CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hatay Dörtyol’da, “Biz kurultaydan bir görev aldık. CHP kurultayları görev almaz görev verir. Başka kurultaylar gibi değildir. Liderin salona girdiğinde herkesin ayağa kalktığı, ‘otur’ deyince oturan, onun listesini onaylayan, 1 buçuk saatte kurultay bitirenlerden değiliz. Bizde herkes Cumhuriyet için bizde herkes bu ülkenin, bu partinin iyiliği için çalışır, çabalar karar verir. Şimdi o kurultay bize bir görev verdi, size bir görev verdi, hepimize bir görev verdi. Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevini aldık. Atatürk’ün partisini iktidar yapmanın yolu önümüzdeki yerel seçimlerden geçiyor. Biz elimizdeki Hatay dahil, İstanbul dahil bütün büyükşehirleri tekrar kazanacağız. Ayrıca üzerine Türkiye’de büyükşehirler, Hatay’da da ilçeler ekleyeceğiz. Bunların da en başında gelenlerinden biri Dörtyol Belediyesi’ni alacağız. Dörtyol’da Atatürk’ü seven herkesi, Atatürk’ü seven milliyetçileri, Atatürk’ü seven başka partilere geçmişte oy veren herkesi Atatürk’ün kurduğu partiye, baba evine davet ediyoruz. İyi olsun diye başka yerlere oy verenlerin artık ağızları yandıysa, artık bir şeyler değişsin istiyorlarsa ben CHP’nin Genel Başkanı olarak hepsini CHP’ye yani baba evine davet ediyorum. Baba evinin kapıları açık” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün Hatay Dörtyol’da halk buluşmasına katıldı. Buluşmada konuşan Özel, şunları söyledi:
“BU ÖRGÜTÜ, BU PARTİYİ VE BU ÜLKEYİ AYAĞA KALDIRMAK LAZIM, BİR YOLA ÇIKTIK, SİZ BİZE İNANDINIZ BİZ SİZE İNANDIK”
“Manisa’da, Akhisar’da bir mitingde Ekrem Başkanla önlü arkalı konuştuk, el ele tutuştuk. Manisalılar o birlikteliği çok sevdiler, çok alkışladılar. İlerleyen zamanlarda biz bir ortak duyguyla, hep birlikte bir yola çıktık. Bugün yine sizin karşınızda böyle bir seçim kamyonunda Ekrem Başkan konuşurken ve ben konuşurken gözlerinizin içini gördüm. Manisa’da başladığımız yolculuğun fotoğrafını burada bir kere daha verelim. O gün, hep beraber seçimleri kazanmak için çalışıyorduk, olmadı, çok üzüldük, hepimiz yıkıldık, hepiniz yıkıldınız. Omzumuz düştü, başımız öne düştü, utandık, sıkıldık. Sonra dedik ki, bu böyle olmaz. Bu örgütü, bu partiyi ve bu ülkeyi ayağa kaldırmak lazım. Bir yola çıktık. Siz bize inandınız biz size inandık. Partimize yakışan bir kurultayın sonunda CHP’nin Genel Başkanı olarak karşınızdayım, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Buradan hem ikinci yüz yılın birinci kurultayında tarihimizin en genç 43 yaş ortalaması Parti Meclisi’ni seçen delegelerimize, üyelerimize ve elbette 7. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na bir selam yollayalım hep birlikte, selam olsun Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na…
“KURULTAY BİZE BİR GÖREV VERDİ, SİZE BİR GÖREV VERDİ, HEPİMİZE BİR GÖREV VERDİ”
Biz kurultaydan bir görev aldık. CHP kurultayları görev almaz görev verir. Başka kurultaylar gibi değildir. Liderin salona girdiğinde herkesin ayağa kalktığı, ‘otur’ deyince oturan, onun listesini onaylayan, bir buçuk saatte kurultay bitirenlerden değiliz biz. Bizde herkes Cumhuriyet için, bizde herkes bu ülkenin, bu partinin iyiliği için çalışır, çabalar karar verir. Şimdi o kurultay bize bir görev verdi, size bir görev verdi, hepimize bir görev verdi. Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevini aldık. Bunun yolu, Atatürk’ün partisini iktidar yapmanın yolu, önümüzdeki yerel seçimlerden geçiyor. Biz elimizdeki Hatay dahil, İstanbul dahil bütün büyükşehirleri tekrar kazanacağız. Ayrıca üzerine Türkiye’de büyükşehirler, Hatay’da da ilçeler ekleyeceğiz. Bunların da en başında gelenlerinden biri Dörtyol Belediyesi’ni alacağız.
