Pazartesi, Kasım 25, 2024
No menu items!
Ana Sayfaİskenderun HaberHataylı Şair Faris Kuseyri, İskenderun'da Kitaplarını İmzaladı

Hataylı Şair Faris Kuseyri, İskenderun’da Kitaplarını İmzaladı

Hataylı şair Faris Kuseyri, Evimiz İskenderun Süpürge Derneği ve Ayna İskenderun Kültür Sanat Derneğinin işbirliğiyle düzenlenen söyleşiye katıldı. Şiiri seven, şiiri öğrenmek ve öğretmek isteyenlerle bir arada olmanın çok güzel olduğunu ifade eden şair Kuseyri, “Doğu Duvarı” ve “Orontes Mensurları” adlı şiir kitaplarını imzaladı.

Hataylı Şair Faris Kuseyri, İskenderun’da Kitaplarını İmzaladı

Şiir üzerine söyleşi yapan şair Kuseyri, şairlerin genellikle ilk kitap döneminin, bir heyacan, görünme ve ortaya çıkma isteğinin etkisiyle, gerekli olgunluğu beklemeden, bunu kabullenmediği bir süreç olarak niteledi.

Faris Kuseyri, “Ama bu bende böyle olmadı. Çünkü, hayatımı metinleri düzelterek kazanıyorum. İlk kitabımı 120 şiir arasındaki metinleri seçerek çıkardım. Yıllarca çalıştım, nelerin (kelimelerin) nereden ve nasıl alınması gerektiğine baktım ve ´Orontes mensurları´ adlı esere ulaştım, kitap öyle çıktı” sözlerinde bulundu.

Kelimeler Önemli

Şair Kuseyri “Her şey kelimeden doğar. Dil bile. O yüzden kelimeler çok önemli” dedi.

İlk kitabı Orontes mensurları kitabının efsane ile gerçeklerin buluşmasıyla şekillendiğini, daha sonra ortaya çıkan “doğu duvarı” adlı eserinin farklı olduğunu belirten Şair Kuseyri, “Doğu duvarı kitabında, şehre döndüm. Şiiri yazabilmek için şehirin oluşumu, insanın dilini hatırlamak lazım. Bu kitapta şehrin dilini kullandım ve şehre döndüm; ´doğu duvarı´ kitabında. Bir metnin amaçsız olması mümkün müdür? bana göre değil. Ben, metnin anlamsız olmasını kabullenemedim, kabullenmem de. Hayatın, düşüncenin bir yolu olarak şiiri kabullenip, hayata, düşünmeye böyle bakmak gerektiğini düşünüyorum. Tüm yaşananlara karşı hiçbir şey olmamış gibi metin yazılabilinir mi? Yazanlar var. İmzaları kapatsanız, hangi metnin kime ait olduğunu anlamıyorsunuz. Çünkü, her metin birbirine benziyor. O tür eserler, hakikatı bağlayıp, bir anlamda kelepçeleyip, bize kendi hakikatlarını pazarlamaya çalışıyor. Sanki farklı bir coğrafyadan yazılmış metinler gibi. Oysa bir bir ağıt coğrafyasında yaşıyoruz. Ölüm üzerine, ağıt yazmak gerekirken, bunu gülerek yazamazsınız, kaşları hafif çatmak lazım. Malzememiz kelime ve kalemse, bunu kullanmamız lazım. Doğadan kopmuş, yaşadığı kente yabancılaşmanın bakışıyla herkes, her şey düşman görülür. Böyle bir hayatta küfür de çıkar” sözlerini kaydetti.

Şiirde Biçimi Çok Önemsemiyorum

Şair Kuseyri “Şiirde biçimi çok önemsemiyorum. Metin, metnin kendisidir. Neye koyarsanız koyun, aynıdır. Bir eserde biçim ortaklığı kaçınılmaz hale gelebiliyor ama ben şiiri mensur şiir (Mensur şiir, şiirin cümle yapısı ve ahengini koruyan ancak ölçü ve kafiyeye bağlanamayan; şairane bir konuyu, his, hayal ve düşünceyi kısa şekilde ve yoğun bir üslupla anlatan düzyazı türü) olarak görmekten yanayım. Bize halk şiiri de bizim şiirimiz, divan edebiyatı şiiri de bizim şiirimiz. Divan edebiyatında sevgili bir puttur ve şair esiridir. Çünkü, sevgili gerçek bir sevgili değildir. divan şiiri bir oyundur, gerçek hayattan kopuktur ve bunu bilmek gerekiyor. Bu yaklaşım kendine düşmen metin yaratır ki bu da dil ile şekli uyumsuz hale getirir

Şiir hayatımızın içinde. Hayatımızın her alanında şiir var. Ben, şiirin hayatımızdan çekildiğini kabul etmiyorum. Şiir, şehirde, dövizde, sloganlarda, pankartlarda bile var. Ve bunlardaki ifadeler şiirle bağlantılı, çünkü kafiyeli. Biz sözel kültürün ürünüyüz. Şiir hayatımızın her alanında var. Bunu kabil etmek lazım. Ama iye metinle karşılaşmak neredeyse imkansız. Özellikle de internette. İyi şiir hayatımızdan çekilmedi ama şehir hayatından dışlandı. Şehirde şiir var ama iyi şiir yok gibi.

Şairin kendi şiiri, hayatı vardır, kalbi ve kağıdı da. Şair önce kendine karşı borçludur. Yazdığı şiirlerin altına alttığı imza da onu ömrü boyunca takip eder. Şairin şiir üzerene ne düşündüğünü bile şiir üzerinde anlayabiliyoruz. Şiir üzerine düşünmeyen, yaşamayan insanların şiir yazmasının abes olduğunu düşünenler de var” ifadesini belirtti. Türkiye´nin coğrafi konumu nedeniyle komşu ülkelerde farklı dillerin kullanıldığını anımsatan şair Kuseyri, “Türkiye´nin dil komşuluğu var. Arapça, Farsça, Yunanca vs. Ve bu çok önemlidir. çünkü dil komşuluğu edebiyatı, şiiri de etkilemektedir. Komşularımız da bizim yaşadığımız hayatın benzerini yaşıyor” dedi.

Diğer güncel İskenderun haberleri için: İskenderun Haber
Diğer güncel Hatay haberleri için: Hatay Haber

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER