Sosyal Haklar Derneği Çukurova Bölge TemsilcisiMübarek Berkyürek Yazılı bir açıklama yaparak Arsuz İlçesinde kurulması iddia edilen termik Santrale karşı olduklarını belirtti.
Berkyürek in açıklaması şöyle
İskenderun Körfezi’nde 1 tanesi halen çalışmakta olan, 2 tanesi inşaatı bitmek üzere, 2 tanesi de inşaat çalışmaları yeni başlayan olmak üzere toplam 13 adet termik santralin yapılması planlanmaktadır. Şimdi de Arsuz ilçesine bağlı Kale Mahellisi’nde Termik Santral yapım süreci başlamış bulunuyor.
Termik santral öldürüyor
K ömürlü termik santraller, Türkiye ve dünya genelinde havayı en çok kirleten etmenler arasında yer alıyor. Kömür kaynaklı asit gazıyla kurum ve kül emisyonları, akciğerler ve kan dolaşımındaki mikroskobik parçacık kirliliğinin en büyük endüstriyel sebebi olarak kabul ediliyor. Bu kirlilik ile kalp krizi ve akciğer kanseri arasında anlamlı bir ilişki olduğu yıllarca yapılan araştırmalar sonucunda kanıtlandı. Dahası, astım krizleri ve diğer solunum problemlerini de beraberinde getirerek; bebek, çocuk ve yetişkinlerin sağlığına zarar veriyor. Santrallerin bacalarından çıkan kurşun, arsenik ve kadmiyum gibi binlerce kilogramlık zehirli metal, hem kanser riskini yükseltiyor, hem de çocuk gelişimini olumsuz etkiliyor.
Termik santral doğayı katlediyor
Termik santrallerin soğutma suyuna ihtiyacı olduğundan çoğunlukla deniz kenarına yapılmaktadırlar. Denizden çekilen su, termik santrallerin soğutulmasında kullanıldığı için, yüksek ısıyla denize boşaltılmaktadır. Bu durum, deniz suyunun zamanla ısınmasına sebep olarak su canlılarını olumsuz etkileyip bazı türlerin kısa zamanda yok olmasına neden olabilir.
Sugözü termik santralinin deşarj alanında besin zincirinin en önemli öğesi olan planktonlarda belirgin azalma, bunun örneği olarak gösterilebilir. Isı, biyolojik süreçleri hızlandırarak, bazı su bitkilerinin aşırı büyümesine ve dolayısıyla sudaki çözünmüş oksijen miktarının azalmasına sebep olur. Santral bacalarından çıkan kirletici gazların oluşturduğu asit yağmurları ise suların Ph değerlerini değiştirir. Termik santrallerde yakılan kömür büyük miktarlarda küle neden olmakta, külün uzaklaştırılması için kurulan kül barajlarının da çökerek büyük miktarda tarım toprağını kül ile kapladığı bilinmektedir.
İskenderun Körfezi ele alındığında, özellikle Yumurtalık kıyılarında yer alan Yumurtalık lagünü, Akyatan ve Akyayan gölleri bölgenin önemli sulak alanlarıdır, körfezin en güneyinde yer alan Asi Deltası da keza önemli bir sulak alan niteliğinde olup aynı zamanda Chelonia Mydas olarak adlandırılan yeşil deniz kaplumbağalarının da yumurtlama alanıdır. Körfez çevresinde yer alan Dörtyol, Erzin Ceyhan ve Yumurtalık Ovaları bölgenin önemli narenciye ve tarım alanlarıdır. Ayrıca Körfez kıyılarında ihracata dayalı balıkçılık yapılmaktadır. Bütün bu veriler ışığında Türkiye İstatistik kurumunun verilerine göre termik santral sonucu yaklaşık 75 bin kişi ve ailesi olumsuz etkilenecektir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bugünkü haliyle İskenderun körfezinin Dilovası ve Aliağa’dan sonra Türkiye’nin 3. kirli noktası olduğunu söylemektedir. 25-30 yıllık ekonomik ömrü olan bu santrallerin bu kirlilik oranını artıracağı, milyonlarca yılda oluşmuş ekosistemi, çevre ve insan sağlığını, tarıma dayalı ekonomik sistemi yok edeceği açıktır.
Tüm bu ölümcül sağlık risklerine rağmen, hükümet bu kirli ve modası geçmiş enerji kaynağından bir türlü vazgeçmiyor.
Toprağa, suya, havaya ve tüm canlılara zararları bilimsel olarak kanıtlanmış, artık çağ dışı kalmış enerji üretiminde bu ısrar niye?
Yetkilere sesleniyoruz. Geleceğimizi yok edecek olan Termik Santral sevdasından derhal vazgeçin. Yenilenebilir ve sürdürülebilir temiz enerji kaynaklarına yatırım yapın.
Sosyal Haklar Derneği olarak temiz bir çevrede yaşama hakkımız için elimizden geldiğince mücadele edeceğimizi duyurur yurttaşlarımızı Termik Santrallere karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.