Sevgili Okurlarım! İyi kavramı, çoğunlukla olası eylemler arasında tercih edilmesi gereken davranışı ifade eder. İyilik, genellikle kötülüğün tersi olarak kabul edilir ve ahlak, etik din ve felsefe konuları tarafından incelenir ve ayrı şekillerde tanımlanır.
Kötü ise, genellikle iyiliğin zıttı olarak betimlenir. Kötülük dini metinlerde doğaüstü bir güç olarak tarif edilmiştir. Her şeyin birbiri sayesinde var olduğunu akıl edememiş kişiye ‘kötü’ denir. Canlılar içinde insanın da kötü olduğu söylenebilir.
Aslında her şeyi iyi ve kötü olarak ifade edebilirsiniz. İyi bir şekilde ifade ederseniz medeni, kötü olarak ifade ederseniz en azından hödük olursunuz. Ve toplum sürekli olarak hödükleşiyor! İnsanlar görgüsüzce ve kaba davranıyorlar, hödüklük ediyorlar.
Son zamanlarda iktidar tarafı sürekli hakaret ediyor; muhaliflerine ‘terörist’, ‘vatan haini’, ‘çapulcu’, ‘ne kaçıyorsun lan’, ‘İsrail dölü’ vs. diyor. Bunları dinleyen halk da hödükleşiyor.
CHP Genel Başkanı’na bir kadının muhtemelen bir erkek tarafından ezberletilmiş hödüklüğü de, Atatürk resmini ters asan belediyenin hödüklüğü de böyle bir şey işte…
Çünkü iktidar tarafı eriyor. Oyları, onları iktidara taşımaya yetmiyor.
Bu yüzden iktidar, bir yandan seçim sistemi ile oynama yolları ararken, bir yandan da rakiplerini aşağılama, küçük düşürme taktiği uyguluyor. Böylece düne kadar sarıldığı mağduriyet rolünü karşı tarafa vermiş oluyor.
İktidardakilerin rakibine hakareti, aslında bir çaresizliktir, çırpınıştır. İktidar, kaybeden taraf olarak sorumluluğu kendinde aramıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye yönetilemiyor; işler iyi gitmiyor.
Çünkü Cumhuriyet İttifakı’nın oy kaybetmesi muhalefetin başarısından değildir. Tersine, iktidarın kendi iş bilmezliğinden ve sorumsuzluğundandır.
Biz, yıllar öncesinden teşhisimizi koymuştuk; zerre kadar yanılmadık! AKP iktidarları döneminde Türkiye emperyalist küresel güçlere teslim edildi.
Yeni Dünya Düzeni millete danışılmadan, sorulmadan kabul edildi.
Vatan toprakları dış güçlere satıldı.
Milletin parası oy uğruna peşkeş çekildi.
Ülkenin tüm ekonomik değerleri çarçur edildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın rezervleri yok edildi.
Dünya lideri görünebilmek için para saçmada emperyalist ülkelerle yarışa kalkışıldı. Yurtdışında terörist lejyon orduları maaşa bağlandı.
Şimdi de halktaki mutsuzluk oylarını eritiyor. Tüm bu hödükçe davranışlarda muhalefetin hiçbir suçu yok!
Çünkü muhalefet, iktidarın her istediğinde kuzu kuzu arkasından gitti; dayak yedi, küfür işitti, gene de iktidar ne zaman zora düşse kurtardı.
Muhalefet iktidarın ayakta kalması için daha ne yapsın?