Hatay CHP’nin önde gelen seçilmişleri “ÇAPARALİ kaynaklı “Fellah” nitelemesi iddialarına ne dediler?
Önce vekiller…
Suskun kalanlar; Suzan Şahin, İsmet Tokdemir.
Görüş beyan eden vekiller; Mehmet Güzelmansur ve Serkan Topal
Vekil Topal, net bir ifade ile Çaparali’nin istifasını yada görevden alınmasını isterken, Vekil Güzelmansur olayın açığa çıkarttırılmasını istedi.
Defne İlce Başkan Yardımcısı ile Belen İlce Başkanının da Çaparali’nin istifasını istediği biliniyor.
İl Başkanı Ramiz Parlar ise mahkeme ya da denetleme kurulu olmadığını söyleyerek “işini yaptı.”
Arsuz ve İskenderun İlçe Başkanlarından ses yok.
Oysa, ortalık yangın yeri.
CHP ye oy veren “fellah” kesim ayakta.
Bu nasıl siyaset?
Anlayan varsa beri gelsin…
İl ve ilçe kongrelerinde birlikte olan ekibin üyelerini bile parçaladı galiba bu esen “Çaparali fırtınası”
İl Başkanı Ramiz Parlar’ı o koltuğa oturtanlar yaptığı açıklamayı okuyunca ne düşündüler acaba?
Hakikaten neydi o açıklama öyle?
Bari sus ya da “olay hassas sakin olalım” de.
Ne demek ben “mahkeme değilim”?
Ben denetleme kurulu değilim ne demek?
Senin politik bir makama getirildiğini cümle alem biliyor.
Senin Politik bir tavır koyman beklenir.
Ne demiş Başkan bir bakalım:
“HATSU Genel Müdürlüğünde Genel Müdür ve bir Daire Başkanı arasında yaşananları içeren ve sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna yansıyan video-bant ile ilgili üyelerimizden ve vatandaşlarımızdan gelen bir takım talep ve beklentiler üzerine açıklama yapma ihtiyacı hasıl olmuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm Hatay Halkının ve Türk Ulusunun bilmesini isteriz ki; insanların herhangi bir şekilde dil, din, ırk, renk ve mezhep üzerinden muameleye tabi tutulmasına, en başta tüm din, ırk ve mezheplerin asırlardır özgürce, hoşgörü ve barış içerisinde yaşadığı medeniyeler kenti Hatay’ın sakinleri olarak başta bizler, sonrada Türkiye’nin en eski ve en köklü partisi olan Cumhuriyet Halk Partisinin tüm mensupları şiddetle karşı çıkar ve reddeder.
Hataylılar olarak bizler; Aleviyi de, sünniyi de, hrıstiyanı da, yahudiyi de, ermeniyi de, Türkü de, Kürdü de, Arabı da zenginliğimiz olarak görür ve her birini ayrı ayrı baştacı eder, bu mozaiği bozmaya, ayrıştırmaya ve bunun üzerinden siyaset yapmaya çalışanı asla bünyemizde barındırmayız.
İşte bizi güçlü ve farklı kılan da bu yönümüzdür.
Hiç kimse ve hiç bir taraf için yargısız infaz yapılmaması titizliği içerisinde olayı anlamaya ve analiz etmeye çalışıyoruz.
Ancak taktir edilmelidir ki biz ne bir yargı organıyız ne de bir teftiş ve denetleme makamıyız, biz sadece bir siyasi partiyiz.
Yaşandığı belirtilen olayın gerçekleştiğine dair yetkili ve görevli kurum-kuruluş veya organlardan kesin bir karar çıkması halinde, bu olayı bir kesime yada kuruma mal etmeksizin, kusuru olan kişi hakkında gerekli tavrı ortaya koyacağımızdan ve değerlendirmemizi kamuoyuyla paylaşacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Her toplumsal olayda olduğu gibi bu olayda da üzerimize düşen siyasi ve toplumsal sorumluluğun gereğini yerine getirerek, bu üzücü hadisenin toplumsal barışa ve huzura zarar vermesine asla izin vermeyeceğiz.
Bu vesileyle, olay netlik kazanana ve tam olarak aydınlanana kadar, tüm partililerimizden ve halkımızdan serinkanlı ve sağ duyulu hareket etmelerini rica ediyorum.”
Yani ben bu iş politik şimdilik bir tavır koymam beklerim
Olay ilgililer tarafından incelirse biri suçlu bulunursa o suçlu da parti üyesi ise gereğini yaparım
Bunu da yaparken herhangi bir kurum ya da kuruluşa mal etmeden olayı şahsileştiririm
Yani kasette yer alan iddialar doğru olsa bile ne BŞ’yi ne de HATSU’yu ne de Başkan Lütfü Savaş’ı suçlamam. Yalnız Çaparali için gereğini yaparım.
Ne yapacaksın?
Çaparali partilide değil, sosyal demokratta değil.
Kınayacak herhalde.
Yeter mi?
Parlayan Başkana göre yeter.
Yani istifasını ya da görevden almasını bile istemeyecek.
Helal olsun…
Vallahi çok güzel demeç.
Ne şiş yansın ne kebap…
Acaba “üyelerimizden ve vatandaşlarımızdan gelen bir takım talep ve beklentiler üzerine açıklama yapma ihtiyacı hasıl olmuştur” cümlesinde talep ve beklentiler böyle mi?
Hiç sanmıyorum.
Neyse…
Ve Nihayet Başkan Savaş soruşturma açtı.
Bekliyoruz…
Ama Sayın Savaş’ın katıldığı bir Tv programında söylediği şu sözler de bana ilginç geldi:
“ Bu olaydaki amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek, yani beni dövmek. Ben bunların hepsinin farkındayım, o yüzden cevap vermedim. Ardından soruşturma açtığımızı toplumla paylaştım. Bunun dışında konuşmam doğru olmayacağı için cevap vermedim. Bu toplumu kaosa sürükleyecek herkesin karşısındayım. Çünkü Hatay halkı bana Hatay’ı emanet etmiştir. Belediye başkanı olarak yapmam gereken ne varsa yaparım. Sayın Genel Başkanımız beni aradı her şeyin farkında olduğunu ve canımı sıkmamamı söyledi”
Bu Genel Başkan göndermesi nereden cıktı acaba?
Bir güç gösterisi bence.
Yani siz merak etmeyin “Genel Başkan benim yanımda” Bana bir şey olmaz
Kime güç gösterisi yapıyor.
Amacı “üzüm yemek değil bacı dövmek olanlara”
Kim bunlar?
Belli değil.
Peki şu cümleler ne ifade ediyor?
“HATSU’da hiçbir gruplaşma yok. 14 ay önce olan bir olayın bu zamana taşınmasını doğru bulmuyorum. Gördüğüm kadarıyla çözüme kavuşturulamayacak bir şey de yok ama ikisi için de soruşturma açtık. Soruşturma bitene kadar bu konu ile ilgili konuşmayı doğru bulmuyorum. Sonucunu da kamuoyu ile paylaşacağız”
Bu da belki de patlayan öfkeyi yatıştırmak için olayı basite indirgeme arzusu.
Olay Sayın Savaş’ın söylediği kadar basit mi?
Soruşturma sonrası Çaparali “aklanır” ise sonucu hep beraber göreceğiz….