Dağlıca ile Iğdır’da yaşanan hain terör saldırısıyla ilgili tepkilerini dile getiren Emekli Astsubaylar Derneği İskenderun Şube Başkanı Kazım Çakır “Ölen de Mehmet, Öldüren de Mehmet” dedi.
İskenderun Emekli Astsubaylar Derneği Başkanı Kazım Çakır Hakkari’nin Yüksekova İlçesi kırsalında yaşanan terör olayı ile ilgili basın açıklaması yaparak “Bugünleri görmemek kör olmak anlamına gelir. Ülkemizde bir barış sözcüğü var. Bu barış sözcüğünü hem terörist, hem terörist destekçileri kullanıyor, hem de hakikaten barışı sever Türk insanı kullanıyor. Barış sözcüğü hep söylemde kalıyor, gerçeğe dönüşmüyor. Terörist barış derken, kendine özgü barışı arıyor. Ama biz ülkemizde hakikatken bin yıllık kardeşliğin barışını istiyoruz” diye konuştu.
Bu ülkede beraber yaşamanın veya birlikte olmanın huzurunu, güvenini istediklerinin altını çizen İskenderun Emekli Astsubaylar Derneği Başkanı Kazım Çakır “Daha önce bir açılım diye adını koyamadıkları bir süreç ortaya konmuştur. Bu sürece önce Kürt açılımı denildi. Tutmadı barış açılımı denildi. Bu da tutmadı milli birlik kardeşlik açılımı denildi. Böyle sürekli isimler değiştirildi. Aslında açılım olacak herhangi bir neden yoktu. Bizim kendi aramızda herhangi bir açılıma gerek duyacak bir durum yok. Sorun sorun dediler. Ama bizim ortada ayrışabileceğimiz bir sorun da yoktur. En sonunda Cumhurbaşkanımız bile Balıkesir de yaptığı konuşmasında “ya bu ülkede Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Kardeşim Cumhurbaşkanı olabiliyor musun, milletvekili olabiliyor musun, paşa general olabiliyor musun diye bunları sınıflandırmıştı. Ama ne yazık ki bu uzun sürmedi” şeklinde konuştu.
İki kartlı oynandığı zaman! Ne İsa’nın yanında olabilir, ne de Musa’nın yanında olabileceğini, milletin de bir kaos içerisine girmesine neden olacağı yorumunu yapan Çakır şöyle devam etti: “Şimdi terörü bitirme peşindeyiz. Bizler terör bitsin, analar ağlamasın diyoruz. Zaten bu açılıma başlarken “Analar ağlamasın” sloganı ile başlamıştı. Analar ağlamasın sloganı kulağa çok hoş geliyor. Ama geldiğimiz noktada Türkiye’nin Anası ağlıyor. Son 7 Haziran’dan bu yana ne oldu, ne olmadı bilmiyoruz. Şiddetle kaosa giden bir durum var. Hakikaten sağduyu sahibi asil milletimizi yürekten yaralayan bir ortam en son önceki günkü hadise intikal sırasında birliğimize saldırı oluyor. Basından öğrendiğimiz kadarıyla 16-17 şehidimizin olduğu söyleniyor. Bu konuda çok şeffaf olunmasını istiyoruz. Oradaki evlatlar bizim evlatlarımız. O çocuklar bizim çocuklarımız. Bakıyorsunuz ölen Mehmet, öldüren de Mehmet. Yani aramızdaki husumet niye? Bundan bile siyasi rant bekleyen siyasilerimiz var. Bunların bundan kurtulup sadece Atatürk düşünceleri, ilke ve devrimleri içerisinde yer almaları bizim en büyük temennimiz. Bölünmez bütünlüğümüz kadar önemli hiçbir şeyimiz yok. Tabanda Türk’tü, Kürt’tü, Çerkez’di, Laz’dı kimse kimseye sormuyor…”