Hatay Arıcılar Birliği bu günlerde hummalı bir çalışma yaparak, bölgeye özgü arı ırkını yeniden iyileştirme yaparak, bölgenin iklimine uygun arı ırkını üretime sokacaklarını belirtiyorlar.
Hatay Arıcılar Birliği Başkanı Mehmet Ekici, 4 yıl çalışmadan sonra damızlık arıların üreticilere vereceklerini belirtiyor.
Mehmet Ekici, arıcılığın önemi, dünya piyasasındaki yerini ve en önemlisi ise sorun çözümlerini değerlendirdi. Özellikle devletin diğer üreticilere yaptığı destekleri, kendilerinden esirgememesi gerektiğini ifade etti.
Mehmet Ekici 2022 yılının pek parlak geçmediğini, 2023 yılının ise nasıl olacağı konusunda kaygılı olduklarını, “inşallah iyi gider” diyerek temennide bulundu.
Hatay Arıcılar Birliği Başkanı Mehmet Ekici ismini anmaya değmez dediği arıcıları şeker vereceğiz, diyerek kandırana karşı yanlarında olan ve desteklerini veren Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e teşekkürlerini iletti.
Mehmet Ekici (Hatay Arıcılar Birliği Başkanı)
Yeniden Anadolu Arı Irkını İyileştirip, Üretime Sokacağız.
Yanlış anlaşılmasın, biz yeni bir arı ırkı yaratmıyoruz, biz doğanın bize verdiği bu bölgeye özgür arı ırkını korumaya ve geliştirmeye çalışıyoruz. Bunları yaparken selekte ediyoruz, yani iyi ve kötülerini ayırıyoruz. Bir iyileştirme yapıyoruz, diyelim. Hatay ekotipi Hatay arısı olarak ıslah yapıyoruz, bu çalışmamız 4.senedir, bundan sonra damızlık arı üretip, üreticilere vereceğiz. Bunu niye yapıyoruz: Bu arıların bu tabiata özgü olduğu için o yapısını korumaya çalışıyoruz. Çünkü arı ırkı tıpkı insanlar gibi tabiat yani yaşadıkları yerlerle ilgili olduğunu belirteyim. Örnek, bu bölgenin arısını kafkasya’ya götürürseniz, verim alamazsınız. Biz kafkas arasını Akdeniz’e getiriyoruz, o arılar bu sıcağa dayanmıyorlar. Kaliteli ve verimli bal yapamıyorlar. Biz bu anlamda bölgemize ait arıların yeniden üretilmesi, muhafaza edilmesine inandık, Türkiye’nin 27 yerinden Mersin, Adana, Osmaniye,Kilis, Antep, Maraş, Hatay ve diğer illerden saflarını aldık ve 200 kovanlık bir sürü oluşturduk. Bunları ayrıştırdık, bunları önce 50 daha sonra 30 arıya indirdik ve daha sonra bu 200 kovanlık sürü meydana getirdik. Bu arıların üniversite de testlerini yaptırdık, bu arılardan bin tanesinin spermenini alıp, eksi 180 derecede dondurarak,sperm bankasına teslim ettik. Ayrıca Cumhurbaşkanlığınca bu arıların ayrı bir arı ırkı olduğu tespit edilmiştir. Bu ıslahı yapan 5 ilden bir tanesiyiz.
Bizim Bölgemize Ait Olanlarla Üretim Yapalım.
