Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, BTP kurucusu Haydar Baş’ı anma programında; “Bakın hepimiz Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarıyız ve gururluyuz, onur duyuyoruz. Hepimiz Atatürk’ü anarız, ama hiçbirimiz Atatürk’ü anlayamamışız ama hiç kimse bize gerçek Atatürk’ten bahsetmedi. Gerçekten kimdi bu Atatürk dediğin zaman, işte bunu en layıkıyla ortaya koyan adam Haydar Hoca’ydı” dedi.
BTP’nin kurucusu Haydar Baş, dün ölümünün 3. yıl dönümünde BTP İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlenen programla anıldı. Burada bir konuşma yapan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, şunları söyledi:
“Haydar Hoca öyle bir adamdı ki sert rüzgarların nereden eseceğini görür, o rüzgarlara karşı önlemini alırdı. Bunu da yapabilen inanır mısınız dünyada çok insan yoktur. Siz Haydar Hoca’nın fikirlerini bir anlasanız şunu göreceksiniz bundan 100 sene önce bu topraklara Atatürk geldi. Bu Türk milleti o şansı değerlendirdi. Sonra da bir de Haydar Hoca geldi, aslında baktığınızda Atatürk’ün ideali olan ne varsa bu topraklarda onu anlattı ama milletimizin hala bir şansı var, o şans da bu salonda, değerlendirirse, Türkiye Cumhuriyeti’ni dünya lideri bir ülke yapma yolunda ilerletebiliriz.
“ZENGİNLİĞİN FORMÜLÜNÜ ÖNÜNE KOYAN LİDER”
Eğer bir ülkenin parası başka ülkelerde geçerliyse o ülke güçlüdür. Eğer bir ülkenin parası başka ülkelerde geçerli değilse o ülke güçsüzdür. Haydar hoca bu temel nüansı fark etti bundan yıllar önce ve dedi ki, ‘Biz Milli Ekonomi Modeli ile birlikte şunu yapacağız; milli paralarla ticaret yapacağız, bizim Türk paramız dünyanın her yerinde geçerli olacak ve dolayısıyla bizler de aynı zengin insanlar statüsüne geçeceğiz’ ve diğer bir temel fark bugün gördüğünüz ekonomik okumaların tamamında birinin zenginleşmesi için bir diğerinin fakirleşmesi yatar arkadaşlar. Eğer ben haddinden fazla bir şeye sahipsem emin olun ki o sizin olması gereken bir şeyken benim olmuştur. Sistem bunun üzerine kuruludur. Emme basma tulumba, biri aşağı biri yukarı. Haydar Hoca dünyaya şunu gösterdi dedi ki, “Biz kavga etmeden, savaşmadan hepimiz zengin olabiliriz.’ Arada temel bir fark var. Şimdi dünyada bütün insanlar oturup ekonomi bilimini konuşuyorlar. Bakın yüzyıllardır Haydar Hoca’nın ortaya koyduğu bu temel ince fikri hiç kimse ortaya koyamamıştır. Nasıl bir şans bu Haydar Hoca biliyor musunuz? Hep şunu söylerdi, ‘Türk milleti dünyanın en zengin milleti olacak.’ Bunun formülünü önünüze seren bir liderdi.
“GERÇEK ATATÜRK’Ü HAYDAR HOCA ANLATTI”
Bakın hepimiz Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarıyız ve gururluyuz, onur duyuyoruz. Dünyaya bir daha gelsek birçoğumuz deriz ki, ‘Türk olarak gelmek istiyorum.’ Bu onuru ve gururu bize kim bırakmıştır? Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve hepimiz Atatürk’ten bahsederiz. Hepimiz Atatürk’ü anarız, ama hiçbirimiz Atatürk’ü anlayamamışız. Yüzyıla yakın bir zamandır şu coğrafyada sizin önünüze onlarca farklı Atatürk kondu. Bu Atatürklerle birlikte sizlere bir yol çizildi, siz şekillendirildiniz. Biz şekillendirildik ama hiç kimse bize gerçek Atatürk’ten bahsetmedi. Gerçekten kimdi bu Atatürk dediğin zaman, işte bunu en layıkıyla ortaya koyan adam Haydar Hoca’ydı.
“EKONOMİK BAĞIMSIZLIK İÇİN MİLLİ EKONOMİ MODELİ’Nİ ORTAYA KOYDU”
Atatürk şunu söylemiştir: ‘Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir milletin sosyal ve siyasi bağımsızlığından bahsedilemez.’ Atatürk ondan sonra Lozan görüşmelerine yolladığı İsmet İnönü üzerinden yaptığı mücadeleler dahil her bir platformda Türk milletinin ekonomik bağımsızlığı için mücadele etmiştir. Haydar Hoca da bakın size bir ekonomik model koydu, Türk milletinin ekonomik bağımsızlığını sağlamak için…
“ÖMRÜNÜ BU MİLLETİN KARDEŞLİĞİ İÇİN HARCADI”
Atatürk görüştüğü her mecrada Türk milletinin sosyal bağımsızlığı için mücadele etti. Nasıl? Lozan’da ‘Kürtlere özerklik vereceksin, Ermenilere özerklik vereceksin, Çerkeslere özerklik vereceksin’ diyorlar. Atatürk de ‘Bunların hepsi Türküm diyen Müslümandır, hiçbiri azınlık değildir’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin siyasi bağımsızlığını Atatürk 72 milleti kardeş yaparak sağlamıştır. Bugünün siyasileri o 72 milletin tarihinin üzerinde tepinerek bizi ayrıştırmaya çalışıyor. Benim babam bir ömrünü bu milleti kardeş yapmaya harcadı. Bizler de ona söz olsun, Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla Çerkesiyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, Caferisiyle kardeş olacağız ve onları öyle bir çatlatacağız ki, dünya sahnesine işte o ‘Ne mutlu Türküm diyene’nin gücünü göstereceğiz. Ben söz veriyorum, siz söz veriyor musunuz? Böyle bir günde bizim dünyaya göstereceğimiz şey üzüntü değildir. Böyle bir günde bütün insanlığa göstereceğimiz şey bu fikrin arkasında dimdik ayakta durmaktır.”