devam etti.

“Her aşama için farklı yem formülasyonları hazırlıyoruz. Tesiste Nisan ayında 300 anaç ile işe başladık ve aldığımız yumurtalardan elde edilen yavrular iribaş ve post metamorfoz dönemi tamamlamak üzereler. Günümüzde kurbağa yetiştiriciliği konusunda bilgi kirliliği artmış durumda. Şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Bir canlının yiyebileceği yemi üretmedikten sonra, yetiştiricilik yapmak mümkün değil. Bu anlamda Türkiye de tek üretim tesisi olmaktan mutluluk duymaktayız. Amacımız; Kurbağaları doğal stokları tüketmeden ve doğaya bağımlı kalmadan, yumurtadan pazar boyuna kadar yetiştirmektir.”

AYDINCIK, ADINI KURBAĞA İLE DUYURACAK

Şu ana kadar yürütülen çalışmaların sorunsuz devam ettiğini belirten Şereflişan, yöre halkının çalışmanın sonucunu merak ve heyecanla beklediğini ifade ederek, “Her şey yolunda gittiği zaman Aydıncık, adını kurbağa üretimi ile duyuracak ilk bölgemiz olacaktır. Bir bilim insanı olarak bu araştırma ortamını sağlayan ve bize destek veren herkese teşekkür ediyorum. Doğru zamanda ve doğru alanda bir iş yapmaktan ve ülkemizde olması gereken bir eksiği kapatmak için çalışmaktan ayrıca mutluluk duymaktayım” diye konuştu.

POPİLASYONU TEHLİKE ALTINDA

Yrd. Doç. Dr. Hülya Şereflişan ayrıca, kurbağanın Türkiye’de tüketimi yok denecek kadar az olmasına rağmen yaklaşık 50 yıldır yurdun birçok bölgesinde doğal ortamlarında toplanarak başta Fransa olmak üzere, İtalya, İsviçre, Belçika ve ABD gibi ülkelere kurbağa ihraç edildiğini söyledi. Kurbağa bacağı ihracatında Türkiye’nin en büyük rakiplerinin Çin, Endonezya, Tayland ve Vietnam gibi uzak doğu ülkelerin olduğunu kaydeden Şereflişan şöyle devam etti:

TÜRKİYE KURBAĞASI AVRUPA’NIN GÖZDESİ

“Avrupa ülkeleri arasında en çok kabul gören ise Türkiye’den giden kurbağalar. Bunun nedeni ise Avrupa ülkeleri tarafından istenen kriterler ve hijyen şartlarının yerine getirilmesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Canlı kurbağada ise en büyük rakipler Mısır, Arnavutluk, Bulgaristan ve Romanya. Kurbağa, Türkiye’de başlıca, İtalyan ve Fransız restoranlarında ve güney sahil şeridindeki tatil köylerinde tüketiliyor. Kurbağalar genellikle Amik Ovası, Edirne, Antalya, bölgesi başta olmak üzere nemli ve sulak alanlara sahip tüm bölgelerden temin ediliyor. Türkiye’de kurbağa üretimi tamamen avcılığa dayalı olarak yürütülüyor. Bilinçsizce yapılan avcılıktan dolayı doğal stoklar her geçen yıl tükenmekle karşı karşıya bulunurken, yetişkin birey popülasyonundaki azalmadan dolayı kurbağalar daha küçük boylarda toplanarak pazarlanmaya çalışılıyor, bu da pazar değerini düşürüyor. Türkiye’de Rana Dalmatina (Çevik Kurbağa), Rana Macrocnemis (Uludağ Kurbağası), Rana Camerani (Şeritli Kurbağa), Rana Holtzi (Toros Kurbağası), Pelophylax Bedriagae (Levanten Kurbağa) ve Pelophylax Ridibundus (Ova Kurbağası) olmak üzere 5 çeşidin avcılığı yapılıyor.”

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER