Son zamanlarda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye İş Bankası’ndaki hisselerini kendi partisine bırakmış olması tartışılıyor. Aslında Anayasamızın 69. maddesine göre, siyasi partiler, ticari faaliyetlere girişemezler. Siyasi partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Siyasi partilerin gelir ve giderleri Anayasa mahkemesi’nin denetimine tabidir. Anayasa Mahkemesi’nin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir. Ve Anayasa Mahkemesi’nin, bugüne kadar CHP’nin ticari faaliyetlere giriştiğine dair herhangi bir tespiti yoktur.
Türkiye İş bankası, Türkiye’de bireysel ve ticari bankacılık hizmeti sunan en büyük özel bankadır. 1924’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yönergesiyle kurulan İş Bankası, Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankasıdır.
Şöyle ki; Türkiye İş Bankası’nın % 28.09 hissesi, bu bankanın kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ait olup, bu hisseleri Atatürk adına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) temsil etmektedir. CHP, bu hisselerden ‘temettü’ alamıyor. Bu hisselerin ‘temettü’ gelirleri Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na bağışlanıyor. Yani CHP, İş Bankası’ndan 1 kuruş dahi gelir alamıyor. CHP, yönetim kuruluna 4 üye atamak dışında hisseler üzerinde herhangi bir mali tasarrufta bulunamıyor. CHP’nin İş Bankası’ndaki rolü, Atatürk’ün vasiyetinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemekten ibarettir.
İş Bankası’nın % 40.12 hissesi de, banka çalışanlarına ait olan Munzam Sandık Vakfı’na aittir. Ülkemizde ve dünyada bu büyüklükte, çalışanlarının ortak olduğu başka bir kuruluş yoktur. Banka hisselerinin % 31.79’u da halka açık hisselerdir.
İş Bankası’nın Yönetim Kurulu 11 kişiden oluşmaktadır. 7 üye, bankanın kendi içinde bankanın çalışanlarındandır. 4 üye de CHP’li temsilcilerdir. İş Bankası’nda kararlar 6 üyenin oyuyla kabul görmektedir. Dolayısıyla da CHP’li üyeler isteseler de tek başlarına İş Bankası’nda siyasi karar alamazlar ve banka buna müsaade etmez. Diğer bir deyişle İş Bankası’nın patronu yoktur, değişebilen profesyonel genel müdürleri vardır. İş Bankası, tüm çeklerinde ‘Atatürk’ logosunu kullanan tek bankadır.
Belirtmekte fayda var: Türkiye İş Bankası’nın bugünkü piyasa değeri 25.700.569.000 Türk Lirası’dır. Dolayısıyla da iktidar çevrelerinin, İş Bankası’na karşı, ağzının suyunu akıtması sebepsiz değildir.
HEDEF: TÜRKİYE İŞ BANKASI
Görülen o ki iktidardakiler, İş Bankası’na ‘el koymak’ için bir gerekçe yaratmak istiyorlar. Atatürk’ün, Hindistan Müslümanlarının Milli Mücadele için gönderdiği parayla banka kurmasının doğru olmadığını ve bu bankadaki hisselerini CHP’ye bırakmaya hakkı olmadığını iddia ediyorlar. Böylelikle tarihi gerçekleri saptırmaya çalışıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP Meclis Grup toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Gazi Mustafa Kemal’in İş Bankası’nı CHP’ye değil, Hazine’ye tahsisi vardır. Bu İş Bankası Allah’ın izniyle Hazine’nin malı olacaktır, bu parlamento bu kararı alacaktır” dedi. Erdoğan daha önce de, bankanın kurucusu Atatürk’ün, gelirleri Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na aktarılmak üzere CHP tarafından temsil edilen yüzde 28,09’luk hissesinin Hazine’ye devri için düzenleme yapılacağını açıklamıştı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek veriyor! Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İş Bankası hisselerinin Hazine’ye devrini neden gündeme getiriyor?
Aslında, CHP’nin İş Bankası’ndaki Atatürk hisselerini temsil etmesine ilişkin tartışma yeni değil. Yeni olan, Erdoğan’ın konuyu son dönemde gündeme taşıyıp, ‘yasal düzenleme yapılacak’ noktasına gelmesi ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin desteğidir.
Bu durumun altında ‘siyasal hesapların yattığı’ kesindir. 31 Mart’ta yerel seçimler var! Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, ‘Atatürkçü seçmeni’ni de partisine çekebilmek için sürekli hamle yapıyor. Erdoğan’ın, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu tür mal varlığı herhangi bir siyesi partinin altına giremez. Girse girse Hazine’ye girer” sözleri de bu fikrimizi destekliyor.
CHP, bu hisselerden bir gelir elde etmese de AKP, bir siyasi partinin bir bankada hissedar olmasını ‘banka ortaklığı, ticari faaliyet’ kapsamında sayıyor. CHP’ye göre ise, Erdoğan’ın hamlesinin altında siyasi hesapların yanı sıra, İş Bankası’nda ‘söz sahibi olma ve bankaya müdahale’ amaçlanıyor.
Sözün özü: iktidar, yalnızca Atatürk’ün banka hisselerine değil, İş Bankası’na da el koymaya çalışıyor. Oysaki Miras Hukuku, özel hukuktur. Özel Hukuk genelin üstündedir. Geçmişte, Atatürk hisselerinin Hazine’ye devri iki defa denenmiştir. Her ikisinde de yüksek mahkeme bu oyunu bozmuştur.
Aslında iktidarın amacı, Atatürk’ün iradesine saldırarak ülkeyi ayakta tutan ana direk Atatürk’ü yıpratmaktır. Ama hukuk tanımazlar, sonucuna katlanır. İktidar, Cumhuriyetin varlıklarının çoğunu sattı, kalanları da 2016’da kurulan Türkiye Varlık Fonu’na devretti. Bugün itibariyle, en az 50 milyar dolarlık portföyü olduğu tahmin edilen Türkiye Varlık Fonu’na 46 adet taşınmaz devredilmiştir. Şimdilerde de İş Bankası devredilmek isteniyor. Çünkü Türkiye Varlık Fonu, bugünlerde yurtdışında görücüye çıkıyor. Türkiye, uluslararası piyasalardan 1 milyar Euro borç arıyor.
Bu yüzden, hedeflerinde Türkiye İş Bankası var! Niyetleri, öncelikle Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisselerini ve İş Bankası’nı Hazine’ye devretmek, sonra da İş Bankası’nı Türkiye Varlık Fonu’na koyup peşkeş çekmektir.
Düşünün bir kere! Atatürk’ün mirasına el koyanlar, halka neler yapmaz? Atatürk’ün mirasına saldıranlar, İş Bankası’na, halkın evine tarlasına da saldırmaz mı?
İş Bankası’na karşı, ağzının suyunu akıtanlara hatırlatmakta fayda var: Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisseleri, önce Türkiye Varlık Fonu’na konup, sonra da peşkeş çekilecek bir meta değildir. Çünkü Türkiye, iktidarı ele geçirenlerin her şeyi yapabileceği bir ülke değildir! Anayasamıza göre, Türkiye Cumhuriyeti hâlâ bir hukuk Devleti’dir.
Atatürk’ün mirası ve halkın malvarlığı için, hukuktan daha sağlam bir ‘güvence’ olabilir mi? Kaldı ki, Atatürk’ün mirasına ve manevi şahsiyetine saygı göstermeyenler, varisi de temsilcisi de olamazlar!