Bizim çalışmamızda Anadolu arı ırkı dediğimiz arıda bulunmaktadır. Yani bölgelerimize göre sıralarsak İç Anadolu, Trakya, Hatay, Düzce, gibi illerde ayrı, ayrı ırkları çalışıyoruz. Bizim amacımız bu coğrafyanın bitki örtüsüne uygun arı yetiştirdiğimiz zaman daha çok verim, kaliteli ürün ve bu arı ırkının muhafazasını sağlamaktır. Bütün bu çalışmaların girdilerini, masraflarını Tarım Bakanlığı karşılamıştır. Ancak bundan sonrası çok, çok önemli ve bakanlığının bundan sonrası da desteğini verirse bu iş başarıya ulaşır. Yani bu damızlık arıları üretip, sahadaki arıcılarımıza bu arıları vermektir. Bundan sonra bakanlık destek vermez ise bu 4 yıllık çalışma ve emek ziyan olur. Bu arılar üreticiye ulaşmadıktan sonra kalite ve üretime yansımaz.
İkinci Çalışma Sahadaki Üreticiye Damızlık Arıyı Verebilmektir.
Birinci aşamayı geçtik, iyi gitti, buraya kadar sorun yok, bundan sonraki sorun damızlık arının üreticiye ne zaman verileceği aşamasına geldik. Dünya’da arı ırkları birbirine karışıyor, hatta yabancılar Almanya, Amerika gibi ülkelere kaçırıp, ıslah ederek, bize geri veriyorlar. Binlerce döviz ve dolarımız dışarıya gidiyor, biz kendi genetiğimize sahip çıkamadığımız için yabancılar bu işi yapıyor. Bizim ülkemizden erkek arı spremi kaçıran yabancıları yakaladık. Bunları götürüp, ıslah ettikten sonra bize ateş pahasına satıyorlar. Dünya arılarının yüzde 22 si Anadolu kökenlidir. Zengin bir coğrafya ve dünyanın gözü buradadır. Tabi melezleme dolaysıyla arılarımızın kalitesi bozuluyor, arılarımız ölüyor. Amerika’da kirlenmeden ötürü arılar öldü, Amerika Afrika’dan saf arı götürdüler. İsrail de bozdu, o da Afrika’dan saf arı getirmek zorunda kaldılar.
Doğu Perinçek’e Bize Sahip Çıktığı İçin Teşekkür Ediyorum.
Türkiye arıcılıkta dünya ikincisi bir sektördür. Bizim bazı sorunlarımız vardır. Bizim Sonbahar ve İlkbahar da arıları üretime teşvik için şeker veririz, biz buna beslenme şekeri diyoruz, bunun devlet tarafından sübnsa edilmesi, diğer ülkelerin çoğunda sübvanse ediliyor, ismini söylemiyorum ama eski TAB başkanı arıcılarımızdan ucuz şeker parası topladı, bir kısmına şekeri verdi, bir kısmına vermedi. Bu mağduriyet çeşitli mahfiller tarafından dile getirildi. Bu arada Doğu Beyde bu sektörün sorunlarına sahip çıktı. Hatta Cumhurbaşkanı yardımcısını arayarak sorunu oraya aktarmıştır. Bu sıkıntıların giderilmesi için ricada bulundular, Doğu Beye bundan ötürü özellikle teşekkür ederim.
2023 Yılı şu ana kadar kurak geçti. Kuraklık bahar ve yaz aylarında da sürerce halimiz perişan demektir. Bizim işimiz tabiatla ilgilidir, yağışla ilgilidir, bizim işimiz bitki ile ilgilidir. Kuraklık ve diğer sorunlar açısından iyi değil ama yinede umudumuzu yitirmek istemiyoruz. Üretim meselesinde dünyada bir sıkıntı var, bizim ülkemizde de sıkıntı var, devletimiz diğer konularda olduğu gibi arıcılarımıza da destek olması gerekir. Destek olmaz ise arıcı bu kuraklığı bu krizi atlatamaz. Devlet arıcılarımıza balıkçılara olduğu gibi mazot desteği verebilir, bize kovan başına 30 lira veriyor, bunu artırabilir. Polen desteği olabilir, bu baldan daha fazla geliri vardır. Bizim arıcılarımız yılda 4 kez değişik yerlere gidiyor ve bu masrafı mazot desteği ile çözebiliriz.