Dörtyol’u alalım ki, daha pek çok ilçeyi alalım ki bundan sonra CHP’li Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin, Belediye Başkanının elini kolunu bağlayamasınlar. Belediyedeki çoğunluğu istiyoruz. Yerel seçimleri kazandıktan sonra Dörtyol’un yol sorununu da, su sorununu da, diğer sorunlarını da teker teker çözeceğiz. CHP gelecek her şey çok güzel olacak. Sonra daha çok çalışacağız. Var gücümüzle çalışacağız ve sonra artık kimsenin narenciye üreticisini ezmesine izin vermeyeceğiz. Bu partinin birinci Genel Başkanı ve Türkiye’nin birinci Cumhurbaşkanı, ‘köylü milletin efendisidir’ demişti. Sonuncusu, ‘al ananı da git’ diyor.
“İHRACATÇIYA DEĞİL, ÜRETİCİYE DESTEK İSTİYORUZ”
Hatay’da 1,6 milyon ton narenciye üretildi. Düşünün parayı, kilosunu 3 liraya satılanı, 1 lira fazlaya satsanız 1,6 milyar Hatay’a ek katkı olacak. Ama beceriksizler yüzünden, kötü yönetim yüzünden üreticiye doğru destek, doğru danışmanlık yapılmadığı için bu sene ürünün yüzde 40’ı dalda kaldı. Kayba bakın, toplatmaya İstanbul’a yollatmaya masraflar engel oluyor. Ürünümüzü dalda bırakanlara yazıklar olsun. Bu ürünün dalda kalması bir anda 6 liralık mazotun 30 liraya çıkmasındandır. Bu ürünün dalda kalması artık mazot fiyatlarına çiftçinin yetişememesidir. Bir kaç ay önce 30 liraya, 33 liraya, 39 liraya mazot fiyatı çıkınca bu ürünün burada toplanıp, toplamaya gelen işçinin maliyeti ve İstanbul’a gitmesi, Anadolu’nun dört bir yanına gitmesi imkansız hale gelmiştir. Bu yüzden narenciye üreticisine doğrudan destek vermek şarttır. İhracatçıya değil, üreticiye destek istiyoruz.
“BU KARDEŞİNİZ HEM DÖRTYOL’UN HEM HATAY’IN BÜTÜN SORUNLARINI TÜRKİYE’YE DUYURMAYA SÖZ VERDİ”
CHP’nin bundan sonraki sürecinde iktidarın kadrosunda hangi bakan varsa onun tam karşısında ama o konuyu o bakandan iyi bilen ve meseleyi sadece sermaye için değil, halk için okuyan, gören, işçiyi seven, esnafı seven, çiftçiyi seven, köylüyü seven, sizin için çalışacak bakanlarımız var. Bundan sonra Tarım Bakanı ne yaparsa onu adım adım takip edecek ve bundan sonraki süreçte sizin sesinizi tüm Türkiye’ye duyuracak bakanımız var. Tarım Bakanını gölgesi gibi takip edecek gölge Tarım Bakanımız var. Çok çalışacak sesinizi duyuracak. Bu kardeşiniz hem Dörtyol’un hem Hatay’ın bütün sorunlarını Türkiye’ye duyurmaya söz verdi. 15 gün önce genel başkan adayı olarak Hatay’daydım. İl binamızın önünde dünya kadar kamera, kalabalık vardı. Dedim ki, ben 80 ilde siyaset yaparım, Hatay’da yapmaya gerek yok. Ama Hatay’ın sesini duyurmaya gerek var. O gün söz vermiştim. Mazbatadan önce annemin babamın elini öptüm, helallik aldım. İlk seyehati Hatay’a yapmaya söz vermiştim, Hatay’dayım, Dörtyol’dayım.
“DÖRTYOL KAYMAKAMLIĞI YARDIM KOLİLERİNİ DAĞITMAK YERİNE ORADA BİR YOLSUZLUK YAPMIŞ.
Bir ablamız ‘Sesimi duyurmak istiyorum’ dedi ve bu ablamızın derdi şu; Dörtyol Kaymakamlığı yardım kolilerini dağıtmak yerine orada bir yolsuzluk yapmış onunla ilgili Dörtyol Kaymakamlığı’na, İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’ya sesleniyorum. Ayrıca CHP’nin İçişleri Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı arkadaşımız bu konuyla yarın ilgilenecek, buradaki soruşturmaya hep birlikte dikkat kesileceğiz söz veriyoruz. Abla diyor ki, ‘Ben CHP’li değilim ama kaymakamın yaptığını kime söylediysem sesimi duyuramadım, ezildim’ diyor. Ben de diyorum ki, ‘karınca gibi seni ezemezler. Karıncanın kardeşi var o da CHP’dir.’
“İHTİYAÇ OLAN DEPREM KONUTUNUN 10’DA 1’İNE BİLE DAHA BAŞLAMADILAR”
Hatay ve diğer ilçeleri çok büyük bir yıkımla karşı karşıya. Geç geldiler, erken gittiler. Her yerde yıkımı bitirdiler, Hatay’da yapmadılar. İhtiyaç olan deprem konutunun 10’da 1’ine bile daha başlamadılar. Senesi geliyor insanlar çadırda, konteynerda bu sorunun gündemde tutulmasını istiyorlar. Buradan size Özgür Özel sözü; bir ana muhalafet partisinin genel başkanı bir meseleyi gündeme getirmek isterse o meseleyi kimse unutturamaz. Koltuğunda oturduğum birinci Genel Başkanımız Gazi Mustafa Kemal demiş ki, ‘Hatay benim şahsi meselemdir.’ Bende diyorum ki, bundan sonra Hatay benim şahsi meselemdir, sizi unutturmayacağım.
“DÖRTYOL’DA ATATÜRK’Ü SEVEN HERKESİ, ATATÜRK’ÜN KURDUĞU PARTİYE, BABA EVİNE DAVET EDİYORUZ”
Narenciye üreticisinin de, çiftçinin de, işçinin de, emekçinin de, emeklinin de dostu CHP’dir. İyi olsun diye başka yerlere oy verenlerin artık ağızları yandıysa, artık bir şeyler değişsin istiyorlarsa ben CHP’nin Genel Başkanı olarak hepsini CHP’ye yani baba evine davet ediyorum. Baba evinin kapıları açık. Herkes baba evine doğar, kimi ırakta oturur kimi yakında, kimi büyüğünü arzular gider, kimi küçüğüne kanaat getirir ama herkes bilir ki baba evinin çorba kaynamaktadır, bacası tütmektedir. O baba evinin bacasını tüttürenler işte burada. CHP’ye gelen herkes baş tacı. Desek ki biz ‘kapı kapalı’, derler ki, ‘nasıl sokmuyorsun tapusu senin mi?’ Doğru, ne Kemal Bey’indi ne Özgür Özel’in, Ecevit’in de değildi, İsmet Paşa’nın da, baba evinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Dörtyol’da Atatürk’ü seven herkesi, Atatürk’ü seven milliyetçileri, Atatürk’ü seven başka partilere geçmişte oy veren herkesi Atatürk’ün kurduğu partiye, baba evine davet ediyoruz. Hatay’ı çok seviyoruz, Dörtyol’u çok seviyoruz. Seçimlerde Dörtyol Belediyesini kazanmayı, Dörtyol’un bundan sonraki sürecine Ekrem Başkanın İstanbul’u gibi bambaşka bir sosyal belediyeciliğin sözünü veriyoruz.