TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, Dünya Su Gününde coronavirüsle mücadelede en temel önlemlerden biri olan güvenli su teminin önemine dikkat çekerek, Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğunu hatırlatarak, suyun önemine dikkat çekti. Açıklamada, devletin halkın temel ihtiyacı olan suyu ücretsiz dağıtma çağrısı yapıldı.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, 22 Mart Dünya Su Gününe ilişkin açıklama yaptı. Dünyanın yüzde 75’i suyla kaplı olmasına karşın bunun yüzde 1 kadarının insan tüketimine uygun nehir ve göl gibi tatlı su kaynaklarından oluştuğu kaydedilen açıklamada, bilinçsiz kullanım, aşırı tüketim ve kaynakların aşırı kirletilmesi sonucu yer altı sularının seviyelerinin her geçen gün düştüğü, göllerin küçüldüğü ve sulak alanların yok olduğu belirtildi.
Su Temininde Sorunlu Ülkeler Arasına Girecek
Türkiye’nin sanıldığının aksine su zengini bir ülke olmadığının altı çizilen açıklamada, yılda kişi başına ortalama 1400 metreküp ile su azlığı yaşanan bir ülke olduğu vurgulandı. Açıklamada, 2030 yılında nüfusun 100 milyona ulaşacağı Türkiye’de kişi başına düşen su miktarının 1100 metreküpe gerileyeceği ve su temininde sorunlu ülkeler arasına gireceği de kaydedildi.
Güvenli Su Temini Önemlidir
“Su kaynaklarının korunması, suyun sürdürülebilir yönetimi kamunun temel görevi olmalıdır. Kamu bu görevini yerine getirirken yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ile ortak hareket etmelidir” denilen açıklamada, insan eliyle yapılan yanlış müdahaleler sonucu ekolojik dengenin bozulduğu kaydedildi. Tüm dünyayı tehdit eden koronavirüs ile mücadelede bilim insanlarının temel önerisisinin ellerin su ile etkili şekilde yıkanması olduğu hatırlatılan açıklamada, “Yeni koronavirüs hastalığı olarak bilinen hastalığa neden olan Covid-19 virüsüne karşı alınabilecek önlemlerden biri de güvenli su teminidir. Bu konuda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimlere büyük sorumluluk düşmektedir” ifadesi yer aldı.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, Covid-19 virüsünün içme sularında bulunduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak içme ve kullanma suyu kaynaklarının korunmasından başlayarak; suyun dağıtım, toplama ve tüketim noktasında önlemler alınmalı, suların dezenfeksiyonu belirli sıklıkla yapılmalıdır. Tüketime sunulan suların sürekli ve etkili şekilde dezenfekte edilmesi ve şebeke sistemleri boyunca serbest klor düzeyinin en az 0.3-0.5 mg /L olması sağlanmalıdır.
Suyun Bilinçli Kullanımı Zorunludur
“Son Covid-19 salgınında olduğu gibi, su kaynaklı salgınların da ciddi hastalık ve ölümlere neden olduğu gerçeğinden hareketle, tüm insanlığı tehdit eden hastalıklardan korunulabilmesi için temel hijyen kurallarına uymamızın gerekliliği, suyun bilinçli kullanımını zorunlu kılmaktadır.
“Yaşadıklarımız bir kez daha göstermiştir ki; her bireye yeterli, sağlıklı ve güvenli su temininin sağlanması en temel insan hakkıdır. Devlet insanın temel su gereksinimini karşılayacak miktarda suyu halkına ücretsiz ulaştırmalıdır. Tatlı su kaynaklarının ticarileşmesine son verecek politikalar kısa sürede hayata geçirilmelidir. Temiz ve erişilebilir suya ulaşmak bir insanlık hakkıdır.”