Mustafa Kemal Üniversitesinde (MKÜ) yürütülen bir proje kapsamında, yaklaşık 4 santimetre kıvrımlı gagası, sert kanat yapısı ve uzun bacaklarıyla diğer türlerden farklılık gösteren İskenderun güvercini, fiziksel ve performans özelliklerinin belirlenmesi ve başka ırklarla birleşerek genetiğinin değişmesinin önlenmesi amacıyla koruma altına alındı.
MKÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü’ndeki 4 metrekarelik bir alanda, özel bir kafeste koruma altına alınan 6 güvercin, 24 saat gözetim altında tutuluyor. Kendi ırkı dışındaki güvercin çeşitleriyle çiftleşmesi sonucu genetiği bozulan güvercinlerin, koruma altına alınmasıyla saf kan olarak çoğalması amaçlanıyor.
MKÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Hayvan Yetiştirme Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Yıldırım,
Şu an koruma altına alınan 6 güvercinin başka ırklarla temasa girmeden üremesini sağladıklarını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
“Özel kafesimizde 6 İskenderun güvercini ile başlattığımız çalışmalarımızla 25 güvercine ulaştık. Çoğalttığımız güvercinlerden bir kısmını İskenderun Ticaret Odasına teslim ettik. Elimizdeki 6 güvercinimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Böylece, doğal ortamlarda başka ırklarla birleşerek genetiği değişen güvercinlerin saf kan olarak türemesini sağlıyoruz. Güvercinlerin fiziksel özelliklerinin ölçümlerini yaptık. Gaga yapısı, vücut yapısı, kanat uzunluğu, kuyruk yapısı ve diğer birçok ayrıntılarını inceledik.”
Her yörenin kendine ait bir ırkın olduğunu anlatan Yıldırım, İskenderun güvercininin de kendine has özellikleriyle Hatay yöresine ait olduğunu kaydetti.
“Hedefimiz genetik karışıklığı ortadan kaldırmak”
Güvercinlerin aynı ortamda bulunduklarından çiftleşmeyle genetiklerinin karıştığını vurgulayan Yıldırım, şunları paylaştı:
“Elimizdeki güvercinlerin performans özelliklerini tanımladık. İskenderun güvercini olarak bildiğim bazı güvercinlerin yüzde yüz saf İskenderun güvercini olduğunu söylememiz mümkün değil. Bunun için DNA yöntemiyle daha saf olan güvercinler belirlenebilir. Güvercin besleyenler de bu konuda kararsız kalıyor. Hedefimiz uygun şartlarda güvercinlerin DNA’sını alarak genetik karışıklığı ortadan kaldırmak.”