Samandağ Eğitim Sen Okulların açılmasına günler kala gerek Millî Eğitim Bakanlığından gerek ilgili müdürlüklerden, hazırlıkların tamamlandığı ile ilgili peş peşe açıklamalara tepki göstererek açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
Hiç bir okul eğitim için hazır değil
Okulların açılmasına günler kala gerek Milli Eğitim Bakanlığından gerek ilgili müdürlüklerden, hazırlıkların tamamlandığı ile ilgili peş peşe açıklamalar geliyor.
Bakanlık, iki bin denetçinin ülkeyi dolaştığını ve hazırlıkları denetlediğini söylüyor. Oysa bu denetçilerin kâğıt üzerinde “OKULUM TEMİZ” projesini denetlediğini ve idarecilerimizden yine kâğıt üzerinde bu projeye dahil olmalarını (sorumluluğu üstlenmelerini) istediğini biliyoruz.
Ancak ne bakanlık ne ilgili birimler, özellikle salgın sürecinde okullar nasıl hazır olur konusuna dönük, genel geçer ifadeler dışında, bilimsel bir yönerge sunmuyor.
Okullar nasıl hazır olur
1.Her sınıfa azami on öğrenci düşecek bir planlama ile derslik tedariki,
- Her on öğrenciye bir tuvalet,
3.Her beş sınıfa (elli öğrenciye) sürekli bir hizmetli,
4.Her öğrenciye derslik dışı dokuz metre kare (bahçe) serbest hareket alanı,
- Her okula bir sağlık personeli,
6.Her eğitimciye her hafta test,
- Her gün her öğretmene, öğrenciye, hizmetliye ve idareciye en az üç maske,
8.İhtiyaç fazlası hijyen malzemesi, kolonya, tek kullanımlık peçete, tuvalet kâğıdı vb. sağlık malzemesi,
9.Bağışıklığı güçlü kılacak besinleri alabilecek şekilde her öğrenciye her gün bir öğünlük yemek tutarı kadar harçlık,
10.Her eğitimci ve öğrenciye her talep ettiğinde ücretsiz test, her başvurduğunda devlet veya özel hastanede ücretsiz tedavi ve ücretsiz ilaç garantisi,
11.Uzaktan eğitime geçilmesi durumunda ve ihtiyaç sahibinin beyanı yeterli görülerek, her eğitimci ve öğrenciye bilgisayar, sınırsız internet ile alt yapı,
- Salgının meslek hastalığı sayılıp her eğitimciye risk tazminatı ödenmesi.
Okulların açılmasına birkaç gün kala bunların hangisi hazır dersiniz? HİÇBİRİ…
Bunların herhangi biri için ciddi bir girişim var mı? HİÇBİRİ…
Bugün bunları hazır etmekle yükümlü olan bakanlık algıyı yönetmekte, yerinde uygulayacak ve okulları hazır edecek idarecilerini de kahvehane, kıraathane denetimlerinde görevlendirmektedir.
Buradan çıkarılacak tek sonuç bu kafa yapısının halk sağlığı açısından koronadan daha tehlikeli olduğudur.
BUGÜN SADECE İLÇEMİZDE BİLE 83 OKULUN 37’SİNDE TEK BİR HİZMETLİ BİLE YOK. HİÇBİR OKULUMUZUN (BİR OKUL HARİÇ) DERSLİĞİ, BAHÇESİ, DEĞİL ON ÖĞRENCİYE YİRMİ ÖĞRENCİYE BİLE YETERLİ DEĞİL. HENÜZ HİÇBİR OKULA SALGIN GEREĞİ GEREKLİ TEMİZLİK, HİJYEN, KORUNMA VE BAKIM MALZEMELERİ GELMİŞ DEĞİL.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI VE İDARECİLER OKULLARINI BIRAKMIŞ, GÖREVLERİ OLMADIĞI HALDE VE SANKİ OKULLARININ HER ŞEYLERİ TAMAMMIŞ GİBİ KAHVEHANE DENETİMİNDE. KİMİLERİ “OKULUM TEMİZ BELGESİ” ALMAK İÇİN VE ASLINDA ONA YIKILAN SORUMLULUĞUN FARKINDA OLMADAN BİLGİSAYAR BAŞINDA HİKAYE UYDURMA UĞRAŞINDA.
Ülkeyi dolaştığı iddia edilen iki bin denetçiyi ve “okulum temiz” belgeleri dışında neyi nasıl denetlediğini gören yok. Fakat varsa yoksa okullar açılacak deniyor.
Birinci hafta eğitimciler bir denek gibi sahaya sürülecek
Birinci hafta eğitimciler bir denek gibi sahaya sürülecek. 14 gün sonra bulaş durumuna bakılacak ancak sayılar her zaman ki gibi çarpıtılıp az gösterilecek.
Dördüncü hafta 17 milyon öğrenci ve 3 milyona yakın bağlı sektör insanı yaklaşık 40 milyar liralık eğitime-öğretime hazırlık masrafı ile piyasaya hareket katacak ve dip yapan ekonomi bir nebze canlanacak.
6 hafta sonra okullar tatil edilip uzaktan eğitime geçilecek.
Beşinci ve altıncı haftada bu sefer öğrenciler bulaş deneği olarak kullanılacak ancak sayılar gizlenemeyecek oranda artacağı için okullar tatil edilip uzaktan eğitime geçilecek. Öngörümüz budur…
Aslında iki cümle iki farklı (egemen-emekçi) dünyayı net ortaya koyuyor. Biri, hiçbir şey olmadığı halde “HER ŞEYE HAZIRIZ” diyen bakanlığın ifadesi, bir diğeri Diyarbakır’da yoğun bakım ve anestezi uzmanı bir doçent ’in “TANIK OLDUKLARIMI GÖREN BİRİSİ ASLA DIŞARI ÇIKMAZ” ifadesi.
Bizler, eğitim emekçileri asla görevden kaçmayız. Okullar açıldığında meslektaşlarımızın yanında, bizlere emanet edilen öğrencilerimizin başında elbet olacağız. Ancak bizlerin ve üyelerimizin başına salgın kaynaklı bir şey gelmesi durumunda bunun sorumlusu, UYARILARIMIZI DİKKATE ALMAYAN, BİLİMSEL KRİTERLERE VE İŞİN EHLİ İNSANLARIN (TTB GİBİ) TALEPLERİNE UYGUN OLARAK GEREKLİ HAZIRLIKLARI YAPMAYAN, KOŞULLARI HAZIR ETMEYEN VE SIRF KÂĞIT ÜZERİNDE İŞ YAPMIŞ GÖRÜNEN, OKUL MÜDÜRÜNDEN BAKANLIĞA KADAR HERKES SORUMLU OLACAKTIR.
Eğitimin bizce salgından daha tehlikeli ve kalıcı olan,
*Piyasacı
*Özele teşvik eden
*Eğitimi bir hak olmaktan çıkaran
*Toplumsal yaşamla, akılla, bilimle bağı olmayan
*Üretimden kopuk
*İtaatkâr, sormayan, sorgulamayan insan hedefleyen
*Dayanışma yerine rekabeti öngören ve dayatan sorunları ile,
-Kurs, ek ders, egzersiz vb. yollarla ve sosyal yaşamdan koparılarak parayla terbiye edilmeye çalışılan eğitimcilerimizin, köle gibi çalıştırılan ücretli öğretmenlerimizin, birçok hakkı yok sayılan sözleşmeli öğretmenlerimizin, biat yoksa müdürlük yok denilen idarecilerimizin sorunları daha sonra ayrıca ele alınacaktır. HALKIMIZA SAYGILARIMIZLA…