Hatay’da buğday hasadı Amik Ovasında devam etmektedir. Buğday fiyatları açıklanmadığı için Hatay çiftçisi buğdayı ya tüccara ya da TMO’ya teslim etti ama halen eline ne kadar para gececiğini bilmemektedir.
Hatay ili Defne ilçesi Ziraat Odası Başkanı Sedat Duran ile Tarımda acil atılması gereken adımlar nelerdir? Bölgesel ve Türkiye genelinde değerlendirir misin.
Deprem Bölgesini çiftçilerinin bölgeye ilişkin çağrısı var mı?
Sedat Duran:
Öncelikle bizim bölgemiz açısından bakmak gerekirse, buğday hasadının sonuna doğru yaklaşmaktayız. Bizim Hatay bölgesi, Çukurova gibi buğday hasadının sonuna yaklaşan buğday üretiminin %20’ni karşılamaktadır. Buğday fiyatları hasadın sonunda değil başında açıklanmalıdır. Çiftçi o zaman hem kazancını bilir, hem de kime satacağına karar verir. Tüccar buğdayın kilosunu 5-6 liradan çiftçinin elinden kapmaya çalışmaktadır. Yine TMO’ya teslim edenler buğdayın fiyatını bilmiyorlar. İnsanların ihtiyacı var, beklemeye tahammülleri yok, borçlanmışlar, bu anlamada paraya yakıcı ihtiyacı vardır.
Ziraat Odası başkanı ve çiftçi olarak benim gelecek yıla tarlama buğday ekebilmem için buğdayın kilosu en az 9-10 olması gerekir. Bunun aşağısındaki fiyat benim borçlarımı karşılamadığı gibi gelecek yıl da tarlaya tohum atamam.
Deprem Bölgesi çiftçisi olarak bizler yerimizden, yurdumuzdan olduk. Bizim bölgemizden %30 göç yaşanmıştır. Göç edenler geri dönmek ister ama bir düzen kurulması gerekiyor. Depremde biz traktör ve tarım aletlerini enkaz altında bıraktık. Bunların devlet tarafından karşılanması gerekiyor. Yoksa biz neyle tarlamızı ekip, biçeceğiz.
Seçimler dolaysıyla deprem yerine seçim tartışmaları yapıldı, depremin acıları yaşanırken ve çözülmesi gereken ciddi sorunlar varken, bizim çiftçiler unutuldu. Şimdi bakan atandı bakalım biz çiftçiler için neler yapacaktır?
Bizim buradan göç yaşandı, bu anlamda da insanlar buradan göç ettikleri için üretici işçi bulamıyor. Depremin başında bazı yardımlar yapıldı, daha sonra azaldı, şimdilerde nerdeyse sıfırlandı. Üretimin devam etmesi için depremde zarar gören çiftçilerin tarlasının yanında konteyner verilmelidir. Yoksa üretimine uzaktan devam edemez. Konteyner kentlerin yeri temiz olmalı, yılan ve böceklerden temizlenmeli ve haşerelerden ilaçlanarak temizlenmelidir. İnsanlar yoksa bölgeye nasıl dönüp, yerleşecektir?
Çiftçinin üretime devam edebilmesi için bir yaşam düzeni kurulması gerekir. Yine işçi sıkıntısı çekiyoruz. İşçiler içinde deprem bölgesinde sağlıklı ve yaşanabilecek konteyner kentler olması gerekir.
Özetlemem gerekirse, bizim bölgemiz verimli topraklardır. Amik Ovası gibi yüksek verim veren topraklarımız vardır. Bizlerin bu toprakları ekebilmesi, biçebilmesi, Türkiye’nin gıdasını karşılayabilmesi için deprem bölgesinde her şeyini yitiren çiftçilere özel bir destek programı açıklanmalıdır.