Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremi birinci yılı yaklaşırken depremzede aileler, kayıp yakınlarını hala bulamadı. Aileler, Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmamasına, muhalefet partileri tarafından verilen önergelerin yanıtlanmamasına tepkili. Hatay Rönesans Rezidansta kızı ve iki torununun kayıp olduğunu söyleyen Suna Öztürk, “12 ay olmasına rağmen, kızımın bir tek saçını bile bulamadım. Bir tek dişine muhtacım. Bir mezarları dahi yok. Benim sizlerden isteğim TBMM milletvekillerine sesleniyorum 12 ay oldu gözümüzün yaşlarını dindirin artık. Fethi kabirlerin yapılmasını istiyoruz” dedi.
6 Şubat depreminin birinci yılında, Hatay’dan Malatya’dan, Kahramanmaraş’tan Ankara’ya gelen depremzedeler kayıp olan yakınları için bugün Başkentteydi. Ankara Ulus Meydanı’da yapılan basın açıklamasına; CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu, DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan ve depremden etkilenen bölgelerden olan Nurhak’ın Belediye Başkanı İlhami Bozan da depremzedelerin açıklamalarına katılarak destek verdi.
Aileler, kayıp yakınlarının fotoğraflarını döviz halinde yanında taşıdı. Gözü yaşlı aileler, yakınlarının bir mezarlarının dahi olmadığını belirterek Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmasını istedi, muhalefet partileri tarafından verilen önergelerin yanıtlanmamasına da tepki gösterdi.
Depremde yıkılan Hatay’daki Rönesans Rezidans’ta yaşayan kızı, iki torununun kayıp olduğunu söyleyen Suna Öztürk, “12 ay olmasına rağmen, kızımın bir tek saçını bile bulamadım. Bir tek dişine muhtacım. Bir mezarları dahi yok. Benim sizlerden isteğim TBMM milletvekillerine sesleniyorum; 12 ay oldu gözümüzün yaşlarını dindirin artık. Fethi kabirlerin yapılmasını istiyoruz” dedi.
“FETHİ KABİRLER AÇILSIN”
Kayıp yakını Selahattin Dönmez ise, “Çocuklarımı bir hafta boyunca enkazın başında aradık ama bulamadık. Üç defa enkazı taradık bir kemik parçası bile bulamadık. Gezmediğim hastane yurt kalmadı. Fethi kabirler açılsın. Çocuklarımı, torunlarımı özledim. Torunlarımın, ‘dede’ demesini istedim” diye konuştu.
Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği (DEMAK) Başkan Yardımcısı Sema Güleç ise depremde Antakya’da 20 yaşındaki oğlunu kaybettiğini belirterek basın açıklamasını okudu. Güleç, şunları söyledi:
“Birkaç gün sonra depremin üzerinden bir yıl geçmiş olacak ve 11 ilde 38’i çocuk olmak üzere hala kayıp olan 145 kişinin akıbetini hala bilmiyoruz. Bu 145 kişi bizim evlatlarımız, annelerimiz, babalarımız, eşlerimiz. Kimileri için bir rakamdan ibaret olan bu 145 kişi bizim canlarımız. Bizler her yol ve yöntemi denememize rağmen hala kayıplarımıza ulaşamadık. Çoğumuz enkazların tamamı kaldırılana kadar enkaz başında bekledi, tüm resmi kurumlara başvurduk, DNA örneklerimizi verdik, kayıplarımızı hastanelerde, mezarlıklarda, sevgi ve bakım evlerinde, devletin tüm kurumlarında aradık, bize gelen tüm ihbarları değerlendirdik ancak bir sonuca ulaşamadık.
“HER ŞEYE RAĞMEN GİDECEK BİR MEZAR TAŞIMIZIN OLMASINI İSTİYORUZ”
Dernek olarak ilk talebimiz TBMM’de kayıplarımızın bulunması için bir komisyon kurulması oldu. Konuya ilişkin meclise iki kere önerge verildi ancak reddedildi. Bizler söz konusu önergenin neden reddedildiğine dair bir açıklama bekliyoruz. 11 ilden kayıp ailelerinin ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz bu açıklamada, tüm kamuoyuna ve yönetenlere sesleniyoruz, lütfen sesimize ses olun. Bizi yalnız bırakmayın. Bizler evlatlarımızın, eşlerimizin, annelerimizin, babalarımızın, kardeşlerimizin bir tırnağına, bir kemik parçasına bile razı olacak hale getirildik. İnsan yakının ölüsünü bulduğuna sevinir mi? Sevinecek hale getirildik. Bizler, her şeye rağmen gidecek bir mezar taşımızın olmasını istiyoruz.
“CANLARIMIZIN KAYIP OLARAK NÜFUSTAN DÜŞÜRÜLMESİNİ İSTEMİYORUZ”
Biz kayıp yakınları nüfustan düşürülme işlemlerinin isteğe bağlı olmasını talep ediyoruz. Canlarımızın kayıp olarak nüfustan düşürülmesini istemiyoruz. Canlarımızı nüfustan düşürmek istiyorlarsa cenazelerini bulup bize versinler. Aksi halde kayıp olarak aranan canlarımızın nüfustan düşürülmesini hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Bizler tüm kamuoyunu bizimle dayanışmaya, sesimize ses olmaya çağırıyoruz. Lütfen canlarımızı yok saymaktan vazgeçin. Kayıp aileleri olarak yakınlarımızı bulana kadar arayışımız devam edecek. DEMAK olarak bütün yol ve yöntemleri denemekten geri durmayacağız. Bir yıldır bulunamayan kayıplarımız için ses olmaya ve onları bulana kadar aramaya devam edeceğiz.”
