Hatay’da yaralar hâlâ sarılamadı. Yüzyılın felaketinin üzerinden 4 ay geçmesine rağmen sokaklar enkaz ve molozlarla dolu…
Arsuz, deprem öncesinde Hatay ve çevre illerin “Alaçatı”sı olarak anılıyordu. Deprem Arsuz’un daha çok yüksek binalarını ve otellerini vurdu. Yıkımı artıran etken İskenderun’da da yaşanan sıvılaşma sorunu ve uygun olmayan zemine yapılan evler.
Arsuz’da yazlıkları olan İskenderunlular felaketin ardından ilçeye yerleşti. Yıkımdan etkilenmeyen müstakil binalarıyla Arsuz sadece yazlıkçılara değil hem depremden etkilenen İskenderun, Samandağ, Antakya gibi ilçelerin, hem de Gaziantep’ten gelen depremzedelere de sığınak oldu. Hıristiyan nüfusun da bulunduğu Arsuz’un bu demografisi, eğitim oranı yüksek, çağdaş bir yaşam alanı yaratmış. Erdoğan’ın ikinci tur seçimlerde yüzde 23.51’de kalması, bu tablo ile de örtüşüyor.
ÜÇ KATINA ÇIKMIŞ
Yaklaşık 100 bin olan nüfus, depremzedelerin gelmesiyle 300 bine ulaşmış. Hem Arsuz hem Hataylılar için birçok yazlık anıyı içinde barındıran ilçe, bir yanıyla anıların yok oluşunun hüznünü barındırıyor. İlçede gezmeye başladığımızda birbirleriyle ilk kez karşılaşan kişilerin sohbetin merkezini iki soru oluşturuyor: “O bina da mı yıkılmış?”, “O da mı ölmüş…”
Dükkânların birçoğu kapalı, birkaç döner salonu açık. Yemek yemek için oturduğum dönercide dükkân sahibinin “Malzeme yetişmiyor, istediğimizde de gelmiyor. Böyle ne yapacağız, nereye kadar dayanacağız!” tepkisi, ürün sıkıntısını gözler önüne seriyor. Aynı zamanda Arsuz Belediye başkanının da basın danışmanı olan meslektaşım Cihan Kaya ile konuşuyoruz. İlçede en fazla can kaybının yaşandığı Toplukonut Sitesi’nde birçok yakınını kaybetmiş. Hatay genelinde yıkımın fazla olmasından ötürü Arsuz’un da deprem sonrası kaderine terk edildiğine dikkat çekiyor. Koordinasyonsuzluktan kaynaklı yardım sorunları, ekiplerin yetersizliği, birçok bölgede yaşanan sorunlarla benzerlik gösteriyor.
MOLOZLARLA YAŞAM
İlçenin geniş bir coğrafyada dağınık halde bulunması da deprem sonrasında yaşanan sorunları artırmış. Depremin üzerinden 4 aydan fazla süre geçti. 700’e yakın kişinin yaşamını yitirdiği Arsuz’da nüfus artarken yardımlar günden güne azalıyor. Ve gazeteci arkadaşımız başka bir tehlikeye de dikkat çekiyor: “Bölge halkı, ikincil afet olarak nitelendirebileceğimiz molozlarla beraber yaşıyor.” Sonraki durağımız ise gördükten sonra kimsenin eskisi gibi olamayacağı Antakya…