SUÇ ORTAĞI
Cevap alamayacağımızı bildiğimiz halde Diyanet İşleri Başkanı’na sorular sormuştuk. Cevap alırız diye bir ümidimiz hiç olmadı olmayacak. Çünkü ülkemiz an itibari ile en yüksek düzeyde bir din istismarı ile karşı karşıyadır. Kendini diyanet işlerinden sorumlu zanneden zatın ‘Ben görevimi yapıyorum’ demesinin ne demek olduğunu anlamamak için saf olmak lazım. Bu yüzden kendisine soru sormayacağız ama bu makamda olduğu için hangi suçlara ortak olduğunu hatırlatmak görevimizdir.
Fakir fukaranın baş göz sadakasını toplayıp, üzerine çullanan ve bu sayede son model jeeplerle fink atan ve inanılmaz gayrimenkuller edinen ve bu yetmezmiş gibi soydukları fukaranın küçücük çocuklarına cinsel istismar yapan tarikat şeyhleri, cemaat şeyhleri ve bunun gibi din dışı oluşumlardan haberim yok diyemeyeceğine göre yaptıkları her suça ortaktır. Çünkü bu oluşumlara karşı halkı uyarmak ve bu oluşumların FETÖ terör örgütü kadar tehlikeli olduğunu bilmek söylemek onun görevidir.
Bir tarikatın domuz etinden sucuk üretip camilerin marketlerinde Müslüman kardeşlerine helal sucuk diye sattığını bilmeyen yok iken kendileri bu konuda fikir beyan etmemiş ve halkı uyarmamış sa bu suça da ortaktır.
An itibari ile Türkiye Cumhuriyetinde bu tür oluşumlar ve kerameti kendinden menkul bazı sözde ulemanın dayattığı ve bana göre İslam’a vurulabilecek son darbe olan ‘Kur’an’sız Müslümanlık’ projesini bilmiyorsa suçlu, biliyor ve susuyorsa suç ortağıdır.
İslami ahlâka göre bir kişi istediği kadar namaz kılsın, hacca gitsin oruç tutsun eğer insan haklarına riayet etmiyorsa, kamu mallarını yiyorsa ve yiyenlere göz yumuyorsa cehennemliktir. Bunu bilmiyorsa sözümüz yok ama biliyor ve susuyorsa suç ortağıdır.
Çocuk istismarından yargılanan tecavüzcü şeyhlerin, savunmalarında ‘’tarikatlara helaldir’’ dediklerini bilmiyorsa sözümüz yok, ama biliyor ve bir şey yapmıyorsa suç ortağıdır.
İşsizlik ve çaresizlikten kendini yakan yurttaşa ‘Millet böyle ucuz manevraları yemez’ diyerek vicdan ve ahlâkın ipini çeken siyasilere söyleyecek bir sözü yoksa suç ortağıdır.
“De ki: ‘Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahyedilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.’” (Ahkaf 9). Yüce Allah’ın İslam peygamberini bu şekilde uyarmasına rağmen peygamberin bile sonunu kestire memesine rağmen, din istismarcısı bütün şarlatanların cennet ve huri dağıtımı ile yarışması ve hatta şeyhinin yüzüne bakmanın ve kimisinin elindeki ipi tutmanın ve kimisinin de elini öpmenin ve en rezili kimisinin altına yatmanın cennet garantisi yapıldığını bilmiyor ve görmüyorsa suçludur, Biliyor ve bir şey yapmıyor ve söylemiyorsa suç ortağıdır.
Ortadoğu’ya dayatılan vesayet savaşları ile yüzbinlerce Müslümanın kanının akıtılması, çocukların yetim bırakılması, kadınların tecavüze uğraması ve bu esnada ne hikmetse sadece ülkemizde Sayıları neredeyse 8 milyona yaklaşan mültecilerin çocuklarının fuhuşa zorlanması, organ mafyasına teslim edilmesi, uyuşturucu bataklığına sürüklenmesi hakkında söyleyecek bir şeyi yoksa işgal ettiği koltuğu bilene devretsin biliyor da bir şey söylemiyorsa suç ortağıdır.
“Kullarım sana benden sorarlarsa ben Karîb’im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğru ve iyiyi bulabilsinler.” (Bakara 186). “’Rabbimiz Allah’tır’” deyip, sonra da dosdoğru yol alanlar var ya, onlar için hiçbir korku yoktur; onlar tasalanmayacaklardır da” (Ahkaf 13). Yaratanın böyle buyurmasına rağmen ‘Eğer sen, bir şeyhe bağlanmadan bin sene kendi başına Allah’a kavuşmak için inleyip dursan, böylece o Mevla Teala’yı bulman mümkün değildir’ yalanları ile milleti sövüşleyenlerden haberin yoksa o makamı terk et, biliyor da susuyorsan suç ortağısın.
Bu ülkede din istismarı engellenmediği müddetçe FETÖ den daha da tehlikeli dinbaz terör örgütleri bu ülkenin başına daha çok belalar açar. Bunu göremeyecek kadar öngörüsüz isen o makamı terk et, biliyor da susuyorsan suç ortağısın.
