HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın Hatay programı, Antakya’daki geniş katılımlı toplantı ile sona erdi.
Sancar, Antakya’da, Kurtuluş Caddesi’ndeki Çankaya Oteli konferans salonunda “Çözüm Bizde” sloganı altında düzenlenen “Savaşlara ve Sömürüye Hayır” konulu konferansta, sivil toplum kuruluşları ile demokratik kitle örgütleri temsilcileri yanı sıra siyasi parti yetkilileriyle bir araya geldi.
-ÇÖZÜM HEPİMİZİZ-
Buradaki konuşmasında, “Biz, ‘çözüm bizde’ derken, sadece Partimizi kast etmiyoruz” diyen Sancar, “Çözümün, demokrasi güçlerini bir araya getirecek en geniş birliktelikten geçtiğine inanıyoruz. O nedenle toplumun bütün farklı kesimlerini dinlemeyi, bir çalışma ilkesi olarak benimsiyoruz” şeklinde konuştu.
Yaşanan “ekonomik çöküşe” de işaret eden Sancar, “Halk, ekmek bulamıyor, yandaşlar zenginleşiyor” derken, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye, zor bir dönemde geçiyor diyeceğim ama… Bir çoğunuz, ‘kolay dönemimiz mi var’ diye soracaksınız. Türkiye’nin kolay dönemleri pek fazla değil! Artık final dönemindeyiz! Son 20 yılda biriken ve ağırlaşan sorunların yarattığı çoklu krizleri aşmak için bir yol bulma zorunluluğunun kendisini dayattığı bir dönemdeyiz.
Ekonomide gerçekten büyük bir çöküş yaşanıyor, fatura da halkın yüzde 90’ına çıkarılıyor. Halk yoksullaşıyor, açlık sınırı altında yaşayan insanların sayısı milyonları buldu, yoksulluk her yere yayıldı. Ama bir yandan da bu yoksulluğun madalyonun öbür yüzü gibi başka bir tarafı var… Bir avuç sermayedar zenginleşiyor, yandaşlar daha da zengin oluyor, ama halk artık sofrasına ekmek bile götüremiyor. Enflasyon, resmi rakamlara yüzde 80, ama gerçek verilere göre yüzde 160’ları buldu. Sadece enflasyonun kendisini bile büyük bir kaynak transferidir. Halktan alıp, bir avuç sermayedara aktarma yöntemidir, enflasyon…”
-BERABER YÜRÜMEK ZORUNDAYIZ-
Bu kadar ağırlaşmış bir tablo karşısında bir çıkış bulmak zorunda olduğumuza işaret eden Sancar, şöyle konuştu:
“Emekçilere, işsizlere yoksullara adil bir gelecek ve onurlu bir yaşam sunmak zorundayız. Bunu da ancak halkçı ekonomi ve sosyal adalet temelinde gerçekleştirebiliriz. Peki, bunun ayrıntıları ne olacak. Bunun ayrıntılarını da sadece bizim parti programlarımızdaki reçetelerle sınırlı tutamayız. O nedenle, emek ve meslek örgütleri başta olmak üzere, toplumun bu alanda çalışan örgütleri ve farklı kesimleri dinlemek ve onlarla birlikte yürümek zorundayız.”
Sancar, “Çözüm Bizde” sloganı altında düzenlenen “Savaşlara ve Sömürüye Hayır” konulu konferanstaki konuşmasında, ara başlıklar halinde şunları dile getirdi:
-YANDAŞLARA KAYNAK-
“Sık sık söylüyoruz, hazine garantisinin tanındığı şirketler, bizim cebimizden zengin oluyorlar! Otoyollardan havaalanlarına, elektrik dağıtım şirketlerinden büyük holdinglere kadar pek çok kuruluşa hazine garantisi ile büyük kaynak aktarımı yaşanıyor. Bu kaynakların aktarılmasının durdurulması öncelikli hedefimizdir. Öte yandan, savaş politikalarına ayrılan kaynakların, bu ülkenin yoksullaşmasında büyük rol oynadığını görmek zorundayız. Savaş anlayışı, güvenlikçi politikalar, Kürt sorununda çözümsüzlük ve otoriter rejimin inşası için sürekli ihtiyaç duyulan güvenliğe yönelik kaynak aktarımı, önemli bir kriz nedenidir. Ekonomide krizin en önemli nedenlerinden biridir.
-UYGULANAN BASKI-
Elbette yıkım tek alanda değil! Hukuk, tamamen devre dışı bırakılmış, demokrasinin kırıntıları ortadan kaldırılmış, insan halklarını anmak bile artık kara bir ironi haline gelmiş! Bu baskı, zulüm ve yasak politikalarının ülkeyi her gün daha fazla nefessiz bıraktığını görmek gerekiyor. Dillere, inançlara ve kimliklere uygulanan baskılar, ayrımcılık politikaları, yargı yoluyla işletilen tasfiye planları da yine aynı tablonun önemli bir parçasıdır. Adaletin olmadığı bir ülkede nefes almak mümkün olmaz.
Bakın, adalet, sadece yargı meselesinden ibaret değildir. Elbette yargı, bugün iktidarın elinde bir tasfiye, muhalifleri susturma aracı olarak kullanılıyor. Kobanî Kumpas Davası, Gezi Davasında verilen kararlar bize yönelik kapatma davası, pek çok muhalif kesime yönelik planlı baskılar, elbette bugün yaşadığımız sorunların önemlilerini oluşturuyor. Sistem, otoriterlik üzerine kurulmuştur. Amaçları, otoriterliği kalıcı hale getirmektir. Peki, buradan çıkış nasıl olacak? Buradan çıkış; demokrasi, adalet ve toplumsal barış temelinde güçlü bir birliktelik oluşturmaktan geçiyor.
-MÜCADELE BİRLİĞİ-
Tek başımıza, bu sorunlarla ve ağır yıkımlarla baş etmemiz kolay olmaz. Bu iktidarın elinde, devreye sokabileceği çeşitli oyunlar vardır, bunu unutmayalım. O nedenle, bütün demokrasi güçleri, adaletten yana bütün kesimler, özgürlük isteyen her insanı buluşturacak geniş bir demokratik mücadele birliği oluşturmamız gerekiyor. Hedefimiz budur, çözüm buradan geçmektedir. Bizim temel hedefimiz, bütün demokrasi güçlerini bir araya getirecek güçlü bir birlikteliği inşa etmektir. Bu yolda aldığımız mesafelerin umut verici olduğunu söylemeliyim, ama yetmez! Daha fazlasına ihtiyaç var. Bizlerin, yeni bir başlangıç yapabilmesi, gerçek demokrasiye giden yolu açabilmesi, ancak geniş ve güçlü birliktelikle mümkün olacaktır. Bu yüzden her gittiğimiz şehirde, farklı kesimlerle; demokrasi, adalet ve özgürlük ortak paydasında barış hedefinde buluşma çalışmalarımızı mutlaka gerçekleştiriyoruz. Biz, sizlerle, farklılıklarımızı bir kenara koymadan, ama ortaklıklarımızı esas alarak buluşmak suretiyle yolumuzu belirlemek istiyoruz.”
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, sözlerini, herkese yaptığı çağrı ile bitirdi:
“Bu iktidar kendiliğinden gidecek, şeklindeki algı ve rehavet, hiç umulmadık tatsız sonuçlarla karşı karşıya bırakır bizi. Bu iktidarı gönderecek temel güç, gerçek bir alternatifi oluşturmaktır. Gerçek, demokratik, adil bir alternatif oluşturmaktır. Bu alternatif, ancak en geniş birliği ve ittifakı sağlayabilir. Bizim inancımız, bu konuda nettir.”