Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu, meclis kürsüsündeki konuşmasında, hükümetin yeni barolarda yeni “Metin’lerin” olmasını istediğini söyledi ve eleştirilerini sıraladı.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu, parlamentonun önceki günkü oturumunda yaptığı konuşmada, barolarla ilgili kanun teklifini getiren hükümete sert eleştirilerde bulundu. Milletvekili Mengüllüoğlu, hükümetin yeni barolarda yeni “Metin’lerin” olmasını istediğini söyledi ve “Siz istiyorsunuz ki herkes Metin Feyzioğlu gibi olsun; ‘Gel’ deyince gelsin, ‘Git’ deyince gitsin, ‘Otur’ deyince otursun, ‘Kalk’ deyince kalksın ve siz isteyince çılgınca alkışlasın. İstiyorsunuz ki yeni yeni barolarınızda yeni yeni Metinleriniz olsun mesela. Sizin derdiniz boyun eğmeyen, üstünü örtmeye çalıştığınız her toplumsal davada, her katliamda, her faciada kendini mağdurlara siper eden onurlu avukatlardır. Doğru, çoğunluksunuz, bu yasa da geçecek, hukuk sisteminin üstüne de şu an bir kez daha bir toprak atmış olacaksınız ama avukatlar kalıcı, siz gidicisiniz ve gittiğinizde bugünlerin hesabını vermekten kurtulamayacaksınız. İşte, o zaman da bu yasaları çıkardığınız için çok ama çok pişman olacaksınız, göreceksiniz” dedi.
“Derdiniz mücadeleden kaçmayan avukatlar”
Aslında tek derdin baroların bölünmesi ya da kaç baro kurulacağı olduğunu sanmadığını söyleyen Milletvekili Mengüllüoğlu, konuşmasında şunları dile getirdi: “Derdiniz barolar ve hatta hiçbir meslek örgütü üzerinde hâkimiyet kuramamış olmanız. Barolara, TTB’ye, TMMOB’a gareziniz bundan. Sizin derdiniz, savunmanın kutsallığı ve bağımsızlığı uğruna hiçbir kavgadan ve mücadeleden kaçmayan avukatların ta kendileri. Örneğin, kim bu avukatlar? Soma katliamında gece gündüz demeden katledilen işçileri ve aileleri savunanlardır, defalarca zulmünüze uğrayıp bir tek geri adım atmayan Selçuk Kozağaçlı’dır mesela o avukatlar. Sizse, madenci yakınını tekmeleyen Yusuf Yerkel –ve tabii kendine darp raporu alan- madeni açarken ‘Örnek bir işletme’ diyen, katliamdan sonraysa iki gün gömlek değiştirmedi diye alkış bekleyen bakansınız. 2010’da yarattığınız sistem sonucu hâkimler ve savcılar sizin dediğinizin dışına çıkmadığı için sadece kendileri için değil, herkes için adil yargılanma talebiyle ölüm orucuna yatmak zorunda kalan Aytaç Ünsal ve Ebru Timtik’tir o avukatlar. Sizse, onlara ‘terörist’ deyip bir konser verdirmemek için Helin’in ve İbrahim’in ölümünü seyrettiğiniz ve seyrettirdiğiniz gibi şimdi onların ölümünü bekliyorsunuz. Her direnişte, her hak talebinde gördüğümüz Taylan Kulaçoğlu’nu savunanlardır mesela o avukatlar; siz ise 2013’ten beri bulduğunuz her fırsatta tek bir sebep dahi göstermeden Taylan’ı tutsak edenlersiniz.
“Avukatlar hakkı savunanlardır “
Çorlu tren katliamında çoluk çocuk onlarca insanın katillerinin yargılanması için ailelere yardıma koşanlardır o avukatlar; sizler ise ailelerin basın açıklamasında dövülmesini isteyen, bir de üstüne dava açtıran, bir tek üst düzey fail yargılanmasın diye uğraşırken Ankara tren katliamında sorumlu bulunan kişiyi Devlet Demiryollarında hâlâ müdür olarak tutansınız. Onlar Sakarya’da fabrikada, Ankara’da gar önünde, Aladağ’da yurtta katledilenlerin, Pozantı’da cezaevinde işkence görenlerin, Ensar’da tecavüze uğrayanların sesidir; siz ise Sakarya’da patrona ‘Geçmiş olsun’ diyen, moral yemeği veren, gar katliamında istihbaratı görmezden gelen, Pozantı’daki çocuklara ‘terörist’ diyen, Aladağ’da Süleymancıları, Karaman’da Ensarcıları aklayansınız.
Bu avukatlar Tahir Elçi’nin, Kemal Kurkut’un, Rabia Naz’ın, Sidar Uygurlar’ın, Serdar Çekiç’in, Gezi’de katledilenlerin, Ceren’in Şule’nin katillerinden hesap soran ve soracak olanlardır, Gülistan Doku’yu da size rağmen bulacak olanlardır. Cumartesi Anneleri’nin, öldürülen ve artık öldürülmek istemeyen kadınların, istismara uğrayan çocukların, hakkı gasbedilen işçilerin, üzerine beton döktüğünüz Hasankeyf’in, santral yaptığınız derelerin, ortasına otopark çıktığınız yaylaların, otel yapmak için yakılan ormanların savunucularıdır bu avukatlar; siz ise günlerdir ve hatta bugün Kuğulu Park’ta baro başkanlarına kolluk güçlerini yönlendirensiniz.”
Soğutma yapılmadan patlayıcılar nakledildi
Konuşmasında Sakarya’da yaşanan iş cinayetinde ve patlayıcı malzemenin nakliyesi sırasında gerçekleşen yeni patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dileklerini ileten Milletvekili Mengüllüoğlu, “Ya, bu cümle sizce de çok hazin değil mi? Daha önce defalarca patlama olmuş fabrikada. İşçiler ölüyor, malzemenin yok edilmesi lazım. Bunu yapmak için patlayıcı uzmanı olmayan askerler görevlendiriliyor. Soğutma yapılmadığı ne fabrikada ne de sonrasında bir iş güvenliği uzmanı olmadığı, kimseye danışılmadı için bir patlama daha oluyor ve 3 kişi daha ölüyor. Olan yoksul ailelere oluyor, ama neyse ki patronun morali yerinde çünkü üzülmesin diye bir yemek verilmiş, tabii açıklamasında da ‘Havai fişekleri devletim ve milletim için yaptım’ diyen birinin aç bırakılması söz konusu olamaz” dedi.