Samandağ Belediye Başkanı Av. Refik Eryılmaz, Aralık ayı Olağan Meclis Toplantısı öncesinde yaptığı konuşmada önceki Samandağ yönetimi ile ilgili bilirkişilerce yapılan incelemeler neticesinde iki ayrı şirkete fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulduğu kaydedildi.
Başkan Eryılmaz; “ Daha önce de ifade etmiştik. Eğer bir önceki yönetim yapmış olduğu iş ve işlemlerinde bir usulsüzlük tespit edersek biz bunu ilgili birimlere bildireceğimizi ifade ettik. Gelir gelmez bu konuda uzman, yeminli mali müşavirleri davet ettik, incelemelerini yaptılar, kayıtları incelediler. Daha önceki meclis toplantısında bir iki tane şirket ile ilgili yapılan tespitte ortaya çıkan raporu sizinle paylaştık. Akaryakıtla ilgili inceleme yaptırdık. Bu incelemeler uzun sürüyor onun için yeni bitti. Siz bir iddiada bulunduğunuz zaman bu iddianın somut belgelere dayanması lazım. Dolayısıyla biz sadece belgeli, somut, bilirkişiler denetiminde yaptığımız incelemeleri kayda alıyoruz, paylaşıyoruz ve gereğini yapıyoruz. “ ifadelerine yer verdi.
Akaryakıtların 700-800 Bin Litresi Kayıp
Rapora göre “2014- 2018 yılları arasında satın alınan yaklaşık 2 milyon 400 bin litre akaryakıt miktarından 700 bin ile 800 bin litre arasında kayıp ve kaçak olduğu, bu miktarın belediye hizmet araçlarında kullanılmadığı tespit edilmiştir.”
700 – 800 bin litre akaryakıtın maliyeti 4 milyon 511 bin ile 5 milyon 224 bin TL arasında bir paraya tekabül ediyor. Bununla ilgili bilir kişinin hazırlamış olduğu raporu biz hem Savcılığa hem de İç İşleri Bakanlığına dosyalarımızı ve şikayet dilekçelerimizi de bugün itibariyle bildirdik.
Daha önce iki tane şirket ile ilgili yapılan araştırmanın sonucunu da paylaşmıştık. Bir kez daha buradan ifade etmek istiyorum. Asi Efe Şirketi ile ilgili 3 milyon 117 bin 405, Turkuaz şirketi ile ilgili de 501 bin 648 TL fazla ödeme yapıldığı tespit edildi. KDV’si ile birlikte 3 buçuk milyon, akaryakıttan da 5 milyon dersek toplam 9 milyona yakın bir para. Bu iki kalemde usulsüzlük tespit edildi ve biz bunu ilgili birimlere ilettik.
Birileri kapattılar, anlaştılar gibi laflarla çamur atmaya çalıştılar. Ama biz bu halka ne söz verdiysek sözümüzün arkasındayız. Kimseden öç alma gibi bir niyetimiz yok ama bu memleketin, bu ilçede yaşayan 125 bin insanımızın yediden yetmişe herkesin hakkını ve hukukunu korumak bizim namus ve şeref borcumuzdur. Biz bu sözü verdik ve bu sözümüzün arkasındayız.
125 Bin Kişiye Haksızlık Yapılıyor
Hepimiz bu ilçede yaşıyoruz. Hepimiz bu ilçenin, bu toprakların çocuklarıyız. Bir şekilde akrabayız, bizim birbirimizden başka dostumuz yok. Biz burada yalnız bırakılmışız ve dolayısıyla bu kadar sıkıntılı bir ilçe. 50 – 60 yıl ihmal edilmiş, hizmetten mahrum bırakılmış bir ilçe ve biz bu sorunlar yumağı üzerinden bu ilçenin sorunlarına çözüm bulmaya çalışırken birileri ısrarla, kasıtlı ve bilinçli olarak bizim hizmetlerimizi aksatmaya, kamuoyunda farklı bir algı yaratmaya çalışıyor. Bu memlekete ve bu memleketin içinde yaşayan 125 bin insana haksızlık yapılıyor. Dolayısıyla bu konuda kamuoyunun çok duyarlı olması lazım. İyi niyetli, memleketin menfaatlerini düşünen bir noktadan yaklaşan bütün arkadaşlarımızın başımızın üstünde yeri var, kapımız her zaman açık. Seçildiğim günden bugüne sürekli olarak benim kapım açık. Günde 200-300 vatandaşımız ile muhatap oluyorum. Kim gelirse gelsin herkesi dinlemeye ve yardımcı olmaya çalışıyoruz.
70 Trilyon Liralık Borç Bulunuyor
70 trilyonluk bir borcumuz var. Gelen paralar maaşlara yetmiyor, sadece Kasım ayında 650 bin lira açık verdi bu bütçe ve biz korkunç bir tasarruf, bir kemer sıkma politikası yapıyoruz. 1 kuruşun hesabını sormaya ve boşa harcamamaya çalışıyoruz. Biz bu kadar ciddi bir mücadele verirken birilerinin bizim önümüzü kesmeye çalışması, bizim şevkimizi, heyecanımızı kırmaya çalışmasını kusura bakmayın ama ben anlayışla karşılamam. Bu memleketin menfaatleri adına karşılamam. Bunun için herkesin dikkatli olması lazım, destek vermesi lazım, elini uzatması lazım.
Evet ben belediye başkanı olabilirim ama bu ilçe sadece Refik Eryılmaz’ın ilçesi değil, hepimizin, bu ilçede yaşayan herkesin ilçesi. Bugün çocuklarımız yaşıyor yarın torunlarımız bu ilçede yaşayacak, nasıl daha güzel bir ilçe yaratabiliriz? Nasıl iyi niyetle bir şey yapmaya çalışan belediye başkanının bazı projelerine nasıl destek verebiliriz yaklaşımı içinde olmak lazım. Ben nasıl köstek olurum yaklaşımı doğru bir yaklaşım değil.
Bütün bu olumsuzlukların içerisinde eğer biz hem sıkıntıları çözmeye çalışıyoruz hem de hizmet üretmeye çalışıyoruz. 22 tane proje hazırladık. Bunu kamuoyu ile paylaştık. O projelerimizi de tanıtırken hep şunu söyledik. Dedik ki; şu kuruma, şu bakanlığa yazı yazdık. Bakanlıkta onay bekleyen, şu anda askıda olan revize imar planının da onaylanmasını bekliyoruz diye söyledik burada. Niye bilgi vermedin diyenler var ama ben geldiğimde zaten 2019 yılıydı. Şu anda askıda olan imar planı ise şu anda Bakanlığın onayında. Bakanlığın onayında olan, benim de hazırlamadığım, hazırlanmasında hiçbir katkım olmayan bir imar planı hakkında nasıl bilgi vereceğim.
Revize İmar Planını Onaylama Yetkisi Turizm Bakanlığı’na Ait
Askıda olan imar planı ile ilgili olarak; burası turizm bölgesi ve turizm bölgesi olduğu için Karaçay Köprüsünden denize kadar ki kısım Turizm Bakanlığına ait. Dolayısıyla burada Revize İmar Planını onaylama yetkisi Turizm Bakanlığına aittir. Bununla ilgili kanun maddesi bunu net bir şekilde söylüyor. Dolayısıyla, bu Revize İmar Planının onaylanma yetkisinin belediyede olmadığının bir göstergesidir.
Bir şehrin sadece 1/1000 veya 1/5000’lik imar planı yok. Örneğin Hatay Büyükşehir’de 1/100.000’lik İmar Planı yapıldı. 1/50.000’likte var. Bizim burada 1/25.000, 1/5.000 ve 1/1.000’lik İmar Planları var. Dolayısıyla bu 1/1000’lik ve 1/5000’lik yapılmadan önce 1/25000’lik yani üst ölçekli İmar Planı hazırlanmak zorunda. 1/25000’lik İmar Planını kim hazırladı peki? Birinci Etap 1/5000’lik “26.06.2013” tarihinde yapımına başlanmış. 1/1000’liğin de yapım işine “02.05. 2016” tarihinde başlanmış. Bunlar 1/1000’lik ve 1/5000’lik İmar Planları, 1/25000’likte 2017 yılında onaylanmış. Eğer siz 1/25000’liği 2017 yılında onaylamışsanız, 1/5000 ve 1/1000’liği de 1/25000’liğe uygun yapmalısınız.
Getirdi 4 ay boyunca değiştirdi gibi şeyler deniyor, bizim yaptığımız iddia ediliyor. Plan 2 yıldır Bakanlıkta, 2 yıl da bunun oluşturulma süreci var ve ben buraya dördüncü ayda geldim. Hemen bakanlığa bir yazı yazıyorum, diyorum ki hemen şu İmar Planını bana gönder, ben hemen 2-3 ayda düzeltiyorum, hemen de geri gönderiyorum. Bu iddia ediliyor. Bakanlık çocuk oyuncağı mı? Onay aşamasında olan bir İmar Planını bana gönderecek, ben de bunu düzelteceğim, kaldı ki onaylanmış olan 1/25000’lik var, ben de 1 ayda kafama göre düzenliyorum ve geri gönderiyorum. Bakanlıkta 15 gün sonra onaylıyor. Böyle bir şey iddia ediliyor.
Kıyı Kenar Çizgisi Samandağ’da Sıkıntı Yaratıyor
2019’un yedinci ayında şu anda askıda olan 1/5000’lik ve 1/1000’lik İmar Planı Bakanlık tarafından onaylanıyor. Seçim 30 Mart’ta, Mazbatayı ne zaman aldık 7 Nisan…İlk aylardaki yoğunluğu siz gördünüz, tebrikler hala devam ediyor. Dördüncü ayın 15’inden 7. aya bir buçuk – iki ay var. Ben bu bir buçuk iki ayda bir yandan tebrikleri kabul ediyorum, bir yandan Bakanlığa talimat veriyorum bana İmar Planını gönder diye, gönderiyor, sizin 2 yılda yapamadığınız Samandağ’ın imar planını 15 günde yapıyorum. 15 gün – 1 ay gibi bir sürede düzeltiyorum, sonra Bakanlığın onayına sunuyorum, Bakanlıkta bunu 15 günde onaylayıp bana gönderiyor öyle mi? Siz Milletin aklıyla alay mı ediyorsunuz. Ben resmi belgelerle konuşuyorum.
Kıyı Kenar Çizgisinden dolayı bu ilçede ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Şu anda revize imar planına yapılan eleştirilerin temelinde aslında bu yatıyor. Ama bu kıyı kenar çizgisi 1976 yılında bakanlık tarafından çizilmiş. Bunun dışında yine mahkemece Maliye Hazinesinin taraf olduğu ikinci bir kıyı kenar çizgisi daha çizilmiş. Mahkemenin çizmiş olduğu kıyı kenar çizgisi vatandaşı daha fazla mağdur eden bir noktada. Arkadaşlardan edindiğim bilgiye göre o tarihte bu plan hazırlanırken Bakanlığa sormuşlar. Biz hangi kıyı kenar çizgisini dikkate alacağız diye sormuşlar. Onlardan gelen cevap ise; Bakanlığın çizmiş olduğu çizgiyi dikkate alın demiş. Bu da vatandaşın lehine. İmar planı hazırlanırken yasa gereği bu kıyı kenar çizgisi mutlaka dikkate alınmak zorunda, çünkü kıyı kanunu var. Kıyı kenar çizgisinin yarattığı mağduriyetin giderilmesi için biz yönetime geldikten sonra bir yazı hazırladım ve bunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderdik, tarih “03.07.2019”. Bu yazıda çizilen bu kıyı kenar çizgisinin Samandağ’da çok ciddi mağduriyetlere yol açtığını, bu çizgini Samandağ gibi turizm bölgesi olan bir yerde turizm yatırımlarının önünde bir engel oluşturduğunu, bu kıyı çizgisinin bu haliyle kaldığı sürece bizim kıyı bandında yatırım yapma şansımızın çok zor olduğunu ve bunun değiştirilmesi için girişim yapılması konusundaki talebimizi yazılı olarak benim imzamla gönderdik. Bakanlık bizim yazımıza 22.07.2019 tarihinde yani sadece 19 gün sonra cevap verdi ve böyle bir değerlendirme yapmamızı gerektirecek herhangi bir hukuki altyapı olmadığı gerekçesiyle bizim talebimizi reddetti.
Biz bu sorunu kökten nasıl çözebilirizin çabası içinde olduk. Biz hukukçu olduğumuz için işe nerden başlanması gerektiğini, bu sorunun kökünden nasıl çözülebileceğini bilebilecek bir pozisyonda olduğumuz için işe oradan başladık.
Diğer güncel İskenderun haberleri için: İskenderun Haber
Diğer güncel Hatay haberleri için: Hatay Haber