Sevgili okurlarım! Bayır-Bucak Bölgesi, Suriye’nin kuzeybatısında Lazkiye vilayetine bağlı Bayır ve Bucak nahiyeleri ve 70 köyden oluşan yerleşim birimidir. Bu bölge tamamen Bayır-Bucak Türklerinin üzerinde yaşadığı, doğup büyüdüğü, kültürünü oluşturduğu toprak parçasıdır. Bayır-Bucaklıların çocukluk anıları, atalarının mezarları oradadır.Diğer bir deyişle Bayır-Bucak, Türkiye’nin Hatay vilayetinin güneyinde bulunur ve Hatay’ın devamı mahiyetindedir. Akdeniz’e yaklaşık 40 kilometre kıyısı olan, özellikle Türkiye için stratejik konuma haiz bir Türk yurdudur. Aslında bu bölge, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Antakya Sancağındaki Ordu (Yayladağı) kazasına bağlı köylerden oluşmaktadır. Bu köyler, Bayır-Bucak Türklerinin en az 1000 yıldır oturdukları yerlerdir.
Bayır-Bucak Bölgesi’nde yaşayan Türklerin büyük bir bölümü, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından, 1921 yılında Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması sonrasında ve sınır ötesinde, yani Suriye tarafında kalmıştır. Bayır-Bucaklılar, doğup büyüdüğü, ekip biçtiği ve üzerinde yaşadığı bu toprakları yurt edinmiştir. Bayır-Bucaklıların yıllardır üzerinde yaşadığı bu topraklar, gerekirse uğrunda canlarını vereceği topraklardır. Çünkü Bayır-Bucak, Bayır-Bucak Türklerinin öz yurdudur. Ancak Bayır-Bucak Türklerinin gönüllerindeki vatan Türkiye’dir.
Bilenler bilir: Suriye’deki Bayır-Bucak Türkleri, 1946’ya kadar Fransızların, daha sonraki süreçte de Arapların egemenliği altında; ıstırap içinde ve Arap kültürünün asimilasyonunun acımasızlığı altında yaşamıştır. Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olsalar da, eşit vatandaşlık haklarından mahrum kalmışlardır. Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes Arap değildir. Bayır-Bucaklılar öz Türk’tür ve Türk Milletinin parçasıdırlar.
Bu sebepledir ki Bayır-Bucaklılar; Arap Baharı sürecinde Suriye rejiminin vahşi baskı ve saldırıları karşısında savunmasız ve çaresiz kalmış; onlarca Türkmen hayatını kaybetmiş, yüzlerce insan yaralanmış ve neticede birçoğu yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır. Bayır-Bucak Türkleri sırf canlarını kurtarmak ve hayatta kalabilmek için yurdundan kaçarak, anavatan Türkiye’ye sığınmak mecburiyetinde kalmıştır.
Vatan, milleti meydana getiren değerlerin başında gelse de millet dediğimiz varlık, vatan denilen toprak parçası üzerinde yaşar. Vatan ise dar manada yalnızca doğup büyüdüğümüz, üzerinde yaşadığımız toprak parçası değildir. Vatan, bir milletin tamamının barındığı ülke veya ülke topraklarıdır. Bayır-Bucaklılar, millet olarak Türk milletindendir ve Türkiye’nin doğal yurttaşıdır.
Komşu ülke Suriye’de Arap Baharı sürecinde yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen bölgede bulunan Türkmen gruplar kısmen teşkilatlı birlikler marifetiyle gerek rejim güçlerine gerekse diğer terör gruplarına karşı haklı bir ‘Yurt Savunması’ vermişlerdir. Suriye’de son 10 yıldır yaşanmakta olan iç savaştan en büyük zararı Bayır-Bucak Türklerinin gördüğü yadsınamaz bir gerçektir. Bayır-Bucak’taki grupların hem rejim güçleri hem de diğer terörist gruplarla olan mücadelesindeki teşkilatlı yapıları ortaya koyması ve Türkiye’deki Bayır-Bucak Türklerinin 2019’dan itibaren Bayır-Bucak için ‘Bayır-Bucak Türkmen Cephesi’ni kurmuş olması; Bayır-Bucak Türkmen çocuklarının ve gençlerinin geleceği açısından önemeli bir gelişme olarak görülmektedir. Bayır-Bucak’ta rejim güçleriyle çatışan grupların ve Türkiye’de kurulan Bayır-Bucak Türkmen Cephesi’nin mücadelesi, Türkiye’nin güney sınırının güvenliği açısından da ayrıca stratejik bir öneme sahiptir.
Aslında Türkiye’ye geçici olarak sığınan Bayır-Bucaklıların bazıları, yurt ile vatan arasında kalmışlardır. Bunlardan yurtlarına geri dönmek isteyenler var! Nitekim Bayır-Bucak Türkmen Cephesi de yurda geri dönüşün önünü açmak amacıyla; 6 Ekim 2019 tarihinde, Osmaniye’de kurulmuştur. Kuruluşundan buyana geçen 15 ay içerisinde ‘Bayır-Bucak Türkmen Cephesi’nin yönetim kadrosu; geçici sığınmacı ya da vatandaş olan Bayır-Bucaklıların katılımıyla, eşitlik ve çoğulculuk ilkeleri ile istişare esasına dayalı ve halkın hür iradesi yansıtılacak bir şekilde ve seçim yolu ile belirlenmiştir.
Hiç şüphesizdir ki Bayır-Bucak Türkleri, Suriye toplumunun ana unsuru olduğuna inanmakta ve Suriye’nin ulusal birliğini ve toprak bütünlüğünü savunmaktadırlar. Bayır-Bucak Türklerinin meşru temsilcisi olan Suriye Türkmen Meclisi ve diğer meşru muhalefet oluşumlarıyla işbirliği halinde ve Suriye halkının haklı taleplerinin karşılanması amacıyla mücadele etme kararlılığındadır. Bu meyanda Bayır-Bucak Türkmen Cephesi; yeni Suriye Devleti’nin kuruluşunda Bayır-Bucak Türklerinin asıl kurucu unsur olarak yer almasını,Türk kimliğinin ve kültürel hakların anayasal güvence altına alınmasını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünü talep etmektedir.
Elbette ki Bayır-Bucak Türkmen Cephesi’nin bu taleplerinin karşılanması; Ortadoğu’da kalıcı bir barış ortamının sağlanabilmesi ve Suriye’de oluşturulacak tam demokratik bir yönetim sistemi ile mümkün olacaktır. İşte bu noktada Bayır-Bucak Türklerinin bu demokratik yapı içerisindeki rolü Türkiye açısından çok önemlidir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir cihan devletinin bakiyesi ve mirasçısı olması sıfatıyla sınırlarının ötesinde bir müktesebata sahiptir. Bayır-Bucak Türkleri ister sınırları içinde olsun isterse olmasın Türkiye’nin bir parçasıdır. Ayrıca komşu ülkelerde yaşayan Türkler, Türkiye’nin sigortasıdır. Yani Türkiye’nin etrafını sınırları dışında çepçevre kuşatan Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Bulgaristan, Makedonya ve Kıbrıs Türkleri iyiyse, Türkiye’de iyidir!