“Bina imalat hatasından göçtü”

Antakya ilçesi Ekinci Mahallesi’nde yer alan Atilla Eren Apartmanı 6 Şubat depremlerinde yerle bir oldu, binada oturan 219 kişi hayatını kaybetti. 4 kişinin tutuklu olduğu soruşturmada iddianame hazırlandı.

7 kat olarak tasarlanan bina bittiğinde 14 katlıydı. İddianamede, binanın düşük beton kalitesinden, statiğine, proje dışına çıkılmasına dek birçok sorun olduğu ve binanın yapım kusurlarından dolayı çöktüğü yer aldı.

‘EN İYİ TEKNOLOJİ, EN İYİ MALZEME’ SLOGANIYLA SATILDI

Öz Burak İnşaat’ın müteahhidi Hikmet Günsay’ın sahibi olduğu Atilla Eren Apartmanı’nın 2018 yılında yapımına başlandı ve 2021 yılında anahtar teslimi yapıldı. Hatay’da yaptığı ve depremde yıkılan başka binaları da olan şirket, yapılarının reklamını, “En iyi teknoloji, en iyi malzeme” ve “Yaşlanılacak konut” sözleriyle pazarladı.

İddianamede binanın göçmesinin nedenlerinin hem proje hem de uygulama yetersizlikleri ve binada kullanılan başta beton olmak üzere malzemeden kaynaklı olduğu tespit edilerek, yıkımın imalat kaynaklı kusurlardan olduğu kaydedildi. Yapının yedinci katından sonra müteahhit değişikliği yaşandı. Özellikle 7. ve 8. katlara ait karot örneklerinin sonuçlarının yapıda müteahhit değişikliği sırasında yapılan imalat sürecinde gerekli kontrollerinin yapılmadığı aktarıldı. Ayrıca Atilla Eren Apartmanı’nın olduğu bölgede tamamen göçmeyen başka binaların olduğuna dikkat çekilen iddianamede, bina inşasının projeye uygun tüm gerekleri ile yapıldığında binanı göçmeyip, sadece kısmi hasarla depremi atlatabileceği belirtildi.

‘BELEDİYEDE KUSUR YOK’

İddianamede yapı müteahhidi imalat kaynaklı kusurlardan dolayı asli kusurlu, şantiye şefi yapı imalatında eksiklikler olduğu ve özellikle 7. ve 8. kat beton dayanımlarına ait tutarsızlıklar olması ayrıca bu katlardaki beton dayanımının projede belirtilen beton dayanımının altında olması sebebiyle asli kusurlu sayılırken, Belediye İmar Birimi yapıda imar durumuna aykırı işlem bulunmadığı sebebiyle kusursuz sayıldı.

İddianamede şüphelilerin ifadeleri de yer aldı. Öz Burak İnşaat ve Limited Şirketi’nin imzaya yetkili müdürü olduğunu ancak şirketin ortağı olmadığını ve bu yetkiyi kullanmadığını, yetkileri babası Hikmet Günsay’ın kullandığını belirten Burak Günsay, soruşturmaya konu inşaatta fiili olarak görev almadığını belirtti. Günsay ayrıca inşaatla ilgili bir eğitim ve bilgisinin bulunmadığını, inşaatın belirli bir aşamadan sonra Ahmet Canbaz Limited Şirketi tarafından devir alındığını bu nedenle üzerine atılı kusurları kabul etmediğini ifade etti.

Şüpheli Burak Günsay’ın Hatay Ticaret İl Sicil Müdürlüğü kayıtlarında Öz Burak İnşaat Şirketi’nin tek başına imzaya yetkili müdürü olduğu, suçtan kurtulmaya dönük savunmalara itibar edilmemesi gerektiği kaydedildi.

‘ONURE ETMEK İÇİN ŞANTİYE ŞEFİ YAPTI’

Şüpheli Buket Günsay ifadesinde mimar olduğunu, soruşturmaya konu binanın inşaatının başladığı tarihlerde İstanbul’da yüksek lisans yaptığını ancak üniversiteden yeni mezun olduğunda babası Hikmet Günsay’ın kendisini onure etmek için söz konusu inşaatta şantiye şefi olarak gösterdiğini belirtti. Buket Günsay, söz konusu inşaatta fiili olarak görev yapmadığından dolayı bilirkişi raporunda üzerine atılı suçları kabul etmediğini söyledi.

İddianamede, Buket Günsay’ın mesleğinin mimarlık olması nedeniyle şantiye şefinin görev ve sorumluluklarını bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, Günsay’a bilirkişi raporunda atfedilen asli kusurlar ile üzerine atılı suçun sabit olduğu yer aldı.

‘BAŞINDAN SONUNA KADAR SORUNLU’

Binada, iddianamede de belirtilen birçok eksik ve imalat, yapım eksiği olduğunu belirten dosya avukatı Ecevit Alkan, “Başından sonuna kadar sorun var. Bu bina Rönesans Rezidans’la komşu. Zeytinlik arazilerin imara açılmasıyla yapıldı.7 katlı başlayan bina 14 kata çıktı. Bir dönem binaya mafya çöktü. 219 insan yaşamını yitirdi. Bu dava önemli bir dava. 19 Temmuz’da görülecek, herkesi takip etmeye davet ediyorum” dedi.