DİSK-KESK-TMMOB ve TTB’nin Ankara’da düzenlediği barış ve demokrasi mitingi öncesinde meydana gelen katliamda hayatlarını kaybeden 102 kişiyi, ölümlerinin 7. Gününde çeşitli etkinliklerle andılar.
Antakya’da düzenlenen etkinlikte, ölümlerin üzerinden 6 gün geçmesine rağmen Başbakanlığın kayıpların isminin açıklayamadığına dikkat çekilen basın açıklamasında, “Bizler emek ve meslek örgütleri olarak ülkemizin içine sürüklendiği kaotik ortama dur demek istedik. Ülkemizin başkentinde gür bir barış sesi haykırmak istedik.
Bizler emek meslek örgütleri olarak, ülkemizdeki savaş iklimini ve ortamını dağıtmak, kendi var oluş ortamımızı korumak, emeğin haklarıyla barış arasındaki dolaysız irtibatı kurmak üzere bir miting çağrısı yaptık. Başka ne yapabilirdik ki? Yangın yerine dönen ülkemizi dıştan seyretmemiz beklenemezdi elbette. Bir sorumluluk üstlendik. Ankara’da gür bir barış sesi çıkacak iken bu iradeye bomba konuldu.
10 Ekim 2015’te Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamı başkent Ankara’da gerçekleştirildi.
Dört emek ve meslek örgütünün çağrısıyla düzenlenen Emek-Barış-Demokrasi mitingine yönelik bombalı saldırıda çok sayıda arkadaşımızı, kardeşimizi, canımızı, dostumuzu, sevdiklerimizi yitirdik. Eşimizi, kızımızı, oğlumuzu, yitirdik. Onlarca arkadaşımızın da hastanelerdeki tedavisi sürüyor. Yüreğimiz yanıyor.
Olayın üzerinden 6 gün geçmesine karşın Başbakanlık kayıplarımızın adlarını açıklayamamıştır. Hükümeti bu skandala son vermeye ve bir an önce katliamda yaşamını yitirenlerin tümünün adlarını kamuoyuna açıklamaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.
102 insanı katillerin Ankara’da rastgele seçtikleri bir alanda yitirmediklerini, “Emek-Barış-Demokrasi” mitingi için buluştukları bir alanda gerçekleşen saldırıda yitirdiklerini kaydedilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Saldırganların hedefi oldukça açıktır: Hedef emektir. Hedef barıştır. Hedef demokrasidir!
Saraylarını, saltanatlarını kurtarmak için Türkiye’yi kanlı bir sürecin içine çekenlere karşı ülkenin dört bir yanından gelen Türküyle Kürdüyle, Alevisiyle Sünnisiyle, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla on binlerin buluştuğu, kucaklaştığı, aynı halaya aynı horona durarak “Emek-Barış-Demokrasi” dediği bu alanın ismi bizim için artık “Emek-Barış-Demokrasi” meydanıdır!
Bilindiği gibi miting DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından düzenlenmiştir.
Bu dört emek ve meslek örgütü güvencesiz, kölece, ölümüne çalıştırmaya karşı mücadelenin örgütüdür.
Bu dört emek ve meslek örgütü, emeği köleleştirirken doğayı, kentleri yağmalayan sermayeye karşı mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır.
Bu dört emek ve meslek örgütü ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı, düşmanlığa karşı kardeşliği, her türlü ayrımcılığa karşı eşitliği savunan, saflarında ırk-mezhep-cinsiyet temelli ayrımcılığa asla izin vermeyen ilkelere sahiptir.
Bu dört emek ve meslek örgütü, kuruluşlarından bugüne toplumsal sorumluluklarından kaçmamış, milyonlara kölelik, ölüm, yağma ve talandan başka hiçbir şey vaat etmeyen baskıcı düzenin karşısında diz çökmemiştir. İşte bunun için saldırganların, katliamcıların hedefindedir.
Soruyoruz, bu ülkede barış sesinin daha gür, daha çoğalan, daha yankılanan bir biçimde çıkmasından “KİM” rahatsız olabilir? Fail mi arıyoruz? Kim saldırdı bize, fail kim? Onu mu arıyoruz? Fail bellidir. Failin kim olduğu sadece Türkiye’nin değil, dünya halklarının da malumudur! Katliamda kullanılan canilerin kimliklerinin ortaya çıkması ise, işte bu malumun ilanıdır!
Biz, savaşın ortasında barış diyen bir taraf olarak inisiyatif üslendik. Böyle davrandığımız için bize bir bedel ödetildi.
Yılmayacağız, sinmeyeceğiz, geri çekilmeyeceğiz.”