Pazar, Kasım 24, 2024
No menu items!
Ana SayfaHatay HaberArsuz doğa ile barışık bir yaşam biçimi için Bir Araya Geldi

Arsuz doğa ile barışık bir yaşam biçimi için Bir Araya Geldi

Arsuz bölgesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından maden arama izni için yapılan ihalelerin iptalini isteyen Çevre koruma derneklerinden, siyasi parti temsilcilerine ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin oluşturduğu Arsuz Bileşenleri bir araya geldi.

Arsuz doğa ile barışık bir yaşam biçimi için Bir Araya Geldi

İskenderun Çevre Koruma Dernek Başkanı Nermin Yıldırım Kara, örgütlenmiş siyasal partileri, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, akademik ve demokratik meslek odaları, ticaret ve sanayi odaları, sendikalar, vakıf ve dernekler, çevre platformları, mahalle muhtarlarının bir araya geldiğini belirterek,” Ekolojik mücadele sürecine destek vermek ve doğa ile barışık bir yaşam biçiminin inşası için Arsuzda bir araya geldik ” dedi.

Maden arama faaliyetlerinin tarım alanlarımıza, toprağa ve suya verdiği zararlar ile ilgili sunumun yapıldığı toplantıda, Halk sağlığı açısından değerlendirmelerin yapıldığına dikkat çeken Çevre Koruma Dernek Başkanı Kara Arsuz Bileşenleri olarak yaptıkları ortak açıklamada şunlara yer verildi:

Arsuz doğa ile barışık bir yaşam biçimi için Bir Araya Geldi

“ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Enerji Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü var!Bu genel Müdürlük web sayfasında sürekli olarak Maden Arama ve İşletme Ruhsatları için ihale ilanları yapıyor.Geçen ay 20 Temmuz 2020 günü 140. Grup ihale ilanı yayınlandı.

Bu ilanda ülkemizin her yerinde toplam 766 maden arama ve işletme sahası ihaleye çıkarılıyor. Toplam 883 bin hektarlık (Ülke yüzölçümünün 1,14’ü) bir alanı kapsayan bu ihalenin çoğunluğu altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, demir gibi madenlerin bulunduğu IV. Grupta yer alıyor.

559’u arama, 134’ü işletme ruhsatı verilecek olan bu ihaleyle maden arama ve işletme ruhsatları verilecek.

Müdürlüğün ihaleye açtığı bu sahalarda hangi madenlerin aranacağı ya da işletileceği belirsizdir.

Yine bu sahaların mera mı, orman mı, tarım alanı mı, doğal ya da arkeolojik sit alanları ya da su havzaları olup olmadıkları hakkında da hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

Bu yerlerin 9’u Hatay sınırları içinde olup 2 tanesi de Tülek ve Tatarlı isimli köylerimizde.

7 Eylül de ihalesi yapılacak olan bu yerler Devlet tarafından değil ihaleyi kazanacak şirketler tarafından işletilecek.

Kanımızca bu ihalelerle memlekette satılmadık arazi, dağ ve ova kalmayacak. Doğa mahvolacak

Arsuz doğa ile barışık bir yaşam biçimi için Bir Araya Geldi

Burada; “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu son 16 yıllık dönemde, 187 ayda 186 kez değiştirilmiş olduğunu da hatırlatmak isterim.

Bu tür ihalelerin son yıllarda hızla artması ve ülkenin her tarafının birer maden ocağına dönüşüyor olmasını sorgulamak gerekmektedir.

2004 yılında yürürlüğe giren 5177 sayılı yasayla büyük ölçüde değişikliğe uğrayan Maden Yasası, ülkedeki bütün yer altı kaynaklarının şirketlerin hizmetine sunulmasını sağlamış ve bu süreçte şirketlerin önüne çıkan engeller, iktidarın anayasaya aykırı şekilde değiştirdiği yönetmelik ve genelgelerle tek tek aşılmıştır.

Ülkemizin birçok yerinde, yerel halk ve sivil toplum örgütleri, bu tür madencilik faaliyetlerinin yörelerindeki havayı, suyu, toprağı, ormanı, merayı, tarlayı yok ettiğini görünce isyan etmektedir. Çanakkale Kaz Dağları ve Kirazlı’da, Artvin Cerattepe’de, Ordu Fatsa’da, Bursa Kirazlıyayla’da ve birçok ilimizde benzer projelere karşı sürdürülen mücadeleler sık sık gündeme gelmektedir.

Ne yazık ki bu tür tepkilerin birçoğu, projenin son aşamasına gelindiği için projenin iptalini sağlayamamaktadır.

Bu nedenle itirazların erken olmasında yarar var !

Madenleri bir yer altı zenginliğimiz olarak düşünebilirsiniz. Ancak bu zenginlik şirketlere gidiyor ve özellikle altın gümüş şirketleri isterlerse bayanlarına tabi olarak bir miktar da devletimize veriyorlar.

Ancak beyanlarına göre (!)

İş sahası ve istihdam olarak düşünülürse, Soma’da ve diğer örneklerde de gördüğümüz gibi çoğu sosyal güvencesiz ve asgari ücretle çalıştırılan bazen de Suriyeli veya Çinli ucuz iş gücü. Diğer bir deyişle bu anlamda da yöre insanına bir katkısı olmuyor.

Bütün bu nedenlerle Ülkemizi yönetme sorumluluğuna talip olarak örgütlenmiş tüm siyasal partileri, yerel yönetimleri, sivil toplum örgütlerini, akademik ve demokratik meslek odalarını, ticaret ve sanayi odalarını, sendikaları, vakıf ve dernekleri, çevre platformlarını, mahalle muhtarlarımızı Hatayda yurutulmesi planlanan naden arama faaliyetlerine karsi yurutulecek mücadele sürecine destek vermeye ve doğa ile barışık bir yaşam biçiminin inşası için çaba göstermeye davet ediyoruz.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER