Bazı aileler ise enkazda ve hastanelerde bulamadıkları yakınlarını aramaya devam ediyor. Çelik ailesi de onlardan biri. Danimarka’da yaşayan Soner Çelik, İskenderun’daki evlerinin yıkıldığı haberini alınca enkaz altında kalan annesi Betül Nuran Çelik (55) ve ablası Güldem Çelik’i (35) aramak için memleketine geldi. Çelik, anne ve ablası enkazdan çıkmayınca sevk edilmiş olabilecekleri hastanelerde aradı ancak bir sonuç alamadı.
YÜZLERCE KİŞİ YAKINLARINI ARIYOR
Soner Çelik, kardeşi Ozan Çelik ve ablalarının nişanlısı Şekip Kağan Çıplak, ailelerini aramak için sosyal medyada ‘#ailelerimiznerede’ başlığıyla yakınlarının fotoğraflarını paylaştı. Kampanyaya kısa süre sonra yakınlarını bulamayan diğer kişiler de destek verince yüzlerce kişi bu başlıkla yakınlarını aramaya başladı.
Soner Çelik, “Deprem olduğunda İskenderun’daki annem ve ablam enkaz altında kaldı. Biz ilk andan itibaren çalışmalara başladık. Özaltın Apartmanı’nda yaşayanları, vefat etmiş veya canlı çıkarttık. Apartmanımızda annemle ablamın dışında 5 kişinin izine rastlayamadık. 10’uncu günde Mersin’den bir haber aldık ve bir komşumuzun tedavi olup taburcu olduğunu öğrendik. Onunla görüştük, bir şey hatırlamadığını söyledi. Birilerinin yardım edip çıkarttığını düşündüğümüz için ailemizin de bu şekilde olduğunu düşündük” dedi.
‘YA İSİMSİZ DEFNEDİLDİLER YA DA BİR HASTANEDE’
Bugüne kadar herhangi bir ize rastlamadıklarını söyleyen Çelik, son durumu şöyle özetledi: “Vefat etmiş olabilecekleri ihtimaline karşı enkazda kadavra köpeklerine kadar arama yaptırdık. Enkaz başındaki aramalarımız sonlandığında hastaneleri gezmeye karar verdik. Herhangi bir destek alamayınca sosyal medyada bir etiket oluşturup bizim gibi kayıp ailelerini arayan kişilere ulaşmaya çalıştık. Ulaştıklarımıza böyle bir grup kurduğumuzu söyledik. Şu anda yaklaşık 200 kişilik bir grup var. Bu başlık hep beraber hareket edebilmemiz için çok önemli. Şu anda ailelerimiz kayıp. Ya isimsiz olarak DNA alınmadan defnedilmişler ya da herhangi bir hastanede bilinçleri kapalı tedavi altındalar. Her ik senaryoda da sesimizi duyurabilmek, bizlere nefes olabilecek açıklamaları bekledik. Bu yüzden bakanlığa, il sağlık müdürlüklerine her ile gittik ancak sonuç alamadık. Biz son nefesimize kadar, onları bulana kadar savaşacağız.”