Perşembe, Eylül 19, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenel"Adalet Türkiye'de artık sadece bir kadın ismidir"

“Adalet Türkiye’de artık sadece bir kadın ismidir”

                CHP Hatay Milletvekili SuzanŞahin TBMM süren bütce görüşmeleri sırasında Rekabet Kurumu ve HelalAkreditasyon Kurumu bütçesi hakkında CHP Grubu adına söz alarak konuştu.

                Medyanın, tamamen yandaş, malum grup tarafından yönetilecek olması, halkın algısı ve bilinci üzerinde söz sahibi olan yalnızca tekel bir medya yaratmak amaçlıdır. Özgür basının çok sesliliği yok edilmek istenmiştir. Bu mudur rekabeti hakça yaptıran, tarafsız, dengeleyici, tekelciliği önleyen kurum? diye sorgulama yapan Şahin Konuşmasında şu görüşlere yer verdi:

                “Rekabet Kurumu, mal ve hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde teşekkülünün sağlanması amacıyla kurulmuş bir bağımsız denetim kuruluşudur. Baktığımızda, kâğıt üzerinde bu kurum bağımsız ve şeffaf gözüküyor ancak ne kadar bağımsız, tartışılır. Başkan ve bütün üyeleri bir kişi tarafından atanan bir kurumun bağımsız olması düşünülemez. Şeffaf mı? Şeffaf olması da tartışılır. Tanımında “Hiçbir organ ve makamdan emir ve talimat almaması gereklidir.” diye yazıyor. Rekabet Kurumunu görevini layıkıyla yapmamakta ve iktidarın sopası olarak kullanılmaktadır.

                Anayasa’mızın 167’nci maddesine göre, devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirler alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler ancak Rekabet Kurumu, özellikle yandaş koruma gibi bir misyon üstlenmiş durumda. Firmalar arasında fırsat eşitliği yaratıp dengeleyici unsur olması amacıyla hayata geçirilen bu kurum, ihalelerde yandaşı koruyup yandaş olmayanı güçsüzleştirerek teslim almayı görev edinmiştir. Örnek vermek gerekirse, aynı inşaat sektöründeki tüm ihaleleri alan saray yandaşı üç beş müteahhidi kayırdığı gibi, malum medya grubunun satışına onay vermesi de Anayasa’ya aykırılık teşkil etmiş bir uygulamadır.

                 Rekabet Kurumu görevini yapmıyor sayın üyeler. Gerçi Rekabet Kurumu ne yapsın? 5 tane yandaş şirket 300 milyar dolarlık ihale alıyor. Kurum olarak damadın yakını firmayı mı korusunlar, şehzadenin okul arkadaşını mı korusunlar, yoksa Sayın Cumhurbaşkanının yakını firmayı mı korusunlar? Kurum da arada kalıyor, haksız rekabetle mücadele edemiyor; gücü ya yandaştan almayana ya da muhalefet partili belediyelere yetiyor.

                 CHP’li belediyelerde, müfettişler, sabah dokuz akşam altı kadrolu personel gibi çalışıyor. CHP’li belediyeler baskılanıp hizmet yapmaları engellenmeye çalışılırken, halka “AKP’ye oy verirseniz hizmet gelir.” baskısı yapılarak belediyelerde de haksız rekabet yaratılıyor. Gitsinler AKP’li belediyelerde de çalışsınlar, neden sadece muhalefet belediyelerinde var bu müfettişler?

                Kısa adı HAK olan kurum birkaç banal dostluk grubu ağırlamakla meşgul. Hak dağıtmak üzere kurulan bu kurum adaletin çöktüğü yani temeli zayıflatılmış Türkiye’de nereden bakarsak bakalım içi boş bir kuruluştur ve iktidarın sopası olmuş durumdadır. O nedenle, biz CHP Grubu olarak bütçeye “hayır” diyeceğiz.

    Sayın üyeler, bugün 12 Aralık; Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası. Nerede Türk malı? Nerede yerli üretim? Türkiye’yi İsrail’in tohumuna, Latin Amerika’nın Angus’una, Rusya’nın domatesine, Bulgaristan’ın samanına muhtaç eden AKP Hükûmeti bugün önümüze bütçe kalemlerinden biri olarak Helal Akreditasyon Kurumu bütçesini koyuyor, şarbon illetini vatandaşlarımızın başına musallat ediyor, ithal Angus ticaretini ve İsrail tohumunu çiftçimize şart koşuyorsunuz. Yerli tohum kullanana, yerli hayvancılık yapana devlet eliyle ceza kesiyor, sonra çıkıp millîlikten bahsediyorsunuz. Her konuda olduğu gibi helal-haram konusunda da millîlik-gayrimillîlik konusundaki gibi samimiyetsizsiniz ve halkı kandırarak kul hakkı yiyorsunuz.

    Bu kurum eğer GDO’lu ve kimyasallı gıda ürünlerine, ithal hastalıklı et ihracına karşı çıkmıyor, Türk çiftçisinin ve hayvan üreticisinin hakkının gasbedilip mali ve nefsî kul hakkına ses çıkarmıyorsa görevini de yerine getirmiyor, “haram” kavramını AKP Hükûmetine göre dizayn ediyor demektir. Bu kurum önce AKP Hükûmetinin hak ihlallerine karşı helallik istemesi konusunda girişimde bulunsun, sonra kesilen hayvanların İslami koşullara göre kesilip kesilmediğine, pazardaki ürünlerde domuz içeriği olup olmadığına baksın. Asıl olan, halk sağlığını tehdit etmeyen yerli üretimi ve yerli üreticiyi korumak ve teşvik etmek olmalıdır. Helal olan, halkımıza hak dağıtmak, hakkının gasbedilmesine karşı çıkmaktır, bunun adı da adalettir. Adalet ise Türkiye’de artık sadece bir kadın ismidir.

Samimiyseniz gelin, hep beraber devletin tüm kurumlarına hakkı, hukuku, adaleti, liyakati sirayet ettirelim, sonra bütçesini oluştururuz. Hatay’ın kanarya sevenler derneği bile bu kurumlardan daha iyi amacına hizmet etmektedir.

Bu nedenlerden dolayı, kâğıt üzerinde olan ancak faaliyetleri samimi ve gerçek olmayan bu kurumun bütçesine de CHP Grubu olarak hayır diyeceğiz.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER