İstanbul’daki Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak Hatay’da biber gazı kapsülünün başına isabet etmesiyle hayatını kaybeden Abdullah Cömert’in, güvenlik gerekçesiyle Balıkesir’de görülen davasının sekizinci duruşması yapıldı. Duruşma, 14 Mart 2016 tarihine ertelendi. Çıkışta bir açıklama yapan Cömert ailesinin avukatları, sanık polis A.K.’nin kasten öldürmek suçundan ceza almasını istedi.
Baba Edip Cömert, davayı AİHM’e taşıyacaklarını söyledi. Anne Hatice Cömert ise, “Benim oğlum hırsızlık yapmadı, birine tecavüz etmedi. Sadece insanlar ölmesin, savaş olmasın diye sokağa çıktı. Eve dönerken öldürüldü. Çok akıllı, saygılı bir çocuktu. İki ay sonra askere gidecekti ama onu elimizden aldılar.” dedi.
Hatay’da Gezi Parkı protestoları sırasında zırhlı araçtan attığı gaz fişeğiyle Abdullah Cömert’in ölümüne sebep olduğu iddiasıyla “olası kasıtla öldürme” suçundan 25 yıla kadar hapis talebiyle tutuksuz yargılanan sanık polis memuru A.K. (30) ile ilgili davanın sekizinci duruşması, Balıkesir Adliye Sarayı’nda yapıldı. Saat 09.00’da başlayan duruşma, öğle saatlerinde tamamlandı. Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava sebebiyle adliyede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Abdullah Cömert’in annesi Hatice, babası Edip ile ağabeyi Adnan Cömert dava için Hatay’dan geldi. Davayı CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Yılmaz, Uluslararası Af Örgütü Almanya Temsilcisi Dr. Barbara Neppert ve Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan da takip etti.
‘SUÇLU SADECE POLİS DEĞİL’
Tutuksuz yargılanan sanık polis A.K., geçici görevle Diyarbakır’a tayini çıktığı için Mersin Adliyesi’nde hazır bulunamadı. Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile yapılan yargılamada, Mersin Adliyesi’ndeki sistemde arıza oldu. Yaklaşık yarım saat süren arızanın ardından duruşma başladı.
Duruşmada Cömert ailesinin avukatları, esasa ilişkin mütalaalarını sundu. Av. Hatice Can, sanık polisin kalabalık dağıldıktan sonra ara sokaktaki Abdullah Cömert’i hedef alarak atış ettiğini, Akrep aracı içindeki konuşma ve küfürlerinde, göstericilere husumet beslediğini gösterdiğini öne sürdü. Av. Can, sanık polisin tutuklanarak, kasten öldürmekten yargılanıp cezalandırılması gerektiğini ifade etti.
Av. Tacettin Çolak ise sanığın bu olayda bir polis gibi değil, iktidarın militanı gibi davrandığını iddia etti. Polislerin Gezi sürecinde iktidardaki yetkililer tarafından tahrik edildiğini öne süren Av. Çolak, “Burada suçlu sadece polis değildir. ‘Yüzde 50’yi zor tutuyorum.’ ve, ‘Siz destan yazdınız.’ diyen bir başbakanın polisi neler yapmaz? Ben iktidar sorumlularının da yargılanması gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
‘TÜM POLİSLER BENİM EVLADIMDIR’
Baba Edip Cömert, “Oğlum vurulduğunda ben tarladaydım. Gece gündüz çalışıyordum. Bizim vergilerimizle maaşını alan bir polis, oğlumu katletti. Tüm polisler benim evladımdır. Hepimiz kardeşiz ama oğlumu öldüren polisin cezalandırılmasını, sanığa müebbet hapis cezası verilmesini istiyorum.” dedi.
Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında adli tıp raporuna dikkat çekerken Abdullah Cömert’in ölümünün, gaz fişeğinin kafaya isabet etmesiyle oluşan kafatası kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana geldiğinin belirtildiğini vurguladı. Savcı, sanık polisin 35 metreden kurallara uymadan yaptığı atış sonucu ölümün meydana geldiğini, sanığın, ölümle sonuçlanabileceğini bilmesine rağmen kayıtsız kalarak atış yaptığını söyledi. Bu sebeple olası kasıtla hareket ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini bildirdi. Savcı, sanık polisin Türk Ceza Kanunu’nun 81/1 ve 21/2 maddeleri uyarınca cezalandırılmasını istedi.
Sanık avukatı İbrahim Uzun ise adli tıp raporu, kamera kayıtları ve tanık beyanlarının delil olarak sunulduğunu ancak kesin ve inandırıcı olmaktan uzak olduğunu savundu. Av. Uzun, ek savunma için süre istedi.
İKİ AKADEMİSYENİN RAPORU MAHKEMEYE SUNULDU
Duruşmadan sonra adliye önünde bekleyen gruba desteklerinden dolayı teşekkür eden anne Hatice Cömert, “Abdocan’ın ruhu aramızda, bizimle. Abdocan’ı unutmadığınız için çok teşekkür ederim. Allah razı olsun.” dedi. Elinde oğlunun fotoğraflarını taşıyan ve rahatsızlığından dolayı ayakta durmakta güçlük çeken acılı anneye yakınları yardımcı oldu.
Cömert ailesinin avukatı Hatice Can ise bin 300 kilometre mesafeden gelerek cezasızlığa karşı mücadeleyi, hak ve adalet arayışını sürdürdüklerini söyledi. Bu mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerini belirterek, “Bu oturumda tüm dosyayı değerlendiren, sanığın suçunun niteliğiyle ilgili belirlemeler yapan, esasa ilişkin görüşlerimizi çok ayrıntılı bir şekilde anlattık. Bizler olayın başından beri bilerek ve isteyerek, kasten gaz kapsülünü, kendisinin uymak zorunda olduğu kurallara aykırı bir şekilde kullanarak, ayrıca geçen mahkemelerde anlatmıştık. Kamera görüntüleri vardı. Görüntülerdeki konuşmaların çözümü vardı. İnsanlara biber gazı atarken galiz, söyleyemeyeceğimiz kadar kötü küfürler eşliğinde yapıyordu. Tüm bunlar biraraya geldiğinde, zaten kasten öldürmeden ceza alması gerekiyordu. Bugün bu konudaki görüşlerimizi sunduk. Ayrıca bilimsel bilirkişi raporları aldık. Savcılık da esasa ilişkin son görüşlerini sundu. Savcı olası kasıttan öldürmekten, bizse kasten öldürmekten diyoruz. Duruşma, 14 Mart tarihine ertelendi.” diye konuştu.
Av. Erhan Can da İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayşe Erzan ve Yeditepe Üniversitesi’den Yrd. Doç. Barış Erman tarafından hazırlanan teknik raporları mahkeme heyetine sunduklarını ifade etti. Mahkemenin, ceza vermekten başka şansı olmadığını savundu.